Ama bu mümkün değil Çeviri İspanyolca
334 parallel translation
Ama bu mümkün değil.
Eso es intolerable.
Ama bu mümkün değil.
Es imposible.
Ama bu mümkün değil.
No es posible.
Ama bu mümkün değil.
Eso es imposible.
Ama bu mümkün değil!
¡ Parece imposible!
- Özür dilerim ama bu mümkün değil.
Lo siento, eso es imposible. ¡ Oh!
- Ama bu mümkün değil.
Eso es imposible.
Ama bu mümkün değil!
Eso es imposible.
Üzgünüm ama bu mümkün değil.
Temo que no es posible.
Ama bu mümkün değil. Bir yıldır görüşmediler.
No se han visto desde hace un año.
Ona göre önemli olan tek şey evlilik. Ama bu mümkün değil.
Con ella, sería boda o nada, y eso no es posible.
Ama bu mümkün değil.
Pero eso es imposible.
Ama bu mümkün değil ki.
Sabes que no puede ser.
- Evet, albay, ama bu mümkün değil.
- Sí, Coronel, pero no es posible.
- Ama bu mümkün değil!
- ¡ No es posible!
Ama bu mümkün değil.
Pero eso no es posible.
Ama bu mümkün değil. Şu anda odasında yazı yazıyor.
Está escribiendo en su oficina.
Haklı olabilirsin ama bu mümkün değil.
Tal vez tengas razón... Pero de esta forma es imposible.
Keşke size ne olacağına ben karar verebilseydim. Ama bu mümkün değil.
Quisiera que su destino dependiera de mí, pero no es así.
- Ama bu mümkün değil.
- No, no es posible.
Üzgünüm ama bu mümkün değil.
Lo siento, no es posible.
Ama bu mümkün değil.
Pero no es posible.
Pegasus? Ama bu mümkün değil.
¿ Pegaso?
Sen de ne kadar gelmek istediğimi biliyorsun. Ama bu mümkün değil.
Y tú sabes cuánto querría ir, pero es imposible.
Ama bu mümkün değil John.
Pero eso no es posible, John.
Üzgünüm, ama bu mümkün değil.
Lo siento, pero eso no es posible. La casa no tiene suficientes habitaciones.
Vermek isterdim ama bu mümkün değil.
A mi también me gustaría Francesca... pero no puedo.
Ama bu mümkün değil,
Eso es imposible.
Özür dilerim ama bu mümkün değil.
Lo siento, pero no es posible.
- Ah, ama bu mümkün değil.
- ¿ Por qué?
Konaklamak için kötü diyemem, ama öte yandan dışarıda dağlar... ve binlerce millik bir çöl var, ayrıca Yang'in geçiş izni olmadan... bu topraklardan çıkmak mümkün değil.
Claro que el hospedaje es agradable pero aquí hay miles de millas de desiertos y montañas y no se pueden cruzar sin un pasaporte de Yang.
Ama her ay 1,000 dolar. Bu mümkün değil.
Pero 1.000 al mes, eso es imposible.
Ama bu... Bu mümkün değil.
Pero eso es imposible.
Maximilian mümkün değil ama bu bizim... salak.
Maximilian, parece imposible, pero... es el imbécil.
Aşkım, senin yanında tüm acılarını paylaşmak isterim... ama bu mümkün değil.
Amor, amor, quisiera estar allí... y compartir tu pena. Pero no es posible.
Emin olmam mümkün değil tabi, ama bu sadece bir teorem.
No es seguro, claro, es una hipótesis.
Seçmenlere her şeyi anlatmak lazım. Ama maalesef bu mümkün değil.
Sí, los votantes deberían estar completamente informados, pero eso es imposible.
Ama bu dediğiniz mümkün değil, siz, ama siz, bakın...
- No es posible. ¿ Qué dice usted?
Üzgünüm ama, bu mümkün değil. Ya...
¡ Oh... pero eso no es posible...!
Ama Andre, bu mümkün değil.
André, eso es imposible.
Ama bu mümkün değil.
- Sí, eso es.
Ama burada kendimi hiç telaşa sokmuyorum..... çünkü 81'deki bir depoda çıkan yangının bizi bu katta etkilemesi mümkün değil.
Pero no me preocuparé de un fuego en el piso 81 porque no llegará hasta aquí.
Ama bu mümkün DEĞİL!
Pero, ¡ no es posible!
Ama tek türe sahip olduğundan, insanda bu mümkün değil.
Pero en el hombre no es posible, ya que hay sólo una especie humana.
Ama bana sorarsan, bu pek mümkün değil!
Personalmente, no creo que sea posible.
Ama şu an için bu mümkün değil.
Pero eso ya no es posible.
Hayır bu mümkün değil. Başka biri ölebilir ama ben ölemem.
No, a mí no, no.
Beavis arkadaş seçiminde ayırımcı değildi ama evlilik, bu tip bir kadınla Buna inanmam mümkün değil kesin araştırma yapılsın Habişon
Beavis pocas hacia discriminacion con sus "acompañantes" Pero casarse con una mujer de ese tipo, eso si que no lo creo
Ama bu işin iyi bitmesi mümkün değil.
Pero creo que esto puede acabar muy mal.
Bu konudaki sorumluluğunu inkar etmek mümkün değil, ama silahları sen kullandın.
Sin duda, él tuvo mucho que ver, pero usted usó las armas.
Hayır, bu mümkün değil..... ama beni çok zarara soktun.
No, me temo que no pero me tienes desorientado.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23