Zavallıca Çeviri İngilizce
317 parallel translation
Altına olan zavallıca düşkünlüğünü.
Your wretched thirst for gold.
Zavallıca, anlamsız, gereksiz!
Miserable, pointless, ridiculous crap!
Bütün emniyet bana söyleyeceğin şeyi beklerken benim tek yapabileceğim şey zavallıca, çökmüş bir şekilde beklemek.
All I can do is to stand here, a poor, broken-down old policeman... and wait for whatever you want to tell me.
Kralımıza nasıl zavallıca yalanlar söylüyorsun sen?
What whimpering lies do you tell our king?
"Zavallı, zavallıca, müthiş, müthiş bir şekilde."
"Poor, poorly. Great, greatly."
Çok zavallıca hareket ediyorsun.
You behaved very poorly.
Hiç bir kedinin, bir kediye göre çok zavallıca bir şey yaptığını gördünüz mü? Mesela sıçrayıp dört kahve fincanının içine iniş yapması.
If you see a cat do something really poor, for a cat, that is, like jumping from the floor up onto a table and landing in four coffee cups.
Çok zavallıca değil mi?
Isn't that pathetic?
# Umarım bu zavallıca olduğunu düşünmezsin.
♪ I hope that isn't pity in your eyes ♪
Bay Mükemmel, yemeğin de, iğneli sözlerin de zavallıca.
Mr. Magistrate, your dinner is pathetic and your digs are pathetic.
Aksi taktirde git buradan ama zavallıca sızlanmayı bırak.
Otherwise, go away but stop that pitiful whimpering.
- Kulağa zavallıca geliyor.
And when it's over,
Yeni hayatları benimkinden daha zavallıca.
Their new lives are more pitiful than mine.
Demem o ki biz erkeklerin genç kalmaya çalışması çok zavallıca.
I guess what I'm trying to say is, it's just pretty pathetic when we guys try to cling to our youth.
Zavallıca, değil mi?
Pathetic, huh?
Zavallıca çabalarınız bir işe yaramadı.
Your pathetic efforts gain you nothing.
Bu çok zavallıca.
That's pretty pathetic.
- Yani? - Yani uzaylı gördüklerini iddia eden insanlar,... kötü bir işte çalışan zavallıca bir hayat yaşayanlardır.
- The people who claim to see aliens are always pathetic lowlifes with boring jobs.
Niles, bunun ne kadar zavallıca olduğunun farkında mısın?
Niles, do you realise how pathetic this is?
Tanrım, çok zavallıca.
My God, that is really pathetic.
Bu çok üzücü ve zavallıca.
That is so sad and pathetic.
Evet, çok zavallıca, tabi.
Yeah, it's pathetic, all right.
Çok zavallıca.
It's pathetic.
Bu çok zavallıca.
That's so lame.
Zavallıca bir şey duymak ister misin?
You want pathetic?
Ne kadar zavallıca.
How pathetic is that?
Zavallıca ölüm döşeğimde diyeceğim ki :
I'm gonna be a loser who ends up in his deathbed saying :
Çok zavallıca.
It's really sad.
Kendini zavallıca rezil etmeye devam edersen öldürürüm.
I will if you keep up this pathetic spectacle.
Ayrıca, eşim ve ben, zavallı Emily'nin eninde sonunda geri döneceğini ve eşyaları geri alabileceğimizi düşündük.
Besides my wife and I thought that eventually, poor Emily would return and the articles would be recovered.
Ne zavallıca.
God, what a miserable conclusion.
Kusura bakmayın. Psişik dünyaya dalınca... yemeğin hala zavallı "homo sapiens" in başlıca derdi olduğunu unuturuz.
In the psychic world we're apt to forget... that food is still the main concern of poor old homo sapiens.
Ve zavallı kerizler, kaçırmam için bana para veriyor, mera ve çiftlik sahipleri de ayrıca ödüyorlar.
And the poor idiots, they pay me to smuggle them in, and then ranch owners and the farmers, they pay me, too.
Son zamanlarda bunu etraflıca düşündüm,... buradaki ortağım Ben Rumson, zavallı piç kurusu...
I've been giving it some considerable thought ever since Ben Rumson, my pardner here, poor bastard...
Ayrıca parçaları toplamak zorunda kalan zavallı ibnelere de.
And the poor simple sods who have to pick up the pieces.
Ayrıca zavallı, narin... terkedilmiş eş olarak herkesin size acımasını istiyordunuz.
And who was altogether to be pitied as a poor little helpless abandoned wife.
Ve ayrıca çok zavallı bir konuşmacısın.
You're a very poor speaker, too.
Zamanı aşağılıyor, bir bir öldürüyor zavallı dakikaları. Evet, şimdi gözdesin, ve tanrıça üstüne titriyor ; ama unutma,
Yet fear her, O thou minion of her pleasure.
Ayrıca bütün turnuvalara katılıp kupa üstüne kupa kazandım. Zavallı babam kileri kupa odası yapmak zorunda kaldı
I played in local competitions and club tournaments winning cup after cup, until our poor dad had to convert the pantry into a trophy room.
Dün senin hakkında söylediklerine inanmak istemedim. Fakat burada ayağa dikilip bu zavallı küçük adamı öldürürsen... sende hiç onur yoktur. Ayrıca bu salonda yerin de yoktur.
I didn't want to believe the things he said about you yesterday, but if you can stand here and murder this pathetic little man then you have no honor... and you have no place in this hall.
Bu çok zavallıca.
- Ya-hoo!
Ayrıca ben zavallı bir İtalyanca öğrencisiyim.
Besides, I am a poor Italian scholar.
Brooklynli zavallı bir çocuk zaten reşit değildi ayrıca birkaç ahlaksız dergini kimin umurundaydı.
A poor kid from Brooklyn without much going for him. Who cared about a couple of dirty magazines anyway?
Ayrıca acınası bir zavallısın, hayvan herif.
You're also a pitiful, poor-ass motherfucker.
Ayrıca zavallı bir tavuk, kara büyüyle uyutulacak.
Also, a poor chicken will be made to fall asleep by mediums of black magic.
Zavallıca.
- Slowly.
Evi çok küçük ayrıca mutfağı bile yok.Bide zavallı oğlum..
His apartment is so small there's no kitchen.
Aynen kaçma girişiminizde ki gibi, aşağılamalarınız zavallıca.
This will take time. Bridge to Torres.
Ayrıca seni tanıdım. Zavallı imparatorun hain Tamorası'sın.
I know thee well enough for our proud empress mighty Tamora.
Ayrıca, zavallının tekiyim.
Besides, I'm beyond pathetic.
Ayrıca, zavallı tezgâhtar dünyanızı sarsacak bir haberimiz var.
Besides, we've got some bad news that's gonna rock their feeble clerk world.
zavallı 389
zavallım 26
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı çocuk 243
zavallı aptal 20
zavallım 26
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı çocuk 243
zavallı aptal 20