English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Daha

Daha Çeviri İspanyolca

848,417 parallel translation
Bu da demek oluyor ki gecikmeli parametre 250 millisaniye daha fazla olmalı. Çok daha iyi oldu.
Eso significaría que este parámetro atrasado debería ser incrementado 250 milisegundos.
Bak, "yakın bir zaman içinde" diyebilirdim ama demedim çünkü "yakın bir zamanda içinde", "yakında" sözcüğünden 3 kelime daha uzun.
, podría haber dicho "en un futuro cercano", pero no he dicho "en un futuro cercano", porque "en un futuro cercano" tiene tres palabras más que "pronto".
Gördün mü, "yakın bir zaman içinde" 4 kelime, "yakında" ise sadece 1 kelime. 4, 1 den daha fazla ; şimdiden zaman tasarrufu yaptım bile.
ya he ahorrado tiempo.
- Aslında bir kez daha... Bir kez daha kontrol etsem -
En realidad, si pudiera... si solo pudiera revisar una cosa más...
Bu durum eve gelmem ve onun yatma saati arasındaki 10 dakikayı daha özel kılacak sadece.
Eso hará que los diez minutos que pasan entre que vuelvo y ella se va a dormir sean todavía más especiales.
Düşüncelerini ona söylemen daha sağlıklı olmaz mı sence?
¿ No crees que te sentirías mejor si le dijeras lo que te pasa?
Yetişkin bir adam olarak kendi evin olsa daha sağlıklı olmaz mı sence?
¿ No crees que te sentirías mejor si tuvieras tu propia casa, grandullón?
Lafı açılmışken, onu kreşe götürmek benim için daha kolay. - Sen yapmak istiyorsan başka tabii.
Hablando de ello, acerca de la guardería, para mí sería mejor llevarla, a no ser que quieras hacerlo tú.
- Ben götürsem daha iyi.
Creo que debería hacerlo yo.
- Ben daha çok seviyorum.
- Yo te quiero más.
Bir arayanımız daha var.
Tenemos nuestra siguiente llamada.
Peki ya orada çalışanları bizden daha çok severse?
¿ Qué tal si le gusta más la gente que trabaja ahí que nosotros?
Zaten sabun köpüğünü bile bizden daha çok seviyor.
Ya le gustan más las burbujas de jabón que nosotros.
Ama o jeolog. Daha anlatacak fizik fıkralarım vardı.
Pero es un geólogo y tengo más bromas para físicos.
Ondan daha genç ve çok daha çekici.
Es más joven y mucho más atractiva que él.
Senin büyütüldüğün gibi olmasın. Kızımız biraz daha bağımsız yetişsin.
Estaría bien educar a Halley a ser un poco más independiente de lo que tú fuiste.
Daha önce bir din adamıyla nişanlıydım.
Estuve comprometida con cienciólogo.
Daha önceki düşüncesiz sözlerim için sizden özür dilerim.
Quisiera disculparme por mi comentario insensible de hace rato.
Ben de daha ofise bile gitmedim.
Yo ni siquiera he llegado a mi oficina todavía.
Daha incitici olan ise o telefonu da ben almıştım.
Lo que duele de verdad porque yo le compré ese teléfono.
Sonra paradan vazgeçtim ve bir baktım ki yalnızım. Arkadaşlarımın evinde yaşıyorum. Galiba şimdi başka biri konuşsa daha iyi olacak.
Y luego renuncié a mi dinero, y ahora estoy solo y viviendo con mis amigos, y, probablemente, alguien más debería hablar ahora.
Daha şimdiden ilk telefonumuz geldi.
Ya tenemos nuestra primera llamada.
- Çocuklar video oyunlarında her zaman daha iyidirler.
Los niños siempre son mejores en los videojuegos.
- Biraz daha detay vermen gerekiyor.
Tendrás que ser más específico.
Biraz daha.
Más.
Teoriye göre, eğer gerçek manada beynini yorarsan Nevrofiberler daha kalın ve glia hücreler daha parlak hale gelir.
La teoría dice que cuando pones a prueba tu cerebro, las neurofibras se volverán más densas y las células gliales más brillantes.
Gerçek bir meydan okuma istiyorsan bunlardan daha fazla yememeye çalış.
Si quieres un verdadero desafío, intenta evitar que coma más de estos.
Daha çok "menü" ile ilgili şakam var ama bu favorimdir.
Me sé un montón de bromas de menú, pero esa es mi favorita.
- Leonard'dan daha çekici birisi.
Bueno, es mucho más atractivo que Leonard.
Gerçekten kariyerin hakkında endişeleniyorsan belki video oyunları ve çizgi romanlara daha az vakit ayırmayı düşünmelisin.
Si realmente te importa tu carrera, quizá deberías considerar el pasar menos tiempo con videojuegos y cómics.
- Bunu daha sonra yapmak istiyorsam, hayır.
No si después quiero hacer esto.
Babalık, sen daha önce bir insanla tanıştın mı?
Abuelo, ¿ ya habías conocido humanos?
Daha fazlasını getiremeyiz.
No podemos ir a buscar más.
Daha uzağa gitmemiz gerekiyor.
Tenemos que ir más lejos.
Her seferinde daha fazla dostumuz ölüyor, daha az Balıkçı kalıyor.
Cada vez mueren más amigos nuestros, y quedan menos y menos Pescadores.
Aslında onu daha önceden duydum.
De hecho, ya he oído sobre eso.
Büyükannem orada tüm Muhafızlardan daha korkunç bir hayalet var, demişti.
Mi abuela dijo que ahí hay un fantasma más aterrador que cualquier Salvaguardia.
Bir şansım daha olursa başarılı olacağımı biliyorum.
Así que, si tenemos otra oportunidad, sé que lo lograré.
Otomatik fabrikaya gidebilirsek bir terminal daha yapabilirim.
Si vamos a la fábrica automatizada, podré hacer otra terminal.
- Daha fazla adam lazım!
- ¡ Necesitamos un hombre más!
Killy'nin bize verdiği gıda sayesinde kız kardeşim daha iyi.
Mi hermana está mejor gracias a la comida que nos dio Killy.
Eminim ki uzun bir zamandır, şehir bu hâle gelmeden çok daha önceden beri insanlar günün sonunda böyle bir ateşe bakardı ve yorgun kalplerini dinlendirirdi.
Estoy seguro de que, durante mucho tiempo, mucho antes de que la ciudad se convirtiera en esto, al final del día, las personas se reunían en torno a una fogata como esta para calmar sus corazones exhaustos.
Bende bir tane daha var.
Yo tengo uno más.
İki iyi çalışan daha ölmüş demek.
Murieron dos buenos trabajadores más.
Bana da bir tane daha ver.
Y a mí dame otro.
# Daha dekolteli giyinmeye ve dışarı daha sık çıkmaya başladın
♪ Empezaste a usar menos y salir más
# Daha önce hiç görmediğim bazı kızlarla birlikte.
♪ Pasándola con algunas chicas que nunca he visto antes
Bu sadece bir çantadan çok daha fazlası.
Esto es mucho más que sólo una bolsa.
Aslında daha çok bir aşk olayı.
Bueno, en realidad es más una cosa de amor.
Ve daha derinlerde iyimserim.
Y en un nivel más profundo, estoy optimista.
Bir tane daha alacağım.
Voy a pedir otra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]