Belki daha fazla Çeviri İspanyolca
1,382 parallel translation
- 6 mil. Belki daha fazla.
- A 9,5 km. Tal vez más.
Belki daha fazla cep harçlığına ihtiyacı vardır.
Tal vez necesite un poco mas de dinero.
- Belki daha fazla İngilizce dersi almalıydın.
Quizás deberías haber tomado más clases de idioma.
12 saate kadar, belki daha fazla.
Uh... unas 12 horas, quizás mas.
Onlara tıpatıp küçük benzerlerinin belki daha fazla benzemeyeceğini hatırlatıyorum.
Los recuerdo como sus pequeñas copias carbónicas quizás podrían no ser tal copia después de todo.
Phlox bu ilaçların bana yardımcı olacağını söyledi bir on sene... belki daha fazla.
Phlox me dice que esta medicina los ayudará a aliviar los síntomas, durante una década... quizás más.
Bu dar güverte bir süreliğine evimiz olacak. Bir Hafta belki daha fazla.
Esta pasarela va a ser nuestro hogar por un tiempo, una semana, tal vez más.
Belki daha fazla kanıt toplarız.
Bueno, quizás podemos hallar más pruebas.
- Birkaç gün, belki daha fazla, niye?
— Algunos días, quizá más, ¿ por qué?
10 tane var, belki daha fazla.
Son diez o tal vez más.
Belki daha fazla entrika ile kandırır bizi... ve günü gelince ihanet eder.
Quizá él nos entretendrá con más intriga... y con más traición en días venideros.
Okulda en az benim kadar popülerdi, belki daha fazla.
- ¿ Cómo? - Solo sacaba notas altas.
15 yıl, belki daha fazla.
Hace quince años o más.
En az iki kez, belki daha fazla.
- Al menos dos veces, tal vez más.
Bilmiyorum. Altı hafta. Belki daha fazla.
No lo sé. 6 semanas, tal vez más.
Belki daha az, belki daha fazla.
Quizás menos, quizás más.
Belki daha fazla.
Quizá más.
üç, dört gün, beş, bir hafta, belki de daha fazla.
Tres, cuatro, cinco días, una semana, tal vez más.
Maria, daha fazla belki de yok, bir evet e ihtiyacım var!
- Sí, tal vez. María, basta con el "tal vez"... Basta de "tal vez". ¡ Necesito un "sí"!
Belki daha fazla.
Incluso más.
Bana o medya palyaçosunun daha fazla resmini getir, belki satın alabilirim.
Tráeme más fotos de ese payaso que vende diarios y quizá las compre.
Takım komutanım 50 veya belki de daha fazla asiyi barikatta tam Glenfada Pak alanında gördüğünü söyledi ve benim bölümüme o alana doğru gitmemizi ve onları etkisiz hale getirmemizi söyedi.
El jefe de pelotón gritaba que veía 50, o más, amotinados dirigiéndose a Glenfada Park y nos ordenó que los detuviéramos. Cuando entramos al parque, había mucha confusión.
Tüm o önemli insanları ve töreninde konuşmalarını beklediğin tüm o küstah insanları listeden silmeye karar verdik, ve iki saat belki biraz daha fazla ben konuşacağım.
Decidimos eliminar a todas esas personas increíblemente prominentes y muy refinadas que querías que hablaran en tu funeral, y dejarme hablar durante dos horas.
Belki de... benden daha fazla korkmaya başlamalısın.
Quizás deberías temerme un poco más de Io que me temes ahora.
Belki de Wolfram and Hart Cordy'nin keder-ve-üzüntü şeyi ile ilgili bizden daha fazla şey biliyordur.
Pero lo que sabemos es que Wolfram y Hart debe saber más sobre Cordy que nosotros.
Belki de daha sonra gelmelisin daha fazla konuşmak için.
Quizás puedas regresar más tarde para que sigamos conversando.
Belki kendime senden biraz daha fazla güveniyorum.
A lo mejor... A lo mejor yo tengo más esperanzas en mí que tú.
Belki de bu insanlara kabul edeceğinden daha fazla bağlanmışsındır.
Tal vez este más apegada a esta gente de lo que admite.
Belki bu İç Yol hakkında daha fazla bir şeyler öğrenebilirsin.
Sabes, Ray, quizá puedas averiguar más sobre el tal Sendero Interior.
Belki yüzlerce değil ama bir çift, üç ya da daha fazla.
Mejor cientos no, sino otros 2 o 3.
Belki düşman uzaylılar vardır. Uzak durmak için daha fazla neden.
Quizás tenemos que mantenernos alejados
Belki öyle ama daha fazla derine inemedik.
Quizá. No pudimos continuar la investigación.
O da kazanabilirdi, belki gelecek sefere kazanır. Ama benim kazanma ihtimalim daha fazla. ... veya onunki.
Sabes, podría haber ganado ella, y quizas, la próxima vez lo haga... pero mas probablemente, las posibilidades estan a mi favor... o a favor de ella aparentemente, estamos parejos
8 dakikan var. Belki de daha fazla.
- Tienes 8 minutos, puede que más.
- Belki de aptallığım daha fazla seni rahatsız etmeyecek.
Vale quizá mi estupidez no te ofenderá mucho más tiempo.
Evlat, bana fazla takılmasan daha iyi olur belki.
Quizá deberías pasar menos tiempo conmigo,
- George korkuyor. Belki Ursula uygarlığı George'dan daha fazla seviyor.
Ahora George preocupado porque Úrsula extrañar más la civilización que a George.
Belki de daha fazla vardır.
Probablemente habrán mas.
belki geçmişte daha fazla. ofise çok bağlı olmadığımda.
Antes más. Estaba menos esclavizado en mi oficina.
Belki biraz daha fazla erotizm yada daha az, bilirsin, tam istediğim gibi.
Un poco más de erotismo y menos sexo animal.
Belki bizlerin bildiğinden daha fazla şey biliyorsundur.
Quizá sabes algo, más que el resto de nosotros.
Belki de silahların geliştirilmesine daha fazla dikkatini vermelisin. ve o piçleri bulduğumuzda cehennemi başlarına yıkasın.
Quizás deberías prestar más atención a actualizar tus armas para que podamos hacer volar hasta el infierno a esos bastardos cuando los encontremos.
Belki de, daha fazla ortak yönümün olduğu... ... biriyle olmalıyım. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Yo debería estar con alguien con quien tenga algo en común.
Belki evde daha fazla zaman harcayabilirdin.
Quizá, si pasaras más tiempo en casa...
Belki de geri çekilip, daha fazla incinmemek için kendimi koruma zamanım gelmiştir.
Quizá sea hora de retirarse, de protegerme para no sufrir después.
Belki eski erkek arkadaşınla daha fazla vakit geçirmeni istemiştir.
Oye, tal vez él quería pasar más tiempo con tu otro novio.
Haftada 500 dolar, belki biraz daha fazla.
$ 500 a la semana, tal vez más.
İnşaatı altı hafta geciktirecektir. Kışın geldiğini düşünürsek, belki daha da fazla.
Eso demorará la construcción al menos seis semanas, probablemente más si el tiempo no acompaña.
Belki de kaza yüzünden biraz daha fazla para almalıyım.
debería recibir una pequeña compensación extra por el accidente.
Amacımız işçilere daha fazla verip, şirkete zarar vermemekse belki üçüncü bir yol vardır.
Si el objetivo es dejar que los trabajadores tengan más sin afectar a la compañía consideremos otra opción. Es genial.
- Belki de elinde silah olduğundan daha fazla.
Mas de lo que un arma daria.
belki daha sonra 97
belki daha az 29
belki daha da fazla 17
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
belki daha az 29
belki daha da fazla 17
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla değil 55
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla 31
fazlasıyla 93
fazla vaktim yok 53
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazla değil 55
daha fazla dayanamayacağım 79
daha fazla yaklaşma 57
fazla 31
fazlasıyla 93
fazla vaktim yok 53