Haberci Çeviri İspanyolca
621 parallel translation
Haberci köpek yaralandı.
El perro del mensajero fue herido.
Bir haberci az önce bu mesajı getirdi.
Un mensajero trajo esto hace un momento.
3 tane haberci gönderdim.
Mandé a tres tipos abajo y ninguno regresó.
Kötülüğün haberci kuşu.
Un ave de mal agüero.
Konttan bir haberci bekliyor, efendim.
En la antesala hay un enviado del Sr. conde.
Emir sana gizli mesajlar iletmek için şimdiye dek iki defa haberci göndermiş.
Sin embargo te ha enviado mensajeros dos veces con mensajes confidenciales.
- Haberci gönderebilirim.
¿ Con qué mensaje, señor?
- Haberci çocuklar.
- Mensajeros.
O haberci çok içmemişti.
Era uno de los mensajeros.
Haberci Melekler
Los ángeles mensajeros cantan
Çevik Hermes, haberci, böyle dururdu göklere yakın bir tepenin başında.
De Mercurio la estatura, posado en una cima que el cielo besa.
Edo'dan haberci.
Es un mensajero de Edo.
Edo'dan gelen haberci cevabını bekliyor.
El mensajero aguarda vuestra respuesta.
Haberci, cariye olacak bir kızla Kyoto'dan döndü.
El mensajero ha traído una futura concubina.
Ve haberci onun seninle aynı evde yaşamak istediğini söyledi.
Y quiere llevarte a vivir en su misma casa.
Trampetçi, borazancı ve haberci... 15 yaşını geçenleri o işlere alıyorlar.
Tambor, corneta, mensajero... Ahora los aceptan si parecen tener 15 años.
Haberci kuşlarım var.
Una paloma mensajera especial.
- Bir haberci geldi...
- Ha llegado un mensajero diciendo...
Paris'in son fotoğrafı, sürgündeki Fransız hükümetinin eline geçince, akıllarına, jetleri haberci olarak kullanma fikri geldi.
Cuando la última fotografía de París le llegó al gobierno francés en el exilio se les ocurrió la idea de usar aviones como correo.
Bir haberci "Toko-Ri'deki köprüleri vurdular!" diyecek.
Un mensajero dirá : "¡ Han destruído los puentes de Toko-Ri!"
Şef Ouray'a haberci göndermeye karar verdiler.
Le enviará un mensajero al Jefe Ouray para que tome la decisión.
Haines Kalesine bir haberci gönderelim, asker göndersinler.
Digo, de enviar un mensajero a Fort Haines, mientras tengamos chances para que manden al ejército!
Kyoto'ya haberci gönderin. Bakanı derhal haberdar etmeliyiz.
Kichiji, envía a alguien a la capital y que informe al Emperador.
Benden haberci istedi ve ben de vereceğimi söyledim.
Mi labor era instruirlos en comunicaciones.
- Hamar, Firavun'a bir haberci yolladı.
- Hamar ha enviado un mensajero al Faraón.
Nöbetçi onbaºisi, haberci atli yaklaºiyor.
Guardia, despache al jinete acercándose!
- Bir haberci gönderemez misiniz?
- ¿ No puede enviar un mensajero?
Efendim. Hakandan bir haberci.
Señor, un enviado de Wang Kan.
Dur, haberci.
Espera, heraldo.
Willie Amcan Casus Dergisi'nden düğününü çekmek için bir fotoğrafçı ve haberci ağırlamamızı istiyor.
Tu tío quiere que un reportero y un fotógrafo de la revista Espiar cubran tu boda.
Birinci kaleden bir haberci geldi.
Un mensajero del Fuerte Uno.
Valiyi uyarmak için bir haberci gönderilmişti.
Se envió un mensajero para avisar al gobernador.
Hey haberci!
¡ Ah, del barco, mensajero!
Eski köyümden bir haberci geldi.
Ha venido un mensajero de otra aldea a decírnoslo.
Seni görmeye gelen haberci benim kardeşimdi.
El mensajero que vino era mi hermano, ¿ sabe?
Fidyeyle beraber bir haberci veya federallerden bir saldırı.
Un emisario con el rescate o un ataque de los federales.
Ben haberci olmaya gelmedim.
No he venido a hacer de mensajero.
Haberci!
- ¡ Criado!
Bu yüzden, büyüklerimiz... Edo'daki Lordumuza bir haberci gönderdi. Lordumuz, tedbir için valinin gözaltına alınmasına karar verdi.
Por lo tanto, el consejo de ancianos ha enviado un mensaje a Edo por instrucciones y ha detenido al chambelán cautelármente.
Öteki taraftan gelen, gizemli, kanatlı bir haberci misin?
¿ Eres un mensajero oscuro con alas, del más allá?
Bir haberci. Canterbury'den. Çocuklarına dayılanmaktan vakit ayırabilirsen tabii.
Un mensajero... de Canterbury... si os sobra algo del tiempo de reñir a vuestros hijos.
Niye haberci gönderdin?
¿ Por qué enviaste a un mensajero?
Niye haberci yolladın?
¿ Por qué enviaste a un mensajero?
- Bir haberci size bıraktı.
- Un mensajero lo trajo para usted.
Başkomutanlıktan haberci getirdi.
Trajeron esto del cuartel general.
Haberci şu mesajı derhal ilet.
Mensajero, apunte el mensaje para transmisión inmediata.
Haberci iyi birine benziyordu.
El mensajero parecía un buen hombre.
Kanatlı haberci geldi.
Viene un Mercurio alado.
Oradan kutsal bir haberci gibi mi görünüyorum?
¿ Tengo cara de mensajero del cielo?
Haberci!
No se derramará su sangre.
Haberci mi?
¿ Mensajero?
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberler iyi 80
haberim yok 19
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberler iyi 80
haberim yok 19