Genç kız Çeviri İspanyolca
3,820 parallel translation
Özür dilerim, genç kız.
Lo siento, chica.
Artık genç kızlarsınız.
Ya son mujercitas.
İki genç kızım var, bu sebeple esnek saatler iyi olur.
Y tengo dos niñas pequeñas, así que un horario flexible estaría bien.
Genç kızımın kamyon durağı tuvaletlerinden ödünün kopmasını istiyorum zaten.
Oye, quiero a mi hija adolescente aterrorizada de los baños de paradas camioneras.
Hem bir genç kızın sevdiği adamla evlenmek istemesinin nesi kötü?
Y ¿ cuál es el problema con que una chica se case con el hombre que ama?
Bir sürü genç kızın gelip gittiğini görmüşlüğüm var.
Veía un montón de chiquillas entrando y saliendo.
Ama onlar genç kız.
Pero son chicas adolescentes.
Onun bu projenin genç kızlar hakkında olduğunu bilmesini sağlıyacağız. Bizde.
Le hacemos saber que se trata de proteger a jovencitas, y ella está adentro.
Genç kız gibi görünüyorsunuz.
Si parece una jovencita.
Ne yazık ki bu sefer Harvey'i ölen karımı ve genç kızımı hatalarım yüzünden tehdit etmesi için gönderemeyeceksin.
Desafortunadamente, esta vez no puedes tener a Harvey amenazando con contarle a mi mujer moribunda o a mi hija adolescente mis indiscreciones.
Bir genç kızın, bir erkek için bir şeyler hissetmesi doğal değil mi?
¿ No es natural que una chica sienta algo por un chico?
Mektuplar Olaf'ın sevgilisi, Viking bir genç kız... tarafından yazıImış... Gunnhild. Tanrım.
Fueron escritas por la amante de Olaf, una doncella vikinga llamada Gunnhild.
O katılımcı olmayı istediğine göre, senin koruduğun genç kız da planladığımız tuzağın etkisi altında olabilir.
Como una participante tan dispuesta como parece, tu joven protegida también parece tener la impresión de que estamos planeando una trampa.
- Hâlâ genç kız gibisin.
Todavía pareces una chica de fraternidad.
Genç kız arkadaşı vardı.
Tenía una novia joven.
Genç kızlarımız dengesiz bir katil tarafından avlanıyor.
Nuestras jóvenes estás siendo acosadas por un asesino trastornado.
1966 yılından bir polis raporu, caddede park halinde bir arabada tecavüze uğramış halde bulunan 16 yaşında bir genç kız hakkında.
Esto es un informe policial del 1966, en el que una chica de 16 años fue violada en un coche aparcado en la calle.
Bu senin genç kızlık pişmanlığıyla, gotik kız havası kesiklerinden olmayacak.
No es el corte de una adolescente enojada.
Şu masum olan genç kızı.
La joven, la inocente.
Bir dakika. O genç kızın havaya uçurduğu şirket mi?
Espera. ¿ Esa es la empresa que la chica joven voló?
İki tane genç kızı olan evli ve mutlu bir adam olduğumu söyledim.
Le dije que estaba felizmente casado con dos niñas pequeñas.
Bu, en eski genç kız hilelerindendir.
Es el más viejo truco de adolescentes.
Söylediğinin anlamı nedir? Dedim ki "kızım bazen hata yapan inatçı bir genç hanımdır"
He dicho que mi hija es una joven cabezota que a veces comete errores.
Kızım daha genç ve sadece hoş, cesur bir şövalye görüyor.
Mi hija es joven y solo ve a un apuesto y valiente caballero.
O genç bir kız.
Es una adolescente.
Hiçbir şey onu hayata getiriyor genç ve güzel bir kız gibi.
Nada le anima más que una joven bonita.
Malzemeleri, genç bir Asyalı çocukla güzel bir kız bıraktı.
Esas provisiones fueron abandonadas por un joven asiático con una chica linda.
Ölen kız Sasha Lowood, genç çocuk bakıcısı.
La chica muerta es Sasha Lowood, niñera adolescente.
Mark daha genç bir kız ile takılıyor ve Yvonne da kürk düşkünüydü.
A Mark le gustaban las chicas jóvenes e Yvonne era "peluda".
Kızın durumunu gören genç adam oracıkta bayıldı.
Al ver su situación el joven que la acompañaba ha caído inconsciente.
Genç bir kız... Aşık olmuş genç bir kız...
Una jovencita... una jovencita se enamora...
Eğer bir kiliseye ihtiyacınız olursa, ilk baptistin kapısı genç çifte sonuna kadar açık.
Bueno, si necesitas una iglesia, la Primera Baptista siempre está feliz de abrirle sus puertas a una joven pareja.
Aday olmayı kazanamadığımız halde bu kampanya birçok başarıya imza attı. Bir dakikanızı alıp davamıza katılan genç kadınlara ve küçük kızlara bir şey söylemek istiyorum.
Aunque no hemos tenido éxito para conseguir el nombramiento, esta campaña ha tenido tantas victorias, y quiero tomar un momento para decirles algo a las mujeres jóvenes y a las niñas que se han unido a nuestra causa.
Genç bir kız olmuş.
Ella... ella es una jovencita.
Kendini genç bir kız için ateşe attın.
Te acabas de ganar una guerra de insultos online... con una adolescente.
Çok tehlikeli bir adam tarafından kaçırılıp genç ve kolayca etkilenen ilk kız sen değilsin.
Bueno, no eres la primera chica joven e impresionable en ser atrapada con un hombre muy peligroso.
Kızımız, genç bir kız olduğunda zırh giymesine...
¿ Qué opinas de que nuestra hija lleve armadura cuando se llegue
Bu biraz kurnazca ama senin bürodaki uzmanlığın eyalet sınırındaki kayıp kişilerin izini sürmek. Ve tatilde olduğunu fark ettim. Ama bu genç bir kız.
Bueno, es complicado pero tu especialidad en el FBI es localizar a desaparecidos que pueden haberse ido del estado y sé que estás de vacaciones, pero es una adolescente.
Kayıp genç bir kızı arıyoruz.
Estamos buscando a una chica desaparecida.
Kayıp genç bir kızı arıyoruz. Kayıp genç bir kızı arıyoruz.
Estamos buscando a una chica desaparecida.
Pekâlâ, savunmasız genç bir kızı bulmak için buradaydım.
Bueno, yo estoy aquí para encontrar a una joven en peligro.
CIA çalışanlarından bir çift vardı, kaçırılan genç bir kız vardı. Onu ailesine geri götürdük.
Hubo un par de agentes de la CIA una chica que secuestraron y devolvimos a su familia.
Aynen Hanna Frey gibi, halk kütüphanesinden çıkarak kaybolan genç bir kız. Şüphelilerden biri eskiden Teksas'ta yaşıyormuş.
Una chica joven desaparecida de una biblioteca pública, como Hanna Frey, y uno de mis sospechosos solía vivir en Texas.
Onun yiyeceğini beğenen genç bir kız görmek güzeldir!
¡ Es bueno ver a una joven que disfruta de su comida!
"Illinois'deki okuldan buraya bir yıllığına kadınlar için çalışmaya gelen ve en direk şekilde açıklamak gerekirse eğer ilişkimin olduğu genç bir kız var."
"Hay una joven mujer trabajando aquí, " tomándose un año sabático " de la Escuela Femenina de Illinois,
Son altı saatte altı kişiyi tutukladın, genç bir kızı kurtarıp aileyi bir araya getirdin. Ben de düzinelerce rapor doldurdum ve kahve makinesini temizledim.
En las últimas seis horas, arrestaron a seis villanos salvaron a una damisela en apuros y reunieron una familia mientras yo llenaba tres docenas de informes atrasados y refregaba la cafetera.
Sizin Dedektif Morgan bizimle bağlantı kurdu, kaçırılıp sonra öldürülen genç bir kız hakkında yürütülen soruşmayla ilgili.
Su detective Morgan nos contactó sobre un caso que tenemos aqui relacionado con el secuestro y asesinato de una jóven.
Bir kavga oldu, işler kızıştı katil en yakınındaki sert objeyi kaptı ve zavallı genç Bay Swan'a vurdu, o daha...
Hubo una discusión, las cosas se calentaron, el asesino cogió el objeto pesado más cercano, y tumbó al pobre señor Swan a la trágica temprana edad de...
New York Üniversitesi'nden mezun 24 yaşındaki, genç bir kız.
Estudiante de licenciatura de 24 años de la Universidad de Nueva York.
Dört yıllık savaşın ardından,... genç ölümlere alışırız sanıyor insan.
Deberíamos estar acostumbrados a la muerte de los jóvenes, tras cuatro años de guerra.
Ayrıca buraya gelemezsin. Genç bir kız vahşice ölüme terk edilmiş...
Una chica fue brutalmente abandonada para morir...
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kız kardeşim 118
kızın 46
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kızın 46
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızdın mı 66
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızdın mı 66
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34