Demek istediğiniz Çeviri İspanyolca
307 parallel translation
Demek istediğiniz bu mu, Mösyö La Valle?
¿ Se refiere a esto, Monsieur La Valle?
Demek istediğiniz not ise ; ben yollamadım.
Pero yo no envié esa nota, si a eso se refiere.
Demek istediğiniz nedir, müfettiş.
Vaya al grano, inspector.
Trenleri idare ediyorum, eğer demek istediğiniz buysa.
Yo los pongo a andar, si a eso se refiere. - Cuando hay algún tren, claro.
- Yani bana demek istediğiniz...
No me digan que tienen la idea...
Belki de ne demek istediğiniz bana açıklamalısınız.
Quizás deban explicarme de que están hablando.
- Yani demek istediğiniz... Bu işten her birimiz nakit yarım milyon mu kazanacağız?
¿ Significa que el lote tendría para nosotros medio millón?
Demek istediğiniz dünyada da konuşan bitkiler var mı?
¿ Hay vegetales en la Tierra que pueden pensar?
Demek istediğiniz - Evet, tabii ya.
Sí, claro, la familia Chelm.
Sizi öldürmez, demek istediğiniz buysa.
No es mortal, si a eso se refiere.
Yani demek istediğiniz, birinin camı dışarıdan içeriye doğru kırılmış gibi göstermeye çalıştığı mı?
Usted dice que alguien intentó hacer que pareciera que habían roto la ventana desde afuera.
Demek istediğiniz, bakir miydi?
¿ Dice que era célibe?
Demek istediğiniz ölümüne korkutulmak mı?
¿ Cree que mueran de miedo?
Demek istediğiniz hayatınızda yeni bir sayfa mı açmak istiyorsunuz?
Quiere decir... que desesa volver una página en su vida?
Yani demek istediğiniz şey...?
¿ Quiere decir que...?
Demek istediğiniz, onlar...
Quiere decir que...
Demek istediğiniz bunun mu?
¿ Cómo dice? Se refiere a esto, supongo.
Ector efendim, demek istediğiniz?
- Sí, señor. ¿ Me llevarán?
"Kullandı" derken, demek istediğiniz onun tarafından hamile mi bırakıldı?
¿ Cuando dice "se aprovechó de ella" se refiere a que la dejó embarazada?
Demek istediğiniz...
¿ Quiere decir- -?
Demek istediğiniz asla geri dönemeyecek miyim?
¿ Quiere decir... que ya no puedo regresar?
Demek istediğiniz, ben... ressam mı olmalıyım?
¿ Quiere decir..., que debería pintar?
- Demek istediğiniz bunu kasten yapmıyorsunuz.
- Es decir, no quiere.
Demek istediğiniz şey çok açık.
Las cosas están claras.
Bana demek istediğiniz halkınızın kendilerine söylendiği zaman dezentegrasyon makinelerine girdiği mi? Çok yüksek bir görev bilincimiz vardır.
¿ Trata de decirme que su gente entra en una máquina de desintegración cuando se lo ordenan?
- Demek istediğiniz şey için mi?
- ¿ Dice que esto es para... - ¿ Maravilloso? ¿ Para mujer?
- Sabah yediğim buydu. - Demek istediğiniz anladım.
- Ese ha sido mi desayuno.
Bende sahip olmadan ( mülksüz ) yaşarım, demek istediğiniz buysa.
No tengo posesiones, si a eso se refiere...
Demek istediğiniz bakanın bildirisi geçen gün açıklanan. Geçerli olmaya devam mı ediyor?
¿ Quiere decir que el comunicado del Ministro del Interior del otro día sigue siendo válido?
Yani, demek istediğiniz, onlar gerçekten... gerçekten...
Entonces son realmente... - Realmente...
Bayan Tanner, ne demek istediğiniz hakkında en ufak fikrim yok.
Srta. Tanner no sé de qué se trata, pero...
Demek istediğiniz, ben bir kez hayatta kalmayı başarabildim.
¿ Se refiere a que logré sobrevivir?
Kara Veba'dan bahsettiğinizi duydum. Demek istediğiniz...
Antes de entrar en directo, hablaba de la peste negra de Londres.
- Yani demek istediğiniz...
- ¿ Quiere decir que...
- Ama demek istediğiniz- -
¿ Acaso está sugiriendo...?
Yoksa, yani demek istediğiniz...
¿ Qué quiere decir?
Demek istediğiniz, sonunda Dünya'dan geliyor olmaları mümkün olan insanlar bulduk ve onları bu.. bu tüplerde bırakmak zorunda mıyız?
¿ Dice que finalmente hallamos a seres humanos, que posiblemente sean de la Tierra, y que debemos dejarlos en estos tubos?
Yani demek istediğiniz... bu, bahçede yaşanan bir mevsimden başka bir şey değil.
Entonces, quiere decir que esta es sólo otra estación en el jardín, por así decirlo.
Demek istediğiniz, ilginiz mi, niyetiniz mi?
¿ Atenciones o intenciones?
Demek istediğiniz para ha?
Así que queréis dinero.
Demek istediğiniz buysa öldüğüne sevindim.
Me alegra que muriera, si a eso se refiere.
- Yani demek istediğiniz...
- Lo que está diciendo es que...
Söyler misiniz, demek istediğiniz nedir Bay Jordan?
- ¿ Qué quiere, Jordan? - Descúbralo usted mismo.
Demek istediğiniz eğer size testde yardım edersem... parayı alabileceğim mi yani?
¿ Está diciendo que puedo tomar este dinero si lo ayudo a ganar?
Demek istediğiniz?
¿ A qué se refiere?
- Demek istediğiniz, Danışman?
- ¿ Cuál es su propuesta?
Demek istediğiniz...
Te refieres a...
Birisi havyar getirirdi. Demek istediğiniz bu muydu?
Un tipo siempre traía caviar. ¿ Se refiere a eso?
Yani demek istediğiniz... bu bıçağın, Elizabeth Quinn'nin öldürülmesinde kullanıldığını... kesin olarak kanıtlayamıyorsunuz.
Lo cual quiere decir que no existe prueba directa que este cuchillo, el de Carl Anderson fuera el arma utilizada para asesinar a Elizabeth Quinn.
Ne demek istediğiniz anlamadım.
No entendí el sentido de su comentario.
- Bayım, beni ele geçirmeyi istediğiniz anlaşılıyor, ama bütün bunlar ne demek oluyor?
Bien, caballeros, esto no me lo esperaba. ¿ Pero, qué demonios pasa?
istediğiniz zaman 16
istediğiniz gibi 17
istediğinizi yapın 24
istediğiniz bu mu 33
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
istediğiniz gibi 17
istediğinizi yapın 24
istediğiniz bu mu 33
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istedim ki 26
demek istiyor 19
demek istediğini anladım 17
demek istiyorsun ki 24
demek sensin 61
demek oluyor ki 35
demek istiyorsun 52
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istedim ki 26
demek istiyor 19
demek istediğini anladım 17
demek istiyorsun ki 24
demek sensin 61
demek oluyor ki 35