English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bunu da

Bunu da Çeviri İspanyolca

26,109 parallel translation
Bunu da nasıl yapacağımı bilirim.
Y eso también lo sé.
Camında papağan olan evcil hayvan dükkanını geçebildiysem bunu da başarırım.
Si consigo pasar por esa tienda de mascotas con el loro en la ventana, supongo que puedo hacer esto.
Kusura bakmayın ama bunu da yiyebilir miyim?
¿ Puedo comer otro? ¡ Claro, claro, adelante!
Şunun gibi, tamam, bu kötü ve o kötü, ve bunu da araştırmalıyız gibi birdenbire yüzlerce sorumuz vardı.
Fue como, esto es malo, esto también, y necesitamos investigarlo. Y, en un instante, ya teníamos cientos de preguntas.
Tercümeyi havuz temizlikçisi yaptığı için bunu da bir süre anlayamadım.
Me costó entenderlo, porque necesito que el chico de la piscina traduzca al jardinero.
Skor defterine bunu da yaz.
Anótalo en tu registro.
Bunu da yaz skor defterine.
Anota eso también.
Bunu da yaz.
Anótalo.
Lütfen bunu da alın.
Y tomen esto.
Bunu da, önceki ilişkisi yüzünden yapması alâkayı ispatlar.
El prejuicio por romance es relevante.
Bunu da düşündük ama, onlar adamın öldüğünü bile bilmiyorlardı.
Nos hubiera pensado que, excepto que no sabían que estaba muerto.
Bunu da aşıp geçeceğiz.
Ahora sólo vamos a hacerlo oficial.
- Bunu da yaptın sonunda!
- ¡ Tú lo hiciste!
Evet, tanıyorum. Bunu da yazıyor musun?
Lo hago, en realidad.
Derek'le Meredith'in cerrahi aşk çocuğu olması gereken bir kadın ve ben bunu da berbat edeceğim.
Llego a esta mujer con una granada en su cabeza Que resulta ser Derek y quirúrgica amor-niño de Meredith, Y llego a arruinar esto ahora, también.
Eski sevgiline Tampa'da iş bulduğum için bana bunu vermeye karar verdi.
Así que, resulta que como conseguí que tu ex se fuera a Tampa, decidió darme esto.
Sen bunu mu saçma buldun? Konuşuyor da.
Si eso te parece malo, también habla.
Bunu alacağım sonra da seni halledeceğim.
Voy a coger esto... y después te cogeré a ti.
Elini kesip bunu eve çizerken aynısın yuva tarafında da çizilmesi gerekiyor.
Te cortas la mano, y pintas este mal bicho... dentro de la casa, mientras que lo mismo se pinta... dentro del Nido.
Bunu ona da söyleme.
No se lo digas a él.
- Bunu düşünmeni ya da konuşmanı istemiyorum.
No quiero que pienses en esto o que hables de ello.
Çünkü Michigan'da yetişmiş ve bunu düşündüğümde birinin senden çeyrek yüzyıl daha tecrübeli olması ilginç bir şey.
Porque él creció en Michigan, y sólo pienso... que es realmente interesante conocer a alguien... que tiene un cuarto de siglo de ventaja sobre ti.
Ayrıca bacaklarını da kapatamazsın çünkü uyumadığın belli olmuş olur. Ve bunu asla geriye alamazsın.
Y nunca puedes volver atrás.
Bunların hiçbirinin olmasını istemiyorum ama bir yandan da ne olacağını görmek istiyordum. Çünkü arayıp geleceğini söyledi ve bunu hiç yapmazdı.
No quería nada de esto que estaba pasando, pero al mismo tiempo, sentía que necesitaba llevarlo a cabo, porque él llamó y dijo que iba a venir... y él no hacía eso porque... así que sólo...
Nasıl oldu da bunu bana anlatmadın?
¿ Cómo es que no me lo habías contado?
Havuzda bile kâr düştü. Bunu havuz kulübesine yapılan suç faaliyetine bağlıyorum.
Ni siquiera la piscina da beneficios, lo que atribuyo a la reciente actividad criminal de la caseta de los flotadores.
Umalım da bunu benden başkası görmemiş olsun Alex.
Ahora, esperemos que sea la única persona que vio eso, Alex.
Bunu kabul ya da ret edemem.
No puedo confirmar o negar.
Biliyorum çünkü eski iki erkek arkadaşımdan da duydum bunu.
Lo sé porque lo he escuchado tanto de mis novios anteriores.
Ya da hiç bunu bulmamışsın gibi davranırız.
o fingir que no encontraste nada.
Eğer bunu izliyorsan, sen bir salaksın çünkü Los Angeles'da neler olduğunu çözmeye çalışıyorsun.
Y si estás viendo esto, eres un idiota... porque quieres saber qué te pasó en Los Ángeles.
İran da son 35 yıldır Hürmüz Boğazı'nı kapatmaya çalışıyor. Bu yüzden bir anda bu gece bunu yapmaya karar vermiş olmaları bana saçma geliyor.
Y los iraníes han tratado de bloquear el estrecho de Ormuz durante los últimos 35 años, así que me cuesta creer que hayan decidido hacerlo esta noche.
Enstitü dışı hastanız olarak tedavi görmeye razıyım. Mektubumda da belirttim bunu ama eve gitmem gerekiyor.
Estoy dispuesto a seguir trabajando con usted de forma ambulatoria, como explico en mi carta, pero necesito volver a casa.
Hayat zor ama hâlâ birbirimize sahibiz, hep olacağız da ve bunu hiçbir şey değiştiremez, gerisi önemsiz.
La vida es dura, pero aún nos tenemos el uno al otro. Y siempre nos tendremos el uno al otro, nada cambiará eso nunca y eso es lo más importante.
Hayır, dükkandan çıkmadan önce bunu... çok açık bir biçimde söyledim, onlar da söz verdiler.
No, les dejé eso perfectamente claro antes de entrar siquiera a la tienda de mascotas, y ellos me lo prometieron.
Sebepleri karışık ve bunu sana daha önce söylemem gerektiğini biliyorum ama doğru zaman hiç gelmedi ve sonra da kafamdan uzaklaştı.
Las razones son complicadas. Y sé que te lo tendría que haber dicho mucho antes, pero no encontraba el momento oportuno, y... se me fue de las manos.
Eğer bir suçlama varsa ya da amirin tarafından üzerine bir şey yıkılsaydı bunu bekleyebilirdin.
Se podría esperar esto si hubiera habido quejas o si alguien superior a ella nos hubiera impuesto.
Bunu senin için, Libby için ya da başka biri için yapmadım.
No lo he hecho por ti ni por Libby ni por nadie.
Bunu eski usul yolla yapıyorum, bu da sessizlik gerektiriyor. Sana diyorum yarım akıllı.
Estoy haciendo esto a la antigua ausencia lo que requiere silencio.
Yalnız hissetmek için erkeğe ihtiyacım yok. Bunu kendi başıma da yapabilirim.
No necesito hombres para sentirme sola, Puedo hacer eso por mí misma.
Bulaşıkları yıkamayı unuttuğumda ya da B aldığımda hep bunu söyler.
Eso es lo que dice cada vez que olvido fregar los platos o saco un notable.
April çirkin bir savaş istiyorsa Jackson da bunu yapabilir.
Si April va a jugar sucio, Jackson puede hacerlo también.
Bunu Gaga'da yemek yiyeceğin için söylüyorum.
Y quiero decir, que lo hizo porque estás comiendo en el pico.
Peki, bunu kağıda dökebileceğimiz birşeylere ihtiyacım olacak.
De acuerdo. Pues, voy a necesitar un evento en el que pueda actuar.
Sonra da bunu.
Y esta.
Mangal da bunu sağlar.
Y la barbacoa logra eso.
Anlarsın ya, yaşlı olmaz ya da çirkin.. açıkçası bunu söylemekten nefret ediyorum ama..
Ya saben, no puede ser viejo o no atractivo y, para ser francos...
Biergarten'da bunu kutlamak için bir içki içmeye ne dersiniz?
¿ Qué le parece festejar conmigo en Biergarten?
Ama artık her şey ortada olduğu için bırakayım da bunu sana kendi anlatsın.
Pero dejaré que ella se lo cuente ya que ahora está todo aclarado.
Ama sen olsan da olmasan da bunu yapacağım.
Pero, voy a hacerlo contigo o sin ti.
Ya da bunu mezar taşına farklı bir şey yazdırmak için mi yapıyorsun?
¿ O esto es solo sobre tu lápida y escribir algo diferente en ella?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]