Bunun gibi mi Çeviri İspanyolca
886 parallel translation
- Bunun gibi mi?
Um... ¿ Como este? ¿ La proa limpia?
Aşkım, bu ben tam içeri girdiğimde çaldığın şey değil miydi? Bunun gibi mi?
¿ Esto es lo que estabas tocando cuando llegué, querido?
- Bunun gibi mi?
- ¿ Como éste?
Bunun gibi mi?
- ¿ Qué te parece este?
Bunun gibi mi?
Oh, ¿ esa cosa?
Bunun gibi mi?
¿ Como esa?
Bunun gibi mi yani?
Usted quiere decir... como esto.
Yukarıdan bunun gibi mi görünüyor acaba?
¿ Se Parece con eso de allí encima?
Senin... gezegenin bunun gibi mi?
¿ Es... su planeta como este?
Madalyalar için içmenin yolu nedir? Bunun gibi mi?
¿ Cómo lavan las órdenes, así?
Hepsi bunun gibi mi?
¿ Son todos así?
Bunun gibi mi?
¿ Como ésta?
Bunun gibi mi?
¿ Es eso?
Bunun gibi mi?
¿ Cómo ésta?
Bunun gibi mi?
¿ Así?
Ben de bunun gibi güzel küçük kızları severim.
Si eres mi novio, ¿ por qué te vas?
Bunun gibi güzel havalar, kiliseye gitmekle israf edilir mi?
¿ Cómo se puede en estos momentos perder el tiempo en el oratorio?
Bunun gibi birşey daha önce olmamış mıydı?
¿ Te sientes feliz a mi lado?
Efendim, bunun gibi bir kız istediğini söyledi.
Quiere una muchacha como ésta. Lo dijo mi señor.
Amsterdam Caddesi'nde mi, yoksa bunun gibi bir yerde mi?
¿ En un barrio bajo, o en un sitio como éste?
- Bunun gibi bir şey mi? - Daha büyüğüne ihtiyacım var.
- Lo quiero un poco más grande.
Tüm hayatım boyunca tam da bunun gibi... bir mink istedim.
Toda mi vida quise un visón. Tiene algo particular.
Şimdiki çocuklar bunun farkında değil gibi görünüyorlar, değil mi?
Los niños no parecen estar enterados aún, ¿ verdad?
Bunun gibi şahinlerle mi?
- ¿ Con halcones como éste? Observa.
Tüm dünyada bunun gibi bir tane daha yok... Bunu bana babam vermişti.
No hay otra como ella en todo el mundo y mi padre me la dió a mi.
Tek bildiğim bunun kaçınılmaz olduğuydu tıpkı benim ölümüm gibi.
Yo sólo sabía que era inevitable. Tal como mi muerte es inevitable.
Her zamanki gibi Bay Mushnik. Kız kardeşimin yeğeni aniden öldü, bunun için çok üzgünüm.
El sobrino de mi hermana murió en Little Rock, Arkansas.
Bir şirketin genel müdürü mü? Bunun gibi bir şey mi?
Presidente de una corporación. ¿ Algo así?
Bunun gibi değil mi?
Esto va aquí, ¿ no?
Hayatımda bunun gibi birşey hiç görmedim.
No había visto nada igual en toda mi vida.
Paramla bunun gibi bir film yapmalıyım, ha?
¿ Emplear mi dinero en hacer una película así?
Yine de seni kendi evladım gibi yetiştirdiğim için dışarıda bunun faydalarını göreceksin.
Sin embargo te he educado como mi propio hijo y no te dejaría en el mundo sin nada.
Bunun gibi bir dagamı şerefli arkadaşım?
¿ Un sello como éste, mi honorable amigo?
Bunun gibi mi yani?
¿ Así?
İngilizce konuşan Meksikalı mı, bunun gibi tüfeği olan biri mi?
¿ incluso el loco ese? ¿ Mej ¡ cano, habla ¡ nglés, lleva un r ¡ fle ¡ gual?
$ 1.00 mı? Bunun gibi önemli bir ödül için mi?
¿ Un dólar por un premio tan importante como este?
Bunun gibi bir kutu değil mi?
Un pote como éste, no es cierto?
Babam buradayken, sıcak yaz akşamlarında, birlikte oturur ve bunun içindeymiş gibi yapardık.
Cuando mi padre estaba aquí, en las calurosas noches de verano, nos sentábamos juntos e imaginábamos que estábamos dentro.
Bunun gibi mali bir yapıyı 93 bin dolar için mi tehdit ediyorsun?
¿ Amenazas semejante estructura financiera por $ 93.000?
Yani yumurtalardan bunun gibi binlercesi mi çıkacak?
Si dice que esos huevos nacerán, habrá miles de esas cosas.
Franz arkamdan ip çekecekti bunun gibi ve biliyor musunuz, ne diyecektim?
Franz tiraría de una cuerda en mi espalda. Así. Y yo diría : ¿ sabe qué?
Bak... bunun gibi. Işık bize lütuf mudur, yoksa boğucu bir eziyet mi?
Mira, nos alumbra o nos asfixia.
Ben erkek olsam bunun gibi bir şeyi yatağımdan uzak tutmak için para verirdim.
Si yo fuera hombre, pagaría por mantener alejado de mi cama algo como eso.
Bunun içinde prens gibi değil mi?
¿ A que parece un príncipe?
Gene de, bunun gibi başka bir yaratığa bu şey güzel görünemez mi?
Pero a otra criatura similar ¿ no podría ésta parecerle hermosa?
Annemin bunun gibi bir tane vardı.
Mi madre tenía uno igual.
Gödel kasıtlı olarak bir insanın matematiksel sezgiyi nasıl adlandıracağını göstermeye çalışıyordu. Matematiksel sezgi dediği şeye atıfta bulunuyor, şu an zihnimde canlandırdığım gibi canlandırmaya çalışıyor, ve bunun normal kuralların dışında olduğunu gösteriyordu.
Gödel estaba intentando demostrar deliberadamente que, lo que uno podría llamar "intuición matemática", o a lo que él se refería como "intuición matemática", quería demostrar, y en mi opinión así lo hizo,
Eğer D.T.'ler bunun gibi bir şey ise... hayatım boyunca bir daha içki içmeyeceğim.
Si el delirium tremens es así... no volveré a probar una gota de alcohol el resto de mi vida.
Çamaşırları derken, sanırım çarşafları, havluları ve bunun gibi şeyleri kastediyorsunuz, değil mi?
¿ Se refiere a las sábanas y toallas... - y cosas así? - Claro.
Bunun gibi şeyler mi?
¿ Como esto?
Bunun gibi seyler mi?
¿ Como esto?
bunun gibi 190
bunun gibi bir şey 34
bunun gibi şeyler 48
gibi mi 48
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
bunun gibi bir şey 34
bunun gibi şeyler 48
gibi mi 48
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41