Çok kibar Çeviri İngilizce
1,010 parallel translation
Efendin her zaman çok kibar biri olmuştur.
Your master is always too kind
Çok kibar davrandılar bana.
They were very polite to me.
Çok kibar biri. Adı Marceau.
Hés very nice.
Baban sana karşı hep çok kibar oldu. Kendi çocuğu olmasına rağmen seni dışarı atmadı.
Your father has been far too kind to you not to have thrown you out altogether even though he has his own son now
Bu çok kibarca, Raynald, çok kibar bir düşünce.
Oh, that was kind, Raynald, a very kind thought.
Çocuğum çok kibar ve iyisin sana karşıIığını ödemeye geldim.
'My child, you have been kind and good and I have come to reward you.
O çok kibar biri.
He was so gentle.
Çok kibar davran.
Handle him with kid gloves.
Arkadaşın Bayan Hartley, çok kibar.
Your friend Miss Hartley, she's very nice.
Çok kibar ve olgun biri.
One who has a good build and is kind.
Çok kibar bir kız.
That's nice of her.
Bayan Carter çok kibar değil mi?
It's real nice of Mrs. Carter, isn't it?
Annesine karşı çok kibar.
He's very gentle with her.
Çok kibar ve anlayışlısın.
So kind and sympathetic.
Sizi rahatsız etmek istemezdim ama eşiniz bana her zaman çok kibar davranır.
I didn't want to bother you, but your wife is always so kind to me.
John, beni bağışlaman çok kibar bir davranış.
John, it's awfully nice of you to accept my apology.
Bu gece Albay Darly ile tanıştı, ona karşı çok kibar davrandı.
Tonight she met Colonel Darly, and he was very smitten with her.
Çok kibar biriydi!
Such a gentleman!
- Çok kibar ve saygın insanlar.
- Such nice, respectable people.
- Evet, çok kibar biri.
- Yes, she's been very kind. - What do you think?
Çok kibar.
Truly gentle.
Bu yaptığınız çok kibar bir davranış...
It's very kind of you to do this...
Babası kötü biri değil, çok kibar.
Father's not a bad guy he's very polite, too
Bay Mark çok kibar bir şahsiyete sahip.
Mr Mark is the soul of kindness.
Çok kibar birisi ve seni de çok seviyor.
Besides, he is a kind man, and he likes you very much.
- Çok kibar biri.
- He's so kind.
Bir daha görüştüğümüzde ona çok kibar davranacağım.
No, I won't. The next time I see him I'll go out of my way to be nice to him.
Çok kibar.
So elegant.
Babamla konuştuğunda çok kibar ve saygılı olacaksın.
When you speak with Father, you will be very gentle, very respectful.
Ama ben, çok kibar bir aileden geliyorum.
But I come from a very gentile family.
Bu çok kibar bir konuşmaydı, Israel Hands.
That's very civil spoke, Israel Hands.
Hanımım çok kibar. Ancak Bayan Chantal beni küçük düşürmekten zevk alıyor ve bana bir hizmetçi gibi davranıyor.
Her ladyship is very kind, but Miss Chantal enjoys humiliating me and treats me like a servant.
Belki de, kocam çok kibar, fazla samimiydi. Fakat umursamadığımı mı sanıyorsunuz?
Perhaps he's been too attentive, too familiar... but suppose I don't care?
O çok kibar biri.
He's so gentle.
Bütün çay evlerinde, idareciyi çok kibar bir şekilde selamlayacaksın.
In every Tea House, you will greet the manager very politely.
Çok kibar ve çok genç.
Very nice and very young.
Çok kibar bir tip.
He's got class. That's true.
Yüzündeki çok kibar görünüme rağmen... kız ürkütücüydü - solgun, duygusal... kaçık bir kuş gibi kendini sadece kadınlara masum duygularla yaklaşan Peter'e değil... başkalarına da sunan...
To put the kindest face possible on it... the girl was a little horror - a transparent, syrupy little phony... with about as much to offer a man as Cuckoo the Bird Girl. Not even Peter, with all of his radiant innocence about women... could have been stirred for one instant by that dingy little creep.
Çok kibar, bildiğim kadarıyla.
Very good, so far as I know.
Gülümseyecekler ve çok kibar olacaklar.
No. They will bow and smile and be very polite.
Bu çok kibar bir övgü.
Coming from you, sir, that's a very pleasant compliment.
Hisako, Müdür Bey çok kibar davranıyor.
Hisako, the principal is being very kind
Nazik ve kibar olurdum Çok duygusal olurdum
Id be tender, Idd be gentle And awful sentimental
Çok kibar ve anlayışlıydınız.
You've been very kind and very tactful.
Çok nazik ve kibar bir beyefendisiniz.
You're such a fine and kind gentleman.
Çok çekici ve kibar görünüyor.
He looks very charming and very attentive.
Büyüyüp vaftiz babaları gibi kibar, cesur bir adam olduğunda ona annesinden söz edin. Yaşamayı çok isterdi deyin. Oğlum için yaşamayı.
And when he's a fine, big, brave man... like his godfathers... you tell him about his mother... who so wanted to live... for him.
Teşekkür ederim.bu kibar davranışınıza sizin dikkatinizi bana çok yardımı olan... ilk teğmenim, bay Bush a çekebilirmiyim?
Thank you. May I call your attention to the gallant behavior of my first lieutenant, Mr. Bush?
Bu filmlerdeki rollerim çok nazik, kibar ince zevklere seslenen sevimli şeylerdi.
My roles in these films were urbane sophisticated suave.
Çok nazik ve kibar birisin.
You are very gracious.
Çünkü siz çok kibar bir beyefendisiniz...
- Uh, monsieur, because you're a nice gentleman...
çok kibarsın 55
çok kibarsınız 94
kibar 47
kibarca 25
kibar ol 34
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kibarsınız 94
kibar 47
kibarca 25
kibar ol 34
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok küçük 77
çok karışık 33
çok karanlık 65
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kısa 47
çok korkuyorum 271
çok küçük 77
çok karışık 33
çok karanlık 65
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kısa 47