Ama bu sefer Çeviri İspanyolca
2,500 parallel translation
Ama bu sefer bunu benim yöntemimle yapacağız.
Sólo que esta vez, vamos a hacerlo a mi manera.
Daha önce hiç aşık olmamıştım, ama bu sefer çok fena oldu.
Nunca me había enamorado, pero caí rendido.
İlk dönemimde demiştim- -... ama bu sefer durum farklı.
También lo dije la primera vez... pero esta vez, es diferente.
Şimdi, bir daha dene. Ama bu sefer, rahatla.
Ahora, intenta nuevamente, y ésta vez, relájate.
Belli ki bir kez daha buluşacaktık Ama bu sefer gündüz olacaktı ve bişeyler ciddi olacaktı
Obviamente tuvimos otra cita, pero esta vez durante el día, una clara señal de que la cosa se ponía seria.
Ama bu sefer aceleci karar vermişim.
Pero me estoy adelantando.
Ama bu sefer sen trene bindiğinde... gülümseyeceğim.
Pero esta vez yo sonreiré cuando venga ese tren.
Ama bu sefer annem gibi konuşma.
Solo que esta vez obvia la parte en la que hablas como mi madre.
Evet, ama bu sefer paralarını alırken yüzlerine bakarak dalga geçebiliriz.
Y... podríamos burlarnos en sus caras mientras les robamos su dinero.
O güzel gözlerin beni havuzun içine daldırdı. Ama bu sefer olmadı çünkü mayomu giymiştim!
Hasta ahora siempre me sumergía en La piscina hermosa que son tus ojos y me hundía, pero esta vez no... esta vez no porque, hey...
Şimdi, soruyu cevapla, ama bu sefer, ilk önce...
Ahora, responde otra vez a la pregunta, pero esta vez, primero...
Evet ama bu sefer düzelteceğim her şeyi.
Bueno, ahora voy a hacerlo bien.
Oh. pekela... tamam, Biliyorum, kızını suçlamak ucuz gözükebilir, ama bu sefer tamamen Tessa'nın suçu.
Bueno... vale, sé que es muy bajo culpar a tu hija de las cosas, pero... esta vez realmente es culpa de Tessa.
Normalde kapatır, ama bu sefer kapatmamıştı.
Normalmente lo apaga ; pero esta vez no lo ha hecho.
Ama bu sefer Juliet benden bu kadar.
Pero esta vez, Juliet... se acabo.
Oh, ama bu sefer ki sanki kaydıraktaymış gibi geldi.
Pero este ha salido como si estuviera en un tobogán.
Ama bu sefer tahıl tüccarıyla çok ilginç bir konuşma yaptım.
Pero esta vez, he tenido... una charla muy interesante con el mercader de grano.
Yine aynı şey oluyor. Ama bu sefer annem yerinde karın var.
Está pasando de nuevo pero está vez está pasando con tu esposa.
Anladığım kadarıyla, normalde yük arabasıyla giriyormuş... ama bu sefer, teleferiği tercih etmişsiniz.
¿ Entiendo que la tirolina era un artículo nuevo y solías entrar con la carroza navideña?
Ama bu sefer sadece bir çift.
lobos. Pero esta vez, sólo un par.
Ama bu sefer aynı şeyin diğer askerlere olmasına izin veremem.
Pero esta vez no puedo permitir que ocurra lo mismo con mis reclutas.
Aynı ama bu sefer kafaya hedef almış.
- Nada, igual que antes. Esta vez apuntó a la cabeza.
Ama bu sefer yapamam. ... çünkü bu sefer sadece kendi hayatımı mahvetmedim.
No puedo hacerlo esta vez, porque esta vez no solo estropeé mi propia vida.
Ama bu sefer giymiyor, işte bakın.
Pero no esta vez, ahí está, vean...
Ama bu sefer kendimizi içine kilitliyoruz.
Solo que esta vez, nos encerramos adentro.
Ama bu sefer mesajı onun telefonundan yollamamız gerekli.
necesito enviarlo desde su celular.
Tamam ama bu sefer dikkatli ol.
Pero esta vez ten cuidado.
Hayatımı özetledin ama bu sefer emin değilim.
La historia de mi vida. ah! Pero con este, no estoy seguro.
Ama bu sefer haberin olsun
Ya es hora de que oigas la noticia
Ama bu sefer yapabilirim!
¡ Esta vez lo conseguiré!
Bunu söylemek beni kahrediyor, eski dostum ama bu sefer Paskalya, Noel'den daha önemli görünüyor.
Por mucho que duela decirlo, viejo amigo, esta vez la Pascua es más importante que la Navidad.
Ama bu sefer gerçekten yavaştan al tamam mı?
Pero vas a tener que tomarlo con calma, ¿ sí?
Aslında beni uzun zaman önce terk ettin ama bu sefer gerçekten gidiyorsun.
En realidad, me dejaste hace tiempo pero esta vez en verdad lo estás haciendo.
Gerçeği arayışın iyi güzel ama bu sefer çok uçtun!
Tu búsqueda de la verdad es admirable, pero llegaste muy lejos.
Ama bu sefer hidrojen motorları ve nanoteknoloji ile.
Pero esta vez serán máquinas de nitrógeno, nanotecnología.
Bu sefer sanki bir şeye doğru gidiyormuşum gibi hissetim kaçıyormuş gibi değil ama senin muhtemelen böyle hissetmediğini biliyorum.
Y sentí que esta vez me iba a algún sitio, que no sólo me escapaba, pero sé que probablemente tú no lo sentías así.
Ama bu..... sefer atmadı.
Pero ella... Esta vez no lo hizo.
Bu sefer harbiden ama!
¡ Quiero decir que ya no más!
- Bu sefer gerçek bir itiraf isteyecek ama. - Evet.
Va a querer una confesión de verdad esta vez.
Haydi, tekrar deneyelim. Bu sefer kendin ol ama.
Así que vamos, intentémoslo de nuevo, esta vez de verdad.
Ne söyleyeceğimi, nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama sanırım bu sefer işleri gerçekten batırdım.
No estoy segura de qué decir o cómo explicarlo, pero creo que la fastidié de verdad esta vez.
Ne söyleyeceğimi, nasıl anlatacağımı bilemiyorum... Ama sanırım bu sefer işleri gerçekten batırdım.
No estoy segura de qué decir, o de cómo explicarlo, pero... creo que esta vez he metido la pata de verdad.
Bu sefer kolların hissizleşti ve baş ağrısı vardı ama tetikleyecek parlak ışık yoktu.
Bueno, esta vez tenias adormecimiento en tu brazo y dolor de cabeza, pero no había una luz brillante para activarlo.
Bu sefer kurtulamayacak ama.
No volverá a salirse con la suya.
Ne de güzel düşündün öyle, Wonder Woman ama bence ruhlar bu sefer bir istisna yapacaklardır ki biz de katili yakalayabilelim, tamam?
Ese es un hermoso pensamiento, mujer maravilla. Pero creo que los espíritus harán una excepción para atrapar al asesino, ¿ no?
Bu sefer işime geldi çünkü tişörtünün içine bakıyorum ama yine de...
Esta vez vale, porque he mirado bajo su blusa, pero aún así.
Ama, her kimse, kızı bir kere Kaçırmaya çalışmış, Beklide bu sefer başarmıştır.
Bueno, quien quiera que fuese, trató de secuestrarla una vez... tal vez ahora tuvo éxito.
- Bu da ne? - Cidden! İlk sefer belki kazaydı ama ikincisinde kovulursun.
No puedo actuar así porque ese niño me engañó.
- Kahretsin Percy! Bu sefer sınırı aştın ama.
Esta vez te pasaste de la raya.
Bir melek, baştan çıkmış bir hayvanın işkence masasına düşüyor ama bu memur, katili hesap defterlerinde ve sefer tarifelerinde arıyor.
Un ángel sufre la tortura de una bestia depravada pero este oficinista se concentra en libros contables y horarios.
Hadi ama. Bu sefer biraz erken gelmidiniz, değil mi?
Se adelantaron un poco esta vez, ¿ no?
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32