Çok kolaydı Çeviri İngilizce
942 parallel translation
- Valencia'nın şifresi çok kolaydı.
Valencia's password was so easy.
Hayatta her şey senin için çok kolaydı.
Everything has been too easy for you.
- Çok kolaydı.
- That was easy.
Hayır, çok kolaydı.
Oh, it was very easy.
Fakat taşıması çok kolaydı, babanız da onu o kadar severdi ki.
But he was very light to carry, and his father loved him so.
- Nasıl yaptınız bunu? - Çok kolaydı. Dimitrios, Stambulski olayına karışan yabancı ajanlardan biri demeniz yeterliydi.
It was very easy the moment you mentioned the fact that dimitrios was one of the foreign agents in the stambulisky affair.
Çok kolaydı, değil mi?
It was a picnic, eh?
Heyecanları bastırmak gördüğün gibi çok kolaydır.
See how easily one can shut away excitement?
Düşman edinmek gerçekten çok kolaydı.
How it could gobble up the opposition.
Küçük bir evdir ve bakımı çok kolaydır.
It's small and requires very little to keep up.
Açıkçası insanın kendisini zehirlemesi çok zordur çünkü yanlış doz almak çok kolaydır.
Apparently its very difficult to poison oneself because its so easy to get the dose wrong.
Eke'i bulmak çok kolaydır.
Its not hard to find Eke.
Aslında bu iş çok kolaydır, ama siz yumuşaksınız.
You always had it good, so you're soft.
Erkek çekici olduğunda ve sen de fazlasıyla öylesin boyun eğmek, dayanmak neredeyse çizmeyi aşmak çok kolaydır...
When a man is attractive and you are terribly attractive it's easy to yield, to hold on,... to go almost too far...
Çok kolaydı.
It was so easy.
Bu üç topla oynamak çok kolaydır.
How easy to play with the three balls.
Birini düşürmek de çok kolaydır...
And how easy to drop one of them...
Ki bu çok kolaydır.
How easy that is.
Sanki çok kolaydı. Ustabaşı yolunuzu kesmezmiş gibi.
Oh, it's so easy, what with the foremen who bar the way.
Beni öldürebilirlerdi, Bu çok kolaydı.
They could kill me. It's easy now.
Çok kolaydı, gerçekten.
It was very simple, really.
Bu tür bilgileri vermek her zaman çok kolaydır.
That sort of information is always easy to give.
Bu tuzağa düşmek çok kolaydır.
It's too easy to fall into that setup.
- Çok kolaydı.
- Smooth as butter.
- Çok kolaydır. Yavaş çalışırsın, yoldan ayrılmazsın, gözünü kulağını dört açarsın.
stay on the path... keep your eyes and ears open.
Çok kolaydı.
He was easy.
Altı yıl önce de iş çok kolaydı.
Six years ago it was easy too.
Çok kolaydı.
It was too easy.
- Çok kolaydır. Göstereyim mi?
It's easy.
Evet, ama çok kolaydı.
Yeah, but he was too easy.
Çok kolaydı.
You had me easy.
Zirvede olduğunu sanmak çok kolaydır.
It's easy when you feel you're on top.
- Makam yutturmak çok kolaydır.
- Power's easy to swallow.
Çok kolaydı.
Quite easy.
Öldürmek çok kolaydır.
Well, it's only too easy to kill.
Taşıması kolaydı, çok kolaydı.
It was no trouble, no trouble.
Onun için herşeye ateş etmeniz çok kolaydı.
So it's easier to shoot everybody
Eskiden çok kolaydı.
In the past, it was simple.
Dinle Johnny, çok kolaydı.
- Listen, it was easy.
Bir görüntünün bir ya da birden çok kişiye geçişi duygusal açıdan bağımlı insanlarda daha kolaydır.
The transmissibility of an illusion by one person to one or more other persons who are emotionally cohesive, is well established.
Haritada size göstermek çok daha kolaydır.
It's a lot easier to show you on the map.
Ay'a ulaşmak zannettiğinden çok daha kolaydır.
The moon is easier to reach than you realize.
Birinin adını gazetede yayınlatmak, uzak tutmaktan çok daha kolaydır.
It's easier to get names into papers than to keep them out.
Çok kolaydı.
None at all.
Çöldeyken her şey senin için çok daha kolaydı.
It used to be so easy for you, in the desert.
Bunu duyduğuma sevindim ama bazı şeyleri başlatmak durdurmaktan çok daha kolaydır.
It's very gratifying to hear that, but some things... are more easily started than stopped.
Bask bölgesi Asturias'a komşu olduğu için burada iç savaşın başlatılması çok daha kolaydı.
For the Basque provinces, neighboring Asturias, the beginnings of the civil war were quite easy.
Önderliği bir insanda görüp de tanımak,.. ... açık ve herkes tarafından anlaşılacak bir dille tanımlamaktan çok daha kolaydır.
It's far easier to recognize a leader than to define leadership in clear and in universally understood terms.
Hem çok sağlıklı hem de yemesi kolaydır.
It's very healthy and easy to eat.
Önlükle etrafı toplamak çok daha kolaydır!
It's so much easier to pick up stuff in a house dress- -
Duggan adına ehliyet ve Fransız nüfus cüzdanı kolaydı ama... şu üçüncü belge çok sorun çıkardı.
The Duggan driving license and French identity card were easy but that third card was a big headache.
kolaydır 22
kolaydı 20
çok komiksin 151
çok kötüyüm 33
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
kolaydı 20
çok komiksin 151
çok kötüyüm 33
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok küçük 77
çok kibar 31
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kibar 31
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27