English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Büyük patron

Büyük patron Çeviri İspanyolca

352 parallel translation
Ben büyük patron değilim.
No soy un jefe blando.
Evet. Büyük patron. Örgütün başı.
Sí, el pez gordo el jefe del equipo.
Shaw, Bu bay Creighton, büyük patron ve çevrende nazik olman gereken tek kişi bu.
Éste es eI Sr. Creighton, el gran jefe, eI único hombre de por aquí con el que tienes que ser educado.
- Büyük patron burada mı?
¿ Está el jefe aquí?
Bunu büyük patron yaptırdı.
EI jefe hizo esto.
3 kişi bir de büyük patron.
Tres y el jefe.
Büyük patron bu işe bizi de bulaştırdı. O yüzden paralar beşe bölünecek.
El jefe me metió en esto, así que lo dividiremos en cinco partes.
Büyük patron olabilir mi?
¿ Podría ser el jefe?
Büyük patron seni görünce ne olacak?
¿ Qué pasará cuando el jefe te vea?
Büyük patron başından beri elinizdeydi.
Atrapamos a su jefe al inicio.
Büyük patron nerede?
¿ Y la gran mandona?
- Hayır, o'büyük patron'.
- No, él lo presenció.
Bu nasıl bir'büyük patron'Tiger?
¿ Qué clase de testigo es este?
Ah, büyük patron. Peki...
Oh, nuestro amo y señor.
- Büyük patron burada. - Burada mı?
- El gran hombre está aquí.
- Büyük patron seni bekliyor.
- Y está esperándote.
Büyük patron, kolay kolay beklemez.
El gran hombre es impaciente.
Büyük Patron'un kendisiyle.
El gran hombre en persona.
onu yakalama yardım edersen, adın zamanla herkese yayılacak, ve sonunda etraftaki en büyük patron sen olucaksın.
Si me ayudas a atraparle, tu reputación se extenderá de inmediato, y pronto serás el jefe más poderoso de por aquí.
Demek istediğim Koca Jim Artık Büyük Patron'un yanına gitti.
Sólo quiero decir que Big Jim se ha ido a conocer al de arriba.
Büyük patron Grubby Mattson'un, Bumblebee O'Neill adında dansçı bir sevgilisi vardı, kızla birlikte olduğumdan şüpheleniyordu.
El jefe, Grubby Mattson, estaba con Bumblebee O'Neill... una bailarina, y empezó a pensar que también yo estaba con ella.
Büyük patron?
- Desde luego.
Her sabah yataktan kalkar kalkmaz aynaya bakar ve "Günaydın büyük patron" derim.
Cada mañana me levanto y me digo a mí mismo : "Buenos días, magnate".
Bu civarda en büyük Patron o.
Es un tipo importante por estos alrededores.
Özür dilerim büyük patron.
Lo siento, jefe.
- Büyük patron.
- Oh, el jefazo.
Bu bölgedeki büyük patron ben olacağım.
Voy a ser el pez gordo de este territorio.
Ben Bela'yı düşünüyordum, sen en büyük patron olacaksın.
Se me ha ocurrido que Bela fuera el jefazo.
Bu işlerin arkasında hala bir "büyük patron" arıyorlar.
Buscan a un Sr. Pez Gordo que esté detrás de todo.
"Büyük patron" değil de "büyük patroniçe" olmasın sakın?
¿ Era el Sr. Pez Gordo una Sra. Pez Gorda?
Büyük patron gittiğinde, işleri kim devralacak?
Cuando el grandulón explote, ¿ quién le sustituye?
Bizden Büyük Patron'un çöplüğüne yemeğe davet edilen kimse yok.
Ninguno de nosotros ha sido invitado a comer a la choza del Jefe.
İyi mal almak için büyük yerlere gidecektim.. patron eski bir sınıf arkadaşıydı : Blackie.
Podía ir a los Apés y conseguir buen material a buen precio, porque el que mandaba allí era un antiguo compañero de clase ; el Neguinho.
Büyük patron yani..
- El jefe.
Doğru söyle patron, o kadar büyük müydün?
De veras, ¿ fue tan grande?
Parker diyor ki, artık patron Büyük Ed.
Que ahora es el número uno, dice Parker.
Büyük sükse yaptın, patron. Seni sevdiler bile. Oh...
Haber tenido éxito, todos quererte ya.
Oh, patron, büyük sükse yaptın.
Jefe, los has conquistado.
Pekala, patron bence, başın büyük belada.
Bien, jefe, diría que está en problemas.
Kisuke'yi öldüren sensin, ve oğlum gibi sevdiğim Patron Sakichi'nin de başı senin yüzünden büyük belada.
Kisuke murió a manos suyas, y el jefe Sakichi, que es como un hijo para mí está en un grave problema por su causa.
Yasugoro büyük konuşuyor, Fakat o patron Bunkichi ile kıyaslanamaz.
Yasugoro habla mucho, pero no es nada frente al jefe Bunkichi.
Patron, kabul etmelisin, büyük, ama onu iyi sallıyor.
Debe admitirlo, jefe, es grande, pero lo mueve bien.
Bir ay önce, patron Nikko'daki büyük tapınakta, dua etti.
Bueno, hace como un mes el jefe se marchó a rezar al gran santuario de Nikko.
Büyük adamsın patron, Kilink'i bile atlattın.
Usted es el jefe. Kilink serán derrotado.
Patron Kumakichi'nin kendi katılımıyla, bu büyük bir iş haline geliyor.
Con el mismísimo jefe Kumakichi en acción, esto se ha vuelto un horror.
Bunlardan bir tanesi bir adamı oldukça büyük bir patron yapabilir.
Uno de estos podría convertir a uno en un jefazo importante. O confío en ellos o están muertos.
O yaz, hepimizin "Patron" diye tanıdığı büyük babam ulusumuzun sınır tanımaz geleceğini ön görerek, ekonomisinin ve gelişmişliğinin temelinde olan küçük ve toplu üretilen, dört tekerleği ve bir motoru olan bir kabin aldı.
Fue el verano en que mi abuelo, al que todos llamaban "Jefe", supo anticiparse al futuro ilimitado de nuestro país, cuya unidad económica y de prosperidad iba a basarse en un pequeño cubículo producido en cadena, portador de cuatro ruedas y un motor.
Evet. Patron bayan işte bizim büyük eğlencemiz.
La dueña es una gran admiradora de nosotros.
Patron, Amerika çok büyük ve orada kimseyi tanımıyoruz.
América es grande. No conozco nadie allí.
Büyük patron.
Imbécil.
Babama gelince sabah saat altıdan yediye kadar büyük Citroen'inde. "Bir patron, iyi bir örnek olmak için, işçisinden önce gelir ve onlardan sonra çıkar."
En cuanto a mi padre... Se levanta a las 6 de la mañana... a las 7 está en su 2CV. "Un jefe llega antes que sus trabajadores... y termina después que ellos para ser un buen ejemplo."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]