English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Büyükannem

Büyükannem Çeviri İspanyolca

2,648 parallel translation
Aslında büyükannem mutlu görünüyordu.
Mi abuela parecía más o menos contenta.
Evet. Büyükannem bana beyzbol eldiveni aldı.
Si, la abuela me compró recién un nuevo guante de baseball
Büyükannem burada yaşıyor.
Sí, como si mi corazón se detuviera por un momento. Yo también lo sentí.
Büyükannem bunu senin için verdi.
Mi abuela me ha dado esto para ti.
Büyükannem Annie Marshall da bakkalı idare ediyordu.
Abuela Annie Marshall era la dama de la tienda.
Büyükannem Annie'nin Maryland tarihindeki ilk başarılı oturan eylemci olduğunu söylerler.
Ellos dicen que la abuela Annie's fue el primer éxito de la huelga de sentarse. en la historia de Maryland.
Bu benim büyükannem Diana.
Esta es mi abuela, Diana.
Büyükannem öldüğünde,. bana vakıfta 10 milyon dolar bıraktı.
Cuando mi abuela murió, me dejó diez millones de dólares en fondos fiduciarios.
Büyükannem tüm hoyratlıklarımı görecek kadar uzun yaşadı.
Mi abuela estuvo el tiempo suficiente para verme en mi... período salvaje.
- Bu benim büyükannem.
- Esta es mi abuela.
Büyükannem söyledi.
La abuela nos lo dijo.
- Büyükannem ısrar etti.
- La abuela insistió.
Büyükannem siz ikinizin burada bir şey üzerinde çalışıyor olduğunuzu söyledi.
La abuela dijo que vosotros dos habéis estado, uh, haciendo algo aquí.
Büyükannem biz çıkınca çok kızmıştır.
Creo que la abuela se ha enfadado cuando no hemos ido.
Bakın, sanırım büyükannem sizin- -
Escucha, esta es mi abuela. Creo que es amiga de tu...
Büyükannem öyleydi, o yüzden hepimiz bir tane takalım.
La abuela lo era, así que todo el mundo aquí va a llevar uno.
Yalnızım, büyükannem gibi.
Estoy sólo, exactamente como la abuela.
Büyükannem uyumaz.
Mi abuelita no duerme.
Çünkü büyükannem senin partine gelmeye hazırlanıyor.
Debido a que la abuela tiene que estar listo para su partido.
Büyükannem son 20 yıldır hiç banyo yapmamış.
Granny no ha tomado un baño en los últimos 20 años.
Büyükannem bütün kıyafetlerini çıkarmış.
Granny ha quitado toda su ropa.
Büyükannem bile içi doldurulmuş bir hindiyi daha güzel diker.
My abuela podría coser un pavo relleno... - Fue... - Mejor que esto.
Büyükannem gerçekten de kalp krizi mi geçiriyor?
¿ De verdad está la abuela sufriendo un ataque al corazón?
Büyükannem yapardı.
Bueno, mi abuela la hacía.
Ve büyükannem beni "bizimki" diye çağırır.
Y mi abuela me llama "hermana".
Ayrıca büyükannem İtalyan'dı.
Y además, mi abuela era italiana.
Yani benim büyükannem misin?
¿ Así que eres mi abuela?
Büyükannem Olivia'dan sanırım. Babamın annesi.
Creo que son de mi abuela Olivia, la madre de mi madre.
Büyükannem Olivia ile ilgili.
La abuela Olivia estaba en él.
Eğer büyükannem bankayı arar ve annenin paranı bir daha kesememesini sağlarsa yeter.
Puedes cuando la abuela llame al banco y haga imposible que tu madre vuelva a dejarte sin el dinero.
Büyükannem gerçekten bunları giyiyor muydu?
¿ De verdad que la abuela ha llevado esto?
Büyükannem onur konuğu ki tanışmış olsaydın bu seni şok ederdi.
Mi abuela es la invitada de honor, lo cuál te sorprendería si la conocieras.
Büyükannem bir şey yiyip kendine gelince Charlie bize her şeyi anlatmaya geri dönebilir.
Una vez que la abuela coma algo y este segura de que se encuentra bien - Charlie puede volver a contarnos todo.
Büyükannem eskiden paskalya yumurtaları yapardı.
Ahora, mi abuela solía hacerme pequeños Huevos de Pascua.
Büyükannem kırmızı bibere şarap ekler.
Mi madre pone vino en el chili.
Büyükannem burada yaşıyor.
Mi abuela vive aquí.
Büyükannem yalnızca bu gece için gitti.
Mi abuela sólo ha ido por una noche. Y estoy sorpredida que estés de acuerdo sin que tenga que recurrir al chantaje. Lo sé.
Sanırım Jane Blake anlamına geliyor, Büyükannem.
Creo que significa Jane Blake, mi abuela.
Sabit hattımı sadece büyükannem arar.
La única persona que me llamaba al fijo... era mi abuela.
Çin'deki büyükannem 3 tane İngilizce sözcük grubu bilirdi. "Coca-Cola", "Avucunu yala" ve "Harvard Üniversitesi."
Mi abuela en China, sabía tres frases en inglés Coca-Cola, Béseme el trasero y Universidad de Harvard
Büyükannem bunu hiç yapamazdı.
Bueno, mi abuela nunca pudo sacar estos adelante.
Büyükannem öldüğünde annem bu tepsiyi bize verdi.
Mi mamá nos dio esta bandeja cuando murió mi abuela.
Büyükannem hırka modeliymiş.
Mi abuela era modelo de jerséis.
- Büyükannem bu odada yatıyor sandım da.
Pensé que esta era la habitación de mi abuela. - ¿ Sí?
Büyükannem öldü!
¡ Mi abuelita está muerta!
Her zaman Şükran Günü'nü Büyükannem ile geçiririm...
Bueno, siempre la he pasado con mi abuela...
- Tony DiNozzo Penelope Langston'la tanış. Kendisi büyükannem olur.
Tony DiNozzo, esta es Penélope Langston, mi abuela.
O benim büyükannem.
Es mi abuela.
Baba, büyükannem ve büyükbabam kavga mı ediyorlar?
Papá, ¿ La abuela y el abuelo están peleando?
Büyükannem başarısız değildi.
Pero mi abuela no falló.
Büyükannem.
Mi abuela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]