English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Allahın cezası

Allahın cezası Çeviri İspanyolca

542 parallel translation
- Allahın cezası kristalin. Bütün kristaller kahrolsun.
¡ Malditas sean las bolas de cristal!
Evet, Allahın cezası sıkıştı..
Sí, la maldita cosa se atoró...
Önce beni yapacağın sahtekarlığa bulaştırıyor ki daha önce ucundan bile bulaşmadığın bir durum sonra üç filmi bir başıma izlememi istiyor ve şimdi de kalkmış hiç sahip olmadığım Allahın cezası cesaretime sığınarak arabamı istiyorsun.
Primero, me haces salir con falsas promesas... que no tenías la mínima intención de... Luego pretendes que me vaya solo a ver tres películas... y por si fuera poco, ahora quieres llevarte mi coche. Con todo el descaro...
Görmüyor musun, allahın cezası! Milyonlarca farklı şekil olabilir ve tek yapabildiğin şey bu!
Hay millones de combinaciones ¡ Y todo lo que haces es esto!
Katilin, seni Allahın cezası aptal, katil ile kurbanı, Kaptan Simpson.
Al asesino, pedazo de idiota. Al asesino de la víctima, del capitán Simpson.
Daha başından haklıydım, bizim Allahın cezası katilimiz o.
Tuve razón desde el principio, es el diabólico asesino que buscamos.
Bak ne yaptın, Allahın cezası!
¡ Mira lo que has hecho!
- Burada yemek yedin ve içtin. Allahın cezası, daha ne istiyorsun?
- Usted comió aquí, bebió.... ¿ qué demonios quiere?
Allahın cezası.
Me lo merezco.
Allahın cezası!
¡ Maldita!
Allahın cezası sidikli kedi!
¡ Maldito! ¡ Sucio amiguito!
- Allahın cezası, sen sadece... - Wallingham! Oh.
De no cumplirse las exigencias, ilustrísima, iremos a la huelga, aunque parezca extremo.
- Allahın cezası, madam...
- Sí. ¡ Tírenlo!
Evet allahın cezası, geri dönüyorsun.
Pues claro que sí, diablos.
Allahın cezası, gördüm!
¡ Maldición! Yo la vi. ¡ Allí, allí!
Elimizde başka bir Allahın cezası herif var mı?
¿ Y a quién diablos tenemos allá atrás?
Seni Allahın cezası piç!
¡ Condenado bastardo!
Ne oluyor bu Allahın cezası adama!
¡ Bastardo! ¡ Se ha vuelto loco!
Seni Allahın cezası...
¡ Condenado! Hijo de...
Allahın cezası gidi- -
Qué diablos...
Allahın cezası tren.
Maldito tren.
gitti, bak, Allahın cezası asker.
Se ha largado. ¡ Mira eso, soldado imbécil!
Tek düşündüğün para kazanabilmek için bu kaydı allahın cezası iletişim ağlarına satmak
Solo deseáis vender este material a las cadenas de TV.
Bir şey yap, Allahın cezası!
¡ Haga algo, maldita sea!
- Allahın cezası piçler!
- ¡ Malditos bastardos!
Allahın cezası kalkanı götürün hemen.
Traigan un escudo para acá.
Allah'ın cezası çocuk!
¡ Caramba, ese chico!
Ye beni, Allah'ın cezası.
Cómeme, Maldita sea.
Evet, bir şeyler söyle, Allah'ın cezası.
Bueno, Di algo, Maldición.
Allah, File'ın da, ötekilerin de cezasını versin.
No, al diablo con File y a hacer puñetas todos ellos.
Allah, açgözlü insanların cezasını veriyor.
Alá castiga al codicioso de muchas maneras.
Allah onun cezasını versin.
Que Dios le castigue.
Fakat Allah 1917'de Belçika'da bir çamur deliğinde onun cezasını verdi.
Y luego en 1917 Oios hizo el trabajo por mí en un lodazal de Bélgica.
Bir kaç tane Allah'ın cezası fahişeyi neden kurtarmaya çalışıyorsun?
¿ Qué, tratas de salvar a una condenada puta?
Hepsi senin hatan! Allah'ın cezası!
¡ Es culpa suya!
Allah cezasını versin!
¡ Ese cerdo!
Eğer bu Allah'ın cezası kör Akagi Dağı'na çıkıyorsa, pek hayra âlamet değil.
Si ese pelma de ciego se dirige al Monte Akagi, no puede tratarse de nada bueno.
Sana adımın Ferdinand olduğunu kaç kere söyledim Allah'ın cezası!
¡ Me llamo Ferdinand! ¡ Cristo! ¡ Me estás hartando!
"Allah'ın cezası" diyerek kızgınlığını göstermeye çalışıyorsan, ben umursamam.
deja a Dios tranquilo.
- Ne yaptın Allah'ın cezası?
- ¿ Qué hiciste, desgraciada?
Allah'ın cezası karıma artık tahammülüm kalmadı.
Ya no puedo soportar a mi maldita mujer.
Allah'ın cezası ayyaş.
Ese maldito borracho.
Yapma Allah'ın cezası!
Dejame, ¡ hijo de puta!
Şey, üzgünüm, ben... Allahın cezası salak çocuk.
Lo siento, yo...
Allah'ın cezası bir bela.
Una jodida amenaza.
Ah, Allah'ın cezası bina beni ele geçirdi... bana huzur veriyor... ruhumu onarıyor.
Este edificio se mete en mi. Me consuela... restaura mi alma.
Bağla kendini, Allah'ın cezası!
¡ Átense bien, maldita sea!
Git buradan, Allah'ın cezası budala!
¡ Apártate, imbécil!
Görüyorsunuz ya doktor, benim sorunum bana verilen tam bir seçme özgürlüğüne rağmen Allah'ın cezası Charmaine'i boğmak istememem.
Verá, doctora, mi problema es ese, considerando la libertad de elección, no quiero seguir secando mis lágrimas en los malditos pañuelos.
Bu Allah'ın cezası kapıyı kim koymuş buraya?
¿ Quién puso esta maldita puerta aquí?
Gözünden bir şey kaçmıyor, Allah'ın cezası!
- ¡ Nada te afecta, maldita sea!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]