Diyordu Çeviri İspanyolca
2,578 parallel translation
Çünkü o dosyada resimler vardı, tıpkı sana benzeyen bir adamın resimleri ama 1939 diyordu ve sonra 1925. O baban mı?
Había fotos en ese archivo de un hombre que era exactamente igual a ti, pero ponía 1939, después 1925. ¿ Era tu padre?
Televizyondaki bir adam diyordu ki, böyle dört ayımız var- - sadece dört ay- - ve bu kadar. Toplum yok olmaya başlayacak.
Un chico de la televisión estaba diciendo : tenemos solo 4 meses... tan solo 4 meses... y luego la sociedad empezara a colapsar ;
Güzel bir resmin vardı, ve altında şöyle diyordu, Çelik Orkide.
Había una hermosa imagen de ti, y debajo de ella, decía... La Orquídea de acero.
Bir şey diyordu.
¿ Qué era lo que le decía?
Ondan yapmasını istediğim işaretleri yapıyor ve sonra yeter artık diyordu.
Él hubiera saltado afuera con las señales que le había dado, hasta haber tenido suficiente.
Ardından da "Tuvalete gitmem lazım." diyordu.
Entonces diría : "Necesito ir al baño."
Oraya gitti ve şempanzeyi satın aldı. Ve onu Black Horse çiftliği denilen bir yere götürdü ve buna, "Ben Nim'i kurtarıyorum." diyordu.
Y solo fue y compró el chimpancé, y lo llevó a su Rancho "Caballo Negro", o como sea que se llame, y dijo : "Estoy salvando a Nim."
Çünkü o kalıp direnmek gerek diyordu.
Él decía que quería quedarse, resistir...
Mesajda ne diyordu?
¿ Qué había en el mensaje?
"Onlar Lütuf'u buldular." diyordu.
Decía : "han encontrado La Bendición".
Sürekli şey diyordu :
No paraba de decir...
Annika ona "kaynananın düşü" diyordu. Çok efendi biriydi.
Annika lo llamaba "Sueño de suegra" Él era muy educado.
Geliyor " diyordu.
Está viniendo "
"Adreste bulunamadı" diyordu.
"Devolver al Remitente".
- Arkadaşları ona ne diyordu?
Digo, con qué nombre dijo que lo llamaban sus amigos?
Van Buren stili diyordu.
Las llamaba "Las Van Buren"
Herkes "kancık" diyordu.
Todos lo llamaban "perra."
Burada mükemmel bir insan vardı kısaca, "Ya bu deveyi güdersiniz ya da bu diyardan gidersiniz." diyordu.
y ahora, aqui habia un gran ser humano, al decir, "o estudias o fracasas."
- Clarkson ne diyordu?
¿ Qué dijo Clarkson?
Gil, bana ve Nate'e "ritimsiz ikili" diyordu.
Gil nos llamaba a Nate y a mí "la sección arrítmica".
... Nate de "Olamaz, başımıza bir tane daha çıktı." diyordu.
" Ay, no, otro de estos tíos no.
Dave "Bence grubu hafife almaya başladınız." diyordu.
Dave creía que lo dábamos todo por hecho.
İnsanlar bana röportajlarda "Ee Taylor, söyle bakalım rock yıldızı olmak nasıl bir şey?" diyordu.
A veces me preguntan en entrevistas : "Taylor, ¿ qué se siente al ser una estrella de rock?".
Üç kişiyiz diyordu.
Dijo que éramos tres.
Bu bayan bir kulüpteyken, SKEİA * ıyla KG * ve AT * diyordu ve sanırım biraz fazlaca da içmiş olabileceğini düşünüyorum, tamam mı?
Esta chica estaba chateando con sus mejores amigos mientras estaba en el club, y creo que podría haber estado bebiendo un poco de más, también, ¿ verdad?
İnsanlar ona "herkes için barınak" diyordu.
Su "Casa para todo el mundo" lo llamó
Eğer hastanedeki kız Angela ise muhtemelen "Mersi dedi" demiyordu, "Marcy elinde" diyordu.
Si la chica del hospital es Angela puede que no estuviera diciendo "Él tiene piedad" sino "Él tiene a Marcy".
Limanda işler kesatmış, öyle diyordu.
Que eran tiempos difíciles en el puerto.
Mary kar küresi hakkında ne diyordu?
¿ Qué decía Mary del globo de nieve?
- Tek bildiğim uçuş bilgilerinden bahsederken Amerikalılar ona Alex diyordu.
Todo lo que se... En el teléfono, El americano lo llamó Alex cuando le estaba dando información de vuelo.
Ne diyordu?
¿ Cómo le llamaba?
"Çok otuzbir çeker misin?" falan diyordu.
Me dice, "te masturbas demasiado ¿ sabes?"
Westerwelle de öyle diyordu.
Eso es lo que dijo Westerwelle.
İçimden bir his çok kolay oldu diyordu.
Mi instinto me decía que era demasiado fácil.
Of ne diyordu buna ya?
Oh, diablos, ¿ cómo era que lo llama?
Şimdiye kadar çalıştığı en iyi iş arkadaşları diyordu sizin için.
Ella nunca te menciono una vez.
Herkes öyle diyordu hani.
¿ Pensé que todo el mundo lo llamaba así?
Seste ne diyordu?
¿ Qué dijo la voz?
Broşürde 30 bin papel diyordu.
El folleto de la lista lo pone en 30 de los grandes.
2 yaşımdan 7 yaşıma kadar ailem de bana "ayıcık" diyordu ama her güzel şeyin bir sonu var.
Sí, bueno, de los 2 a los 7 años mi familia solía llamarme "osito de peluche". pero... todas las cosas buenas deben acabar.
Diğerleri de hep öyle diyordu zaten.
Eso es lo que todos dicen.
Salondaki kimse bilmemeli diyordu.
Me dijo que nadie del gimnasio podía saberlo.
O Asyalı sürtükle kaçmadan önce John Lennon da böyle diyordu!
¡ Sí, eso mismo dijo John Lennon antes de salir corriendo y empezar a desnudarse con esa puta asiática!
Annem "Hayır, belki yardıma ihtiyacı vardır" diyordu.
Y mi mamá dijo : "No, ella puede necesitar ayuda".
Diyordu ki "Tanrıçalar : Çoğul, isim."
Decía : " Diosas, Plural, Sustantivo...
Arkadaşına da Frecks diyordu.
Llamó a su amigo "Frecks".
Vali ne diyordu ona?
¿ Cómo lo llama la gobernadora?
Zachary Larson. Ona ne diyordu?
Así que voy a darles el mío.
Biri diğerine sürekli "Profesör" diyordu.
Uno de ellos llamaba al otro profesor.
Kaçmamalısın. " diyordu.
Todos me dicen : " No debiste escapar.
O bana "O evden çıkmalısınız" diyordu.
Ella me decía :
diyordun 20
diyorduk 19
diyordum 66
diyordum ki 63
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorduk 19
diyordum 66
diyordum ki 63
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259