English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ O ] / Onun yerine

Onun yerine Çeviri İngilizce

7,018 parallel translation
Onu kurtarabilirdin, ama onun yerine sattın onu!
You could save him, but you sold him instead!
- Ancak onun yerine seviştik.
But instead we had sex.
Onun yerine gitti ismini değiştirdi.
Instead, he just gave it a fancy new name :
Onun yerine, şimdi, 600 gram silikon var.
In its place, now, there's 600 grams silicone.
Onun yerine... Bana...
Instead, you said...
Onun yerine vantilatöre ne dersiniz?
How'bout some fans instead?
Ya da onun yerine "Manischewitz" mi alsam?
Or should I be saying "Manischewitz" now?
Ayrıca, gelinin duvağı da kağıttan. O yüzden, onun yerine, sizden birbirinizin gözlerine bakıp karşınızdakinin içindeki ateşi yakmanızı istiyorum.
Plus, our bride is wearing paper, so instead, I will urge you to gaze into each other's eyes and light the fire within.
Hala, onun yerine yeni birini almayı düşünüyor musun?
Do you still think you want to replace her?
Sen işini kaybettin, bu yüzden onun yerine başka bir şey bulma Kiranı karşılayacak şekilde birkaç odayı bazı öğrencilere kiraladın.
You lost your job, so instead of finding something else you had some students rent some rooms to cover your rent.
Hepinizi korkutması gereken olasılık onun yerine davalara bakan kişinin ben olduğum.
A possibility which should terrify all of you considering it was I who had to prosecute in his stead.
Ben de onun yerine beyefendiyle Westminster'e seyahat edersiniz diye düşünüyordum.
I was thinking instead that you could travel to Westminster with the gentleman.
Belki de onun yerine Kraliyeti ikna etmek için uğraşabiliriz.
Perhaps instead we can attempt to reason with the Crown.
Onun yerine daha karanlık daha antik bir ruh geldi.
Instead it was a much darker, more ancient spirit.
Bizim bar kuşlarına içki satmayı seçtiğim için kötü bir insan mıyım sence? Onun yerine şeytanın soyundan gelme ikizlerimin yanında olabilirdim.
Does it make me bad that I'd rather sell booze to barflies than spend time with my twin spawns of Satan?
Cennetin kapısını çalıyorken onun yerine, Emma'nın ismini bağırdı.
You shouted out Emma's name instead of hers while you were knocking on heaven's gate.
Onun yerine kim bilir ne kadar para harcayip kendini Hamlin'in klonuna dönüstürmüssün.
Instead, you're spending god knows how much money turning yourself into a little Hamlin clone.
Oberyn öldüğü için onun yerine Küçük Konsey'de Trystane görev yapacak.
With Oberyn gone, Trystane will take his place on the Small Council.
Belki onun yerine çorba içersin.
Perhaps some soup instead.
Düşünüyordum da onun yerine onu Air Force One'dan arayabilirsin.
I was thinking... you'd call instead. From Air Force One.
Ronnie onun yerine başkasını alacaksın.
Oh, Ronnie, you will be replacing someone. Him or me.
Onun yerine senin, beni kaşıkla ameliyat etmeni tercih edeceğim kadar tanıyorum.
I know enough to know that I'd rather have you operating on me with a spoon.
Onun yerine, geceleri hırsız gibi etrafta dolaştın sıçan gibi koşuşturdun ve ölü müfettişini soruşturdun.
Instead you've been sneaking around like a thief in the night, scurrying like a rat investigating your dead inspector.
Ama onun yerine Jason'a verdim.
but I gave it to Jason instead.
Bana onun yerine bir fail bulabilecek misin yoksa elimdeki tek şüphelinin gitmesine izin mi vereyim?
Are you finding me a viable replacement, or am I gonna let my only suspect go?
Onun yerine bana bunu yaptı.
- Instead, she gave me this.
Bu onun yerine geldi.
This is her replacement.
Onun yerine Myron'ın orta okul müdürünü Myron'ın orta okulda kalmak için fazla yetenekli olduğuna dair bir belge imzalamaya zorladı.
Instead, he strong-armed Myron's middle school principal into submitting a petition to the school board stating that Myron is so prodigiously talented that the junior high environment was no longer suited to him.
Onun yerine kendimi tek, değişmez bir görevle başladığım yerde buldum.
Instead, well, I find myself right back where I began, with a singular, unwavering mission.
Ama onun yerine, hizmet ve fedakarlık dolu bir kariyeri seçtim Amerikalı çocukların hassas beyinlerini yetiştirmek ve terbiye etmek amacıyla.
But instead, I chose a career filled with service and sacrifice in order to nurture and enrich the delicate minds of America's children.
Ve kalbimi kaybettim onun yerine
♪ And lost my heart instead ♪
Siz o bilgiyi herhangi emniyet teşkilatına sunsaydınız haklarınız sağlam kalacaktı ama siz onun yerine New York Bulletin gazetesine gittiniz ki kendisi özel mülkiyete ait gazetedir.
And had you taken that information to any law enforcement agency, your rights may have been protected, but instead... you went to the New York Bulletin, a privately-owned news organization.
Onun yerine basitçe "S" ya da "SD" diye sormalıyım.
Instead, I shall simply ask "G" or "NG"
- Onun yerine bir bomba bulduk.
Found a bomb instead.
Ama onun yerine Birlik'e girmek için takasladın.
But instead, you used it to trade your way into the League.
Babamın kitap okumasını istiyorsanız onun yerine ben okurum.
If you want him to study, I will instead.
- Doğru dedin. Kral, prensken neredeyse hainler tarafından öldürülüyordu. Babalarımız onun yerine zehri içtiği için kral olabildi.
Indeed, it was our fathers who drank poison to save the King when he faced charges of treason.
Onun yerine dünyaca ünlü ürolog Dr. Warren'in böbrek taşlarıyla ilgili Mobile Hastanesi'ndeki konuşmasını dinlemeye gidelim mi?
How about we go hear Dr. Warren, world famous urologist, give a speech on kidney stones at Mobile Hospital?
- Beyin yemeden uzun süre kalırsam onun yerine ben olurdum.
If I went too long without eating brains, that'd be me.
Nina, Carol'un satranç oyununun kaydını oynatabilir misin? Evde onun yerine satranç oynayacak birini bulmuş olabilir.
Nina, can you play the recording of carol's chess game?
Kendi çıkarları için onun buyruklarını yerine getiriyorlar. Artık çıkarları her neyse.
Doing his bidding to serve their own ends... whatever those may be.
Güçten düşmüş Tanrı'ya kulluk etmek yerine... Lucifer, haşmetli kanatlarıyla cennetin o lanet tahtını... tekrar fethederken onun yanında durmak.
To serve not the emaciated Galilean God but to stand alongside the great winged Lucifer as he reconquers heaven's bloody throne.
Ve bunun yerine, parayı dosdoğru avantacı ortaklarına verdi, sonrada onun için çıkarttığım tutuklama emrinden kurtuldu ve kızgın bir kalabalığı evimi yok etmesi için gönderdi.
And instead, he gives the money straight back to his deadbeat associates, then he eludes my warrant for his arrest and leads an angry mob to destroy my home.
Daha önce onun yerine imza attın değil mi?
You've signed his name before, haven't you?
Ve topu deliğe sokmak yerine onun şeyine...
And instead of hitting the ball into the clown's nose, you had to hit the ball into...
Sanki uzaylılar onun bedenini ben işteyken kaçırmış da yerine Kev gibi görünen Kev gibi konuşan, ama Kev olmayan birini koymuşlar gibi.
It's like aliens abducted his body while I was in labor and replaced him with someone who looks like Kev, talks like Kev, but isn't Kev.
Sanırım bedeni sonunda onun yerine bunu yaptı.
I guess his body took care of that in the end.
Bir eş olarak benim görevim kocamın gerçekte kim olduğunu görmesidir, onun kim olduğunu düşünmesi yerine.
It's my job as a wife to help my husband see who he really is, rather than going after who he thinks he ought to be.
Onun ölümü benim ölümüm yerine geçiyor.
His death means my own.
Sarah babamın emrini yerine getirip seni hak ettiğin yere getirene dek ; onun varisi yapana dek durmayacaktır.
Sarab does my father's bidding in an effort to force you to do the same and take his rightful place as his heir.
İkisi de cariye olduğu halde onun samimiyetini anlamak yerine ne cüretle Yeongbin'e karşı gelir?
And yet, the new consort was disrespectful to her, instead of learning from her.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]