Bunun için zaman yok Çeviri İspanyolca
732 parallel translation
- Bunun için zaman yok.
- No puedo decírselo ahora.
Bunun için zaman yok. Alay şafakta yola çıkıyor.
Saldrá el regimiento al amanecer.
- Bunun için zaman yok.
No tengo tiempo.
- Şimdi bunun için zaman yok.
- No hay tiempo para agradecimientos.
Bunun için zaman yok.
No tengo tiempo.
- Bunun için zaman yok.
- No hay tiempo para eso.
Bunun için zaman yok.
No hay tiempo.
Bunun için zaman yok.
No, ahora no.
Ama üzerine düşünmemiz lazım. Bunun için de zamanımız yok...
Pero de una manera bien planeada.
Bu geceki partiyi düşünecek olursan bunun için zamanın yok.
No es el momento apropiado. Con la fiesta de esta noche...
Bunun için başka zamanım yok.
Es el único momento que tengo.
Biz baledekilerin bunun için zamanı yok, hevesimiz bile yok.
En el ballet no tenemos tiempo ni ganas para eso.
Bunun için satranç oynayabilirdik ama benim zamanım yok!
Podríamos apostarla, pero tengo prisa.
Bunun için zamanım yok.
No tengo tiempo.
"Bunun için yok bende zaman"
Uh, I tenga obtuvo una audición Otra vez esta noche. ¿ - Vendrá usted?
Leydi Dean'e şehrinizi gezdireceğime dair söz vermiştim ancak bunun için artık zamanım yok.
Le dije a Lady Dean que la llevaría a recorrer la ciudad. Pero no tendré tiempo para hacerlo.
Çok kibarsın hayatım, ama bunun için zamanımız yok.
No tenemos tiempo. Tenemos que llegar antes de las 7 : 00.
- Bunun için vakit yok, imkansız, başka zaman.
Párense derechos así podemos apuntar bien.
Şimdi bunun için zamanım yok.
No tengo tiempo para eso ahora.
Teresa, bunun için zamanım yok.
No tengo tiempo para esto...
Bunun için zamanımız yok tatlım, Hadi gidelim!
Tesoro, no tenemos tiempo. Vámonos.
Hadi, hadi, şimdi bunun için zamanımız yok.
Vamos, no hay tiempo par eso. ¿ Adónde tienes a Williams?
Bunun için zamanımız yok
Qué absurdo.
Dur.Bunun için zamanın yok.
Basta. No tienes tiempo para esto.
Bunun için zamanımız yok, seni geri zekalı!
¡ No tenemos tiempo para eso! ¡ Será gilipollas!
Bunun için zamanımız yok.
- No hay tiempo para eso.
Hiçbirimizin bunun için zamanı yok.
Ninguna de las dos tenemos tiempo.
Bütün kadinlarda kendinden menkul bir yok edilemezlik mizaci var. Erkeklerin göreviyse, bunun farkina varmalarini mümkün oldugunca geciktirmek olmus, her zaman için.
Todas las mujeres tienen incorporada una semilla de indestructibilidad, y la tarea de los hombres ha sido siempre hacer que se dieran cuenta de ello lo más tarde posible.
Bunun için yeterince zamanı yok, ayrıca Diana onu meşgul ediyor.
He oído que tiene poco tiempo para eso, por cómo Diana lo mantiene ocupado.
Sam, bunun için gerçekten zamanım yok.
Sam, ahora no tengo tiempo para esto.
- Bunun için zamanımız yok.
- Salten a la izquierda. - No tenemos tiempo para eso.
Yok eğer bunu yapmayacaksanız, söyleyin... Çünkü bunun için özel dedektifler tutacağım. İşini kimin iyi yaptığını o zaman göreceğiz.
Y si no, dígamelo... pues conseguiré un detective para hallarla... que hará un mejor trabajo que el club de Dick Tracy que tiene montado acá.
Hayır, bunun için zamanım yok.
No, gracias, no tengo tiempo.
Bir sonraki jenerasyon için ihtiyaçlarımızı size bildiren çalışma kâğıtları elinizde. Yok etme işlemini tamamladığınız zaman bana bilgi vereceğinize güveniyorum Dr. Stewart. Yoksa bunun için Dr. Lamb'a mı bakayım?
Usted tiene los papeles que le notificarán nuestros requerimientos para la próxima generación. ¿ Cuento con usted para que me informe cuando la eliminación... esté ejecutada, Dr. Stewart., O debo considerar a la Dra. Lamb para eso?
Bunun için endişelenmene hiç gerek yok. Sen her zaman büyük bir film yıldızı olacaksın.
No tiene por qué preocuparse, siempre será una gran estrella de cine.
Bunun için zamanımız yok şu an.
No tenemos tiempo para esto.
- Bunun için zamanımız yok. Yürü hadi.
- No tenemos tiempo para eso. iVamosi
O zaman burayı ben işletebilirim ve bunun için Bill'e ihtiyacım yok.
Así podría dirigir este lugar...
Bunun için zamanım yok. Güç mü istiyorsunuz?
Esto es absurdo. ¿ Quieren poder?
- Bunun için zamanım yok!
- ¡ No tengo tiempo para esto!
Yaşam gücümü takviye edebilmem için biraz destek gelmeden kendi dünyamdan ayrılmam olanaksız. Bunun için zamanımız yok. Ben sana olan borcumu ödedim.
Parker, el primero que consiga una foto para mi periodico tendra un bono de mil dolares,
Roy, çok güzel ama bunun için zamanım yok!
Roy, eso es estupendo, pero no tengo tiempo para esto. ¡ Bobo me esta pisando el trasero!
Ama bunun için yeterli zamanımız yok.
Sí, y no nos queda mucho tiempo.
Bunun için zamanın yok.
No tiene tiempo para eso.
Bunun için zamanım yok.
No tengo tiempo para esto.
Çok güzel, ama bunun için şu an zamanım yok.
Muy bonito, pero no tengo tiempo para eso ahora.
Üniteyi rafa kaldırıp yenisine başlamanız gerekir ve şu anda bunun için hiç zaman yok.
Debe borrarse la unidad y empezar de nuevo, y ahora no hay tiempo para eso.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bunun için zamanım bile yok.
A decir verdad, ni siquiera tengo tiempo.
Sana soracak birkaç sorum vardı ama bunun için zamanım yok.
Tengo muchas preguntas para ti, pero no tiempo para hacerlas.
Bunun için zamanımız yok.
No tenemos tiempo para eso.
- Arnie, bunun için zamanımız yok.
Encuentra al pato. - Arnie, no tengo tiempo para esto.
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için 111
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için endişelenme 65
bunun için üzülme 17
bunun için özür dilerim 49
bunun için buradayım 33
bunun içinde ne var 30
bunun için vaktim yok 19
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için 111
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için endişelenme 65
bunun için üzülme 17
bunun için özür dilerim 49
bunun için buradayım 33
bunun içinde ne var 30
bunun için vaktim yok 19
bunun için zamanım yok 26
bunun için çok geç 46
bunun için geldim 19
bunun için buradayız 21
bunun için vaktimiz yok 17
bunun için mi 29
bunun için zamanımız yok 31
zaman yok 141
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun için çok geç 46
bunun için geldim 19
bunun için buradayız 21
bunun için vaktimiz yok 17
bunun için mi 29
bunun için zamanımız yok 31
zaman yok 141
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla birlikte 245
bunun anlamı ne 159
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun yanında 90
bununla 93
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla birlikte 245
bunun anlamı ne 159
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun yanında 90
bununla 93