English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gec

Gec Çeviri İspanyolca

66,961 parallel translation
- Evet, ama uçakları gece geç saatte inecek.
Sí, pero están volando y llegarán muy noche.
- İşe geç kaldım. Aradan geçebilir miyim?
- Llego tarde al trabajo. ¿ Puedo pasar?
- Geçebilirsen geç.
- Puede probar.
Artık çok geç.
Es demasiado tarde.
Ne olduğunu anladıklarında çok geç olacak.
No sabrán qué les espera hasta que sea demasiado tarde.
Çok geç.
Demasiado tarde.
Hâlâ çok geç değil.
No es demasiado tarde.
Dövüşmeyi bırakmak için geç değil.
No es tarde para dejar de pelear.
Evet, üzgünüm geç kaldık.
Lamento estar demorados.
Bebeğim, çok geç oldu.
Nene, es muy tarde.
Hayır, geç değildi, 78.13 geldi ama fatura 78.31'di.
No, no era tarde, pero era de $ 78.13, y la factura era por $ 78.31.
Tom ve ben bu geç adamı, Mercer'ı, ne kadar az tanıdığımız hakkında konuşuyorduk çünkü o yardım edebileceğimiz biriydi.
Tom y yo hemos estado hablando de lo poco que sabíamos... sobre este joven Mercer. Él es alguien que deberíamos de haber podido ayudar.
Evet, bilirsin, hiçbir zaman geç değildir.
Bueno, sabes, nunca es demasiado tarde.
Çok geç değil.
No es demasiado tarde.
Geç kalmadım, değil mi?
¿ No llego tarde, verdad?
Geç.
Adelante.
- Geç.
- Adelante.
Geç kaldık, dostum.
Estamos llegando tarde, amigo.
- Matt'e geç kaldın.
Estás atrasado, Matt.
Çok geç.
Es demasiado tarde.
Çok geç olduğunu söylemiştin.
Dijiste que era demasiado tarde.
Ne için çok geç?
¿ Demasiado tarde para qué?
Geç oldu ve bu ikisinin biraz dinlenmesi gerek.
Es tarde, y estos dos deberían descansar.
Geç vakte kalırsan beni ara, seni eve bırakırım sorun olmaz.
Llámame si se hace tarde. Te llevaré, no me importa.
Çok geç olmadan onu geri getir.
Ahora, ve a buscarla antes de que sea demasiado tarde.
Biraz geç kalıyoruz aslında gitmemiz gerek.
En realidad estamos un poco retrasados, así que tenemos que irnos.
Bir randevuma çok acayip geç kalmıştım kız kardeşim birden Mary ile çıkageldi.
Iba ridículamente tarde para una cita... Y mi hermana se apareció con Mary.
Randevuya geç kalmanın, yatağa atma şansını düşürdüğünü öğrendim.
Creo que me supuse que aparecer tarde a mi cita, perjudicaría mis posibilidades de tener sexo.
Geç oldu.
Es tarde.
- Geç oldu artık.
- Es tarde para eso.
İletişime geç, 709. Gözün yolda olsun kovboy.
Mantenga los ojos en la carretera.
İşe geç kaldım.
Voy tarde al trabajo.
Kolay olmayacak ama er ya da geç o yataktan çıkmana yardımcı olacak bir şeyler bulacaksın.
No será fácil. Pero tarde o temprano... encontrarás algo... que te ayudará a salir de la cama.
- Tatlım, saat geç oldu.
- Cariño, es tarde.
Çok geç, çoktan öldüler,
Es demasiado tarde, ya están muertos.
Ve çok geç olabilir.
Yo confio en ellos.
Mylene, böldüğüm için üzgünüm ama geç kalacağız.
Mylene, perdón por la interrupción, pero es tarde.
Geç saatlere kadar burada kalma Ezekiel.
No te quedes muy tarde, Ezekiel.
Ben de ofisteki bir kızla geç saatlere kadar çalıştım.
Trabajé hasta tarde en la oficina con una chica.
Zaten grup yemeğine geç kaldık Ramon.
Estamos atrasados para la cena.
Rubicon'u geç
Ruby Con sin vuelta atrás
Rubicon'u geç Buraya azmaya geldik, deyin
En el Ruby Con no hay vuelta atrás Todos vinimos en busca de sexo...
Bunu durdurmak için çok geç değil.
No es tarde para detenerte.
Artık çok geç.
Ahora lo es.
Benim için çok geç.
Es tarde para mí.
Barıştıkları zaman da çok geç olacak.
Para cuando lo resuelvan, ya será tarde.
Önüme geç Roman!
Roman, ¡ colócate enfrente de mí!
- Direksiyona geç.
- ¡ Toma el volante!
Direksiyona geç!
¡ Toma el volante!
Senin yüzünden geç kaldığımızı söyleyeceksin değil mi?
Usted le dice que eras la razón por la que llegamos tarde, ¿ verdad?
Hadi Buddy, arkaya geç. Gidiyoruz.
De acuerdo, Buddy, en la parte de atrás y súbete.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]