English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dediğine göre

Dediğine göre Çeviri İspanyolca

3,676 parallel translation
Dediğine göre, kalori bakımından bir kadeh şarapla bir dilim çikolatalı pastanın farkı yokmuş.
Dice que en cuanto a calorías, un vaso de vino equivale a un trozo de tarta de chocolate.
Dallas, bu kafes değil, bu bir hayvan sepeti Ve petshop'taki adamın dediğine göre huzursuz hayvanlar sepetlerde çok rahat ederlermiş.
Dallas, no es una jaula, es un canasto. El tipo de la tienda de animales dijo que a los perros con ansiedad... les relajan los canastos.
Belli ki ben negatif, huysuz, uyumsuz biriyimişim sevgilimle takılan adamın dediğine göre.
Aparentemente soy negativo, y oscuro y mal humorado. Citando al hombre que está sacudiéndose con mi novia.
Bir sözcünün dediğine göre, Sutter en son iki ay önce görülmüş.
Un informante también dice que la última vez que Sutter... fue visto con vida, fue hace dos meses.
Evet, dediğine göre, Adalet Bakanlığı bağışlardaki indirimi araştırıyormuş,... beni de kapsayabilirmiş.
Sí, dijo que el Departamento de Justicia está investigando descuentos a cambio de donaciones, y que yo podría estar implicado.
Annemin dediğine göre eğlence dünyasından biriyle çıkmakla övünüyormuşsun.
Sé lo que haces. Mamá me dijo que salías con alguien de la farándula.
Max'in dediğine göre adam küvete sokulmadan önce ölmüş.
Según Max, estaba muerto antes que lo echaran a la bañera.
Cutler'ın asistanının dediğine göre profesör geç saatlere kadar laboratuvarda çalışıyormuş. Tamam, şunları bir toparlayayım.
De acuerdo con el asistente de Cutler... paso allí un montón de tiempo a horas intempestivas.
İçerideki adamımızın dediğine göre o gün her araçta ortalama iki milyon avro oluyormuş.
Nuestro hombre infiltrado dice que cada camión... lleva como dos millones de euros ese día.
Papaz Oddie'nin dediğine göre hepsi iblis tarafından ele geçirilmiş.
Bien, tal y como el vicario Oddie dice, se supone que están poseídos por el mismísimo diablo.
Dediğine göre sadece geçmişi unutmak için kullanıyormuş... Üç okul otobüsü parçalamış.
Dijo que lo usa para olvidar el pasado de 3 autobusesque estrelló.
Dediğine göre seninle bir randevuya daha çıkmak için ölüyormuş ve bum, kader ağlarını ördü ve seninle bu cılız arkadaşını tuzağına düşürdü...
Dijo que se moría por ir a otra cita contigo... y entonces, el destino toma las riendas... y no trae justo aquí contigo... y tu tonto amigo.
Ve Alex'in dediğine göre Chase kayıpmış ve ayılar da işin içindeymiş.
Y Alex dice que Chase desapareció y que hay osos involucrados.
Dediğine göre, kız şoförü tanıyor gibiymiş.
Dijo que parecía que ella conocía al conductor.
Dell'Apa'nın dediğine göre hâlâ gripmiş.
De acuerdo a Dell'apa, él aún tiene gripe.
Josiah Cairn dediğine göre, kim olduğunu bilen biri varsa, senmişsin.
Josiah Cairn dice que si alguien sabe quién es, eres tú.
Resepsiyon görevlisinin dediğine göre planlarında değişiklik olmuş ve bu sabah çıkış yapmış.
Según el tipo en la recepción, cambió de planes y se fue esta mañana.
Blake'in dediğine göre çok keskin bir alet kullanılmış.
Blake dice que parece que se usó un instrumento muy afilado.
Dediğine göre şehirden bile büyükmüş.
Más que toda una puta ciudad según sus palabras.
Biraz çılgınca gelecek ama, West'in dediğine göre bir sene önce MARSOC *'lar Pakistan sınırından geri çekiliyorlarmış.
Sé que esto va a sonar una locura, pero West dice que hace un año, hubo una extracción de Marines justo al otro lado de la frontera de Pakistán.
Mahkemenin dediğine göre sözünden dönmesinin bir etkisi olmazmış.
El tribunal dijo que tampoco significó mucho que se retractara, ya que
mahkemenin dediğine göre ifadesi, Davis'e yeterince zarar vermiyormuş. Eğer gerçekten zorla verilseydi daha ağır olurmuş.
El tribunal dijo que su testimonio no fue muy perjudicial para Davis, que si él realmente hubiera sido coaccionado, su...
- Rahibe Luke'un dediğine göre Rahibe Mary Magdalene hizmetten önce tuhaf bir şekilde yön değiştirmiş.
- Según la hermana Luke, la hermana María Magdalena se encontraba mal antes del servicio.
Şu arkadaşımın dediğine göre Kembleford dışında eldivenlerini artık yeniden çıkarmanla tanınıyormuşsun.
Porque mi amigo me ha dicho también que fuera de Kembleford le han visto quitarse los guantes de vez en cuando.
Çalışanın dediğine göre şehrin öte yanına gönderilmiş. Zar zor yetiştiğim sırada bir başkası parayı alıp Crown Heights semtindeki postaneye getirdi.
Un empleado lo transfirió a otro centro de dinero al otro lado de la ciudad, y luego lo seguí a pie hasta allí justo a tiempo para ver a otro tío recoger la pasta y dejarla en un apartado de correos aquí en Crown Heights.
Burada dediğine göre, babamın emrinde çalışan iki savcı yardımcısı varmış,... siyah oldukları için onlara taraflı davrandıklarını söyleyeceklermiş.
Dice aquí que tiene a dos fiscales que trabajan para papá que dirán que tienen prejuicios contra ellos porque son negros.
Dediğine göre, Elsbeth bazı dengesiz davranışlar sergiliyormuş,... bu nedenle onu nakletmeden evvel psikolojik bir değerlendirmeden geçirecekler.
Dice que esta Elsbeth ha... mostrado algún comportamiento errático y tienen que hacer una evaluación psíquica antes de poder transportarla.
Otelin dediğine göre bu sabah ayrılacakmış.
Según el hotel, tiene previsto marcharse esta mañana.
Dediğine göre istifa etmesi için üstünde baskı olacak ve edince de ara seçim yapılacakmış.
Me dijo que, sabes, se le va a presionar para que dimita, y cuando lo haga, habrá unas elecciones especiales.
Dedektif Carter'ın dediğine göre Bayan Morton çöpçatanlık sitesini Friendczar'a satmış.
La Srta. Morton vendió Friendczar, su web matchmaking,
Kaç tane beyaz kadınla çıktın? - Dediğine göre bayağı çıkmışsın.
- Por lo que acabas de decir, deduzco que con muchas.
Dediğine göre 6 soyguncu, 5 çanta malzeme ve tam otomatik tabancalar var.
Dijo seis ladrones, cinco bolsas de equipo, y pistolas totalmente automáticas.
Dediğine göre, Hapiste radikalleşmiş ve anti-kapitalizm ile organize anarşiye yönelmiş.
Dice que se radicalizó en la cárcel y se pasó a la anarquía organizada y contra el capitalismo.
Eva'nın dediğine göre üniformalılar telsizden duyurmuş.
¿ Eva dijo que un uniformado lo transmitió por la radio?
Anne'in dediğine göre, Abigail'i görmek için bağlantıda olacaktı. Ama sanırım tek istediği paraydı.
Anne dijo que estaría en toque para ver Abigail, pero probablemente sólo quería dinero.
Evet ama kardeşinin dediğine göre Anne,... madde kullanmadığı zamanlar iyi bir anneymiş.
Sí, pero la hermana dijo que Anne Era una buena madre cuando ella no estaba usando.
Toksikolojinin dediğine göre kullanıyormuş.
Toxicología dice que ella era.
Herkesin dediğine göre popüler ve saygı duyulan biriymiş.
Según dicen era querida y respetada.
Karısının dediğine göre neredeyse bir haftadır kayıpmış.
Según su esposa, llevaba casi una semana desaparecido.
Dediğine göre burada teğmen olan en genç kişiymiş.
Recuerdo que dijo que era el sujeto más joven aquí en llegar a ser Teniente.
Dediğine göre, Harry'yle görüşmeye başladığında 10 yaşındaymışım.
Según tu, yo tenía diez años cuando comenzaste a ver a Harry.
Ünlü istatistikçinin dediğine göre : " İnsan, çözülemeyecek bir bilmece olsa bile nihayetinde belirlenebilir bir değeri oluyor.
Un famoso estadista dijo una vez que mientras que el hombre individual es un puzzle irresoluble, en la suma se convierte en una certeza matemática.
Beyler, burada dediğine göre Beytüllahim'de Kralların Kralı doğacakmış ve biz de gidip hürmetlerimizi sunacakmışız.
Sí, es decir, te conozco a través de nuestro amigo en común, Greg, pero claro, diría que ahora somos amigos. Exacto. Y... como tu amigo, querrías que fuera honesto contigo, ¿ verdad?
Şu tarafa doğru 1.5 kilometre, ama polisin dediğine göre normal LA trafiğinde 3 saatlik bir yolculukmuş.
Está a un kilómetro y medio en esa dirección, pero el policía ha dicho que con el tráfico normal de Los Ángeles es como estar a tres horas.
Dr. Wilson'ın bana dediğine göre lomber füzyonda servikal setleri istemişsiniz.
Fui informado por el Dr. Wilson que usted intentó usar un kit cervical en una fusión lumbar.
- Artık buradayım çünkü şamanın dediğine göre aşk bıraktığım yerdeymiş.
Estoy aquí porque un chamán me dijo que el amor estaba donde lo había dejado.
Bayan Frederic'in dediğine göre uzun zamandır burada çalışıyormuşsun.
La Sra. Frederic me dice que has estado trabajando aquí bastante tiempo.
Sekreterinin dediğine göre, onunla buluşan son kişilerden biri senmişsin.
Su secretaria dice que fuiste uno de los gente pasada para reunirse con él.
Jon'un dediğine göre çok acil lazımmış bu yüzden evrakları getirdim.
Entendí a Jon que hay urgencias. Son los datos bancarios y una tarjeta.
Dedigine göre burada tegmen olan en genç kisiymis. Bazilarini etkilemis olmali.
Recuerdo que dijo que era el tipo más joven en llegar a ser teniente.
Eileen Halam'ın dediğine göre bir herif seni ilk randevuya çıkarıyorsa ay ışığında olması gerekir.
¿ porqué no hay...? Debería haber luz ambiental. Tiene que ser perfecto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]