Diyoruz Çeviri İspanyolca
3,556 parallel translation
Prensesinizi diyoruz.
Vuestra Princesa.
"Anlamsız", "zaman kaybı" ya da "işe yaramaz" diyoruz.
Preferimos "sin sentido", "pérdida de tiempo" o "inútil".
- Biz buna "Sıçtı Cafer, bez getir!" durumu diyoruz.
De donde vengo, sales pitando de ahí. ¿ De verdad?
Anlamasın diye Chris diyoruz.
La llamamos Chris, para que ella no se entere.
Rolls Royce diyoruz.
Es un Rolls-Royce.
Domuz çiftliklerindeki teftişlerin yarıya inmesine hayır diyoruz.
Rechazamos la disminución de controles a la industria porcina.
- Torben izliyor musun? - Evet. Ama biz Yeni Demokratlar kanunlar tüketiciyi korumalıdır diyoruz.
Los Nuevos Demócratas queremos proteger al consumidor.
Savcı yardımcısı diyoruz.
¿ Un ayudante del fiscal del estado?
Biz ona düşman tanık diyoruz.
Lo llamamos como un testigo hostil.
Biz oraya kumarhane diyoruz.
La llamamos la Corte del Dado.
Bu sabah yaptığın şeye öyle diyoruz.
Es cómo se le llama a lo que le hiciste esta mañana, ¿ vale?
Her sene gitti diyoruz ama o çılgın bir şekilde geri dönüyor.
Es como que cada año pensamos que está muerta, y entonces vuelve de alguna manera loca.
Bu gece konuğum olan Lawrence Krauss'a hoş geldin diyoruz.
Mi invitado esta noche... por favor, démosle la bienvenida a Lawrence Krauss.
Evet, aramızda öyle diyoruz işte.
Sí, sí. Así... es como lo llamamos aquí.
Buna yas diyoruz.
Es el duelo.
Sadece seni evlat edinemez diyoruz.
Nosotros solo decimos que ella no puede adoptarte.
Buna Dobler-Dahmer teorisi diyoruz.
Es la teoría Dobler-Dahmer.
- Evet, ona gaz diyoruz.
Sí, se llama gas. Papá, ¿ a quién elegirías?
Buna eski numaralar diyoruz.
Lo llamamos el viejo truco del cambiazo.
Adı Hiram Kısaca Hymie diyoruz ayrıca güzeller güzeli, harika bir oğlan çocuğu.
Se llama Hiram. Y le decimos Hymie. Y es un hermoso, maravilloso, varón.
Bu kurala bizler kanun diyoruz.
Llamamos a esa regla ley.
Buna "caydırma" diyoruz.
Se llama "disuasión".
Savcılıkta buna "mülteci ruleti" diyoruz.
En la Oficina del Fiscal, lo llamamos "ruleta del refugiado".
Bütünlük diyoruz.
Gestalt.
Ne diyoruz şimdi, 20 dolar versem ödeşir miyiz?
¿ Qué dijimos? ¿ 20 dólares y estamos en paz?
Biz ona Le Taupe diyoruz.
Le llamamos "Le Taupe".
Evet, işte buna da "mâkul şüphe" diyoruz.
Bueno, entonces, eso es lo que llamarías una duda razonable.
Biz kesin evet diyoruz.
Y diremos que sí, de inmediato.
Biz ona "Son Evrensel Ortak Ata" ya da kısaca "LUCA" diyoruz.
Lo llamamos el último antepasado común universal, o LUCA ( siglas en inglés )
İşte buna "doğal seçilim" diyoruz.
Lo llamamos selección natural.
Hayır, diyoruz ki eğer gazetede daha fazla şey olursa insanların hafızası dürtülmüş olur.
No, decimos que si hubiera más en los diarios podría estimular la memoria de la gente.
Şimdi duygusal olarak Mary J. Blige gibi güçlü mü diyoruz, yoksa fiziksel olarak Mary J. Blige gibi güçlü mü?
¿ Estamos hablando de emocionalmente fuerte como Mary J. Blige o de físicamente fuerte como Mary J. Blige?
Biz adına akşam yemeği diyoruz.
Se llama cena.
Biz buna bakımsızlık diyoruz.
Es lo que llaman mal mantenimiento.
Sizin durumunuzdakilere ilişkiniz var diyoruz.
Lo que tienen ustedes es una relación.
Gördüğünüz gibi, kurşun vücuda girmiş,... sonra çıkmış ki biz buna kuyruk izi diyoruz.
Como puede ver, la bala entró al cuerpo y dejó lo que llamamos un rastro de salpicadura.
Buna köpek diyoruz.
Se llama cachorrito.
Ona azap çemberi diyoruz.
Nos gusta llamarlo la rueda del dolor.
Penny ile şatafatsız bir şey yapalım diyoruz.
Penny y yo queremos hacer algo discreto.
Biz onlara dangalaklar diyoruz çünkü...
Les llamamos Douchebag porque...
Ev sahibi ve bu eyaletin müstakbel first lady'si ve valisi olarak diyoruz ki maskeli balo başlasın.
Y como sus anfitriones y futuros gobernador y primera dama... de este gran estado... Que comience el baile de máscaras.
Kibarca ifade etmemiz gerekirse, ona albino penguen diyoruz. Olağandışı, topluma uymayan bir şey.
Es a lo que llamamos un pingüino albino, que es la forma educada de decir que es un monstruo de circo, un inadaptado social.
Buna epiplon diyoruz.
Este es el epiplón.
JJ ve ben Phillip Connor diyoruz.
Bueno, a JJ y a mí nos llama la atención Phillip Connor.
Diyelim ki adam kaçırma diyoruz.
Llamémoslo secuestro.
- Senin teçhizata biz artık kanıt diyoruz Owen.
- ¿ Qué? - Bueno, su equipo ahora es lo que nosotros llamamos evidencia, Owen.
Yani diyoruz ki, katil 20 yıl önce Simms'in arabasındaydı.
Así que estamos diciendo que el asesino estuvo en el auto de los Simms hace 20 años.
- Kişisel mi diyoruz?
¿ Será personal?
Meth diyoruz yahu. Brian?
Es una meta.
Ona böyle diyoruz.
Así es como lo llamamos.
- Evet. Sözleşmedeki mürekkep kurur kurumaz güle güle Carlson diyoruz. - Doğru.
Tan pronto como la tinta esté seca en ese contrato,
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyorlar ki 68
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyorlar ki 68