Yararı yok Çeviri İngilizce
1,155 parallel translation
Bayan Manning, suçu bir başkasına yüklemeğe çalışmanın bir yararı yok.
Mrs. Manning, there's no use trying to put the blame on somebody else.
Yararı yok, hadi gidelim.
It's no use, let's go
Yararı yok.
It's no use.
Burda kalmanın yararı yok.
No point staying here.
Bak, yardım etmek istemen son derece tatlı, ama yararı yok.
Look, it's terribly sweet of you to want to help out, but it's no use.
Anlaşıldı, hiç yararı yok.
Pony said it'd be no use.
- Artık bir yararı yok.
- The Lord delivers.
Bağırmanın bir yararı yok.
There's no point shouting.
Tatlım, hiç yararı yok.
Honey, it isn't gonna help.
Dargınlığı sürdürmenin yararı yok, evlat.
No use holding any hard feelings, son.
Hiç yararı yok.
No use at all.
Senin gibi inanmayanlarla tartışmanın yararı yok,... ama ben tanrının varlığına inanıyorum.
I believe. I can never find a way to argue down you that don't believe.
Gece aramanın yararı yok. Yarın ilk iş aramaya başlarız.
We will start to look for him tomorrow.
- Bunun yararı yok, var mı?
- No good in that, is there?
Pişmanlıklarının bana yararı yok.
Your regrets are of no use to me.
Yararı yok. Tüm bunları hatırlayamam ben.
I can't remember all that.
- Kılıfını bozmanın yararı yok.
- No use busting your cover.
Kahire'de bize yararı yok.
He's of no use here in Cairo.
Hiçliğin kimseye yararı yok.
And no man needs nothing.
Yararı yok. Seni tanımıyorlar.
Nobody knows you there.
Kuramlaştırmanın yararı yok Anthony.
It's no good theorizing, Anthony.
Yararı yok, ne yapabilirim?
It's useless, what can I do?
- Saklanmanın yararı yok.
'It's no use hiding.
Bunun bir yararı yok.
What use these things from fans?
- Yararı yok!
¬ It's useless.
- Nasıl yani? - Size yararı yok, diyorum.
It's useless.
Onunla böyle konuşmanın bir yararı yok.
It's no use to talk to her like that.
Açıklamanın yararı yok.
There's no use explaining.
Korkarım yararı yok Bay Shannon.
I'm afraid it's no use, Mr Shannon.
Saklanmanın yararı yok!
It's useless to hide.
- Bence yararı yok. - Yok mu?
I think it's useless.
Hiç yararı yok.
No good.
Hayır, yararı yok.
No, no. It's no good.
Size bir yararı yok.
He is of no use to you.
Böyle surat yapmanın bir yararı yok.
It doesn't do any good to keep moping like this.
Üzgün olmanın hiç bir yararı yok, var mı?
There's no use being sorry, is there?
Bunun hiçbir yararı yok.
No good purpose could possibly be served.
Yararı yok, öldü artık.
Well, she can't help you, she's dead.
Yararı yok sen ve ben.
It's no use... ... you and I.
Yararı yok.
It's no use from here.
Yararı yok.
It's useless.
Ama sağlık olmadıkça bunların bir yararı yok.
But those things ain't a bit of use without good health.
Çünkü kimseye bir yararı yok.
Because it's of no use to anyone.
Yararı yok.
No use.
Kaçıp durmamın yararı yok.
It's no good to keep running away.
Yararı yok.
No good.
Yararı yok.
It ain't gonna work.
Bu küçük hali ama başka yok. Belki işine yarar.
Of course, he was very young there, but it's all I have and I thought it might help you.
Yararı yok.
Aargh!
Hiç yararı yok.
I can't move mine.
Yararı yok. Benzin yok!
It's no use.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65