Ces Çeviri İspanyolca
81 parallel translation
3 C ve B bir saattir içeride.
Las tres ces y la be llevan ahí más de una hora.
Pekala, ya bana bu silahı nereden aldığını söyleyeceksin ya da seni ölene kadar çürüyeceğin hapisaneye göndereceğim!
O nos d ¡ ces qu ¡ en le d ¡ o el arma y dónde, o se pudr ¡ rá en la cárcel.
Şimdi sen Lassiter'in Apaçilere yardım için mi geldiğini söylüyorsun? Niye?
D ¡ ces que Lass ¡ ter querer ayudar aApaches.
- Orada çok daha mutlu olacağız, de.
- D ¡ que seremos más feI ¡ ces que nunca.
- Evet, New York'ta mutlu olacağız.
- Sí, seremos feI ¡ ces en Nueva York.
- New York'ta "daha mutlu".
- "Más feI ¡ ces" en Nueva York.
- Hiç olmadığımız kadar, evet.
- Más feI ¡ ces que nunca, eso es.
Cüzdandan ne diye bahsettin?
¿ Por qué d ¡ ces Io de Ia cartera?
- Ya bizim hislerimiz?
- ¿ Y qué me d ¡ ces de nosotros?
Neden onları arayıp biraz gecikeceğini haber vermiyorsun?
¿ Por qué no llamas y d ¡ ces que llegarás tarde?
Hiç gelmemiş olmayı arzu ettiğini, şimdi gerçekten istediğin tek şeyin karını alıp havaalanına götürmek, eve dönmek, ve hayatının sonuna kadar mutluluk içinde yaşamak olduğunu.
Que desearías no haber ven ¡ do nunca, y que Io ún ¡ co que qu ¡ eres es coger a tu mujer, llevarla al aeropuerto y volver a casa, para v ¡ v ¡ r feI ¡ ces por s ¡ empre.
- Evet, iki "c" ve tek "l" yle yazılıyor.
- Sí. Con dos ces y una ele.
Lekesiz Thomas. "K" lere dikkat!
Concepción, Thomas. Cuidado con las "ces".
Atmiş ikiyin kaye kökü...
"La daiz cuadada de ceinta y ces..."
Çin'de "ş" yok mu?
¿ No hay "Ces" en China?
- Altı!
- Ces, levántate.
2 kez de altın ayakkabı almış.
También ha ganado el Botín de Oro dos v e ces.
Bir tarafta hiç final oynamamış diğer tarafta 35 final oynayıp 27'sini kazanmış bir takım.
Un equipo que nunca ha llegado al final contra uno que ha llegado 35 ve ces y ha ganado 27.
İhanetlerinle yaşamayı sevdiğini biliyorum.
Te encanta obs esionarte por las v e ces que te han traicionado.
Biraz romatizma ağrıları var ve bazen yardıma ihtiyacı oluyor. Ama emin ellerde artık.
Ha tenido reumatismo y a v e ces ne cesita que lo cuiden,
Bazen eklemlerime masaj yapılması gerekebiliyor.
Eso es bueno. A v e ces me ayuda si masajean mis articulaciones.
Hey, birşeyler söyle de paranı vereyim, tamam mı?
S ¡ d ¡ ces algo te daré el d ¡ nero, ¿ vale?
- Gerekli mi?
¿ Ne... ces... ario?
Sen öyle diyorsun. Protokolü ihlal ettin.
Eso d ¡ ces tú. + Esta es una v ¡ olac ¡ ón ser ¡ a del protocolo.
... acaba buradaki şahane insanlardan hangisi Stacy'nin kapısında gördüğüm 300 puanın sahibi?
¿ alguien de estas maravillosas personas puntuó las tres "Ces" que vi redondeadas en la puerta de Stacy?
Yıl sonu öngörülen... mali bütçe sınırını çoktan aşmış bulunuyoruz. Gayrimenkuller konusunda da öyle.
Nos pasamos los ingresos esperados para este momento del a � o fiscal junto al mercado de bienes ra � ces.
Neden birden bu şekilde konuşmaya başladın?
¿ Por qué me d ¡ ces todo esto ahora? No sueles ser así
Ve Kira'nın ya da L'in tarafında olmadığın için bana öldürmem gereken kişinin adını söylemeyeceksin.
Y como d ¡ ces que no estas n ¡ del lado de K ¡ ra n ¡ en el de L. No vas a dec ¡ rme el nombre de la persona que qu ¡ ero matar.
"Wor-ces-ters-shiree"?
¿ Wor-ces-ters-chairi?
"bütün ces bütün insanları öğlene kadar temizlemesi gerekiyor."
"que tiene que conseguir todo el co..." Las personas se fueron al mediodía. "
Jeannie Anderson - - O, bizim "ces-et."
Jeannie Anderson. Es nuestro fiambre.
{ 6 } CES-ET
JEANNIE FIAMBRE
ve geldiğimde, iyi haber istiyorum, yoksa sıradaki "Ces-Et" sen olursun.
Y cuando regrese, quiero buenas noticias o serás mi próximo fiambre.
Doğu ışığına. C'est finis.
¡ La luz! "Ces finite".
Lütfen, en çok CC eder.
Por favor, Ces sobre todo.
Yanlış bir şey mi söyledim?
CES mal?
Problem değil.
Ces't pas de probleme.
Ne dersin, sen ve ben, küçük özel bir parti.
¿ Qué d ¡ ces s ¡ tú y yo... tenemos una f ¡ est ¡ ta pr ¡ vada?
- Delik burunlular giremez.
- N ¡ nar ¡ ces perforadas...
- Yaralandı mı?
- ¿ Qué d ces? - ¿ Qué pasó, V ¡ d ¡ a?
Hep öyle diyorsun.
Siempre d ¡ ces eso.
Güzel şeyler düşün.
Piensa en cosas fe ¡ ces.
Sonra da "Affedersiniz hanımefendi, bir fincan çay alabilir miyim?" diyorsun.
Y luego d ces'Disculpe señorita, ¿ podría servirme una taza de té? "
Les lignes qui rejoignent dans ces... "
Les lignes qui rejoignent dans ces... "
Öyle şeyler demeye başlayınca sanki kollarım aniden kontrolden çıkıyor.
Cuando d ¡ ces cosas como esas es como s ¡ m ¡ brazo comenzara a abofetear s ¡ n control.
Üzgünüm, Ces.
Lo siento, Ces.
Adam kapıyı tekmelemeye devam ediyordu.
v arias v e ces.
Seni üzmek istemezdim. Evliliğin mutlu bir evlilik mi?
A v e ces creo que me enloque ceré.
Pour se desaIterer a ces gouffres amers. "
"... para alterar estos altibajos ".
- Kredi, itibar...
A usted le falta lo que aquí en el Fondo Mutual Sureño llamamos "las tres ces" : - Crédito. Capacidad y...
Sonunda!
¡ Ces't fini!
cesaret edemem 16
cesetler 23
cesur adam 21
cesaret edemedim 19
cesursun 25
cesur olun 31
cesca 22
cesaret edemezsin 21
ceset nerede 34
cesetler 23
cesur adam 21
cesaret edemedim 19
cesursun 25
cesur olun 31
cesca 22
cesaret edemezsin 21
ceset nerede 34