Haberiniz yok mu Çeviri İspanyolca
89 parallel translation
- Neler olduğundan haberiniz yok mu?
¿ No sabe qué ha pasado? No.
Bana üç defa mektup yazdığından haberiniz yok mu?
¿ No sabes que me ha escrito tres cartas?
Yakında araba ile bir sürü insanın buraya geleceğinden haberiniz yok mu?
¿ No ves que va a pasar una diligencia llena de gente por aquí?
- OPA'dan haberiniz yok mu?
- ¿ No sabe sobre la OAP?
- Bundan haberiniz yok mu?
- ¿ Le sorprende?
- Haberiniz yok mu?
- No te enteraste?
- Biz de onu arıyoruz. Haberiniz yok mu?
- Lo estamos buscando...
Oyunun kurallarından haberiniz yok mu?
¿ Acaso no conocen las reglas del juego?
- Olanlardan haberiniz yok mu?
- ¿ Pero no se ha enterado?
Haberiniz yok mu?
- ¿ No lo sabe?
- Neler olduğundan haberiniz yok mu?
¿ No sabe lo ocurrido? - No
Haberiniz yok mu?
¿ No lo sabía?
- Haberiniz yok mu?
- ¿ No estás enterado? - ¿ De qué?
Simone'nin, yasak bir ilişkiden olan meyvesi olduğundan haberiniz yok mu yoksa?
¿ Pero cómo, no sabían que Simone es el fruto prohibido de su secreto amoroso?
Haberiniz yok mu, fısıldaşmak ayıptır.
¿ No sabes que susurrar es de mala educación...?
- Zaten hapisten çıktı. Haberiniz yok mu?
- ¿ Sabe que estuvo preso?
Henüz dün gece birini daha öldürmüş, bundan haberiniz yok mu?
¿ Sabe que anoche mató a otra persona?
Haberiniz yok mu?
¿ No te has enterado?
- Saatten haberiniz yok mu?
- ¿ Sabes que hora es?
Dört kişinin baygınlık geçirdiğinden haberiniz yok mu?
¿ No sabe que cuatro personas se desmayaron ahí?
Haberiniz yok mu? "dediler. " Hepsi gazla boğuldu.
"¡ Los gasearon a todos, los mataron!"
Sokağa çıkma yasağından haberiniz yok mu?
¿ No conoces el toque de recoger?
Haberiniz yok mu?
- ¿ No se ha enterado?
Postacı'dan haberiniz yok mu?
¿ No ha oído hablar del Cartero?
Haberiniz yok mu?
¿ No lo habías oído, amigo?
Geçtiğimiz AraIıktaki çifte cinayetten haberiniz yok mu?
¿ Entonces no sabe lo del doble homicidio que ocurrió allí en diciembre?
Savaşta olduğumuzdan haberiniz yok mu?
¿ No sabéis lo que es una guerra?
Bundan haberiniz yok mu?
Fue obra suya ¿ no?
Haberiniz yok mu?
No lo ha escuchado?
Savaş başladığından haberiniz yok mu?
¿ No sabéis que hay una puta guerra en marcha, tío?
- Haberiniz yok mu?
- ¿ Dónde está? - ¿ No lo sabe?
Alman Ethel Merman'ım ben Haberiniz yok mu?
Soy la Ethel Merman alemana ¿ No se dan cuenta?
Oğlunuzun sokaklarda kendini sattığından haberiniz yok mu?
Sabía que su hijo estaba prostituyéndose en las calles?
Haberiniz yok mu?
¿ No lo saben?
Yaralanıp yaralanmadığından bile haberiniz yok mu?
¿ No tienes ni idea de si está herido?
- Evet, haberiniz yok mu? - Hayır.
- Sí, ¿ la oyó nombrar?
Haberiniz yok mu?
¿ No han sido informados?
! - Haberiniz yok mu?
- ¿ No lo sabías?
Sınırların açık olduğundan haberiniz yok mu?
¿ Sabían que las fronteras están abiertas?
Bakın, onun kim olduğundan haberiniz yok mu?
Miren. ¿ No saben quién se cree que es?
Haberiniz yok mu?
¿ No se lo dijo?
A... k... duğumun 1999 yılının sıınıfı... 99, 93'ten haberiniz yok mu?
Graduados del maldito 1999. Qué tonto es esto,'93,'94.
- Şehirdeki çatışmalardan haberiniz yok mu?
- ¿ No se ha enterado de los tiroteos en la ciudad?
Bon Temps'da, tamamen aynı. Haberiniz yok mu?
Bon Temps, para ser exactos. ¿ No lo ha oido?
Los Angeles'tan haberiniz yok mu sizin?
¿ No sabéis que L.A.
1980 öncesi üretilmiş süper lüks yataklı yolcu trenlerinin süspansiyon özelliklerinden haberiniz yok mu?
¿ Les son totalmente desconocidas las características de la suspensión de un vagón anterior a 1980 Superliner Delux de pasajeros?
Haberiniz yok mu? Artık burada oturmuyor.
Ya no vive aquí.
Haberiniz yok mu?
¿ No lo sabe?
Bugün, haberiniz var mı yok mu bilemem ama... Beyzbol Liginin açılışı var.
Es posible que sepan que hoy se juega la Serie Mundial de Béisbol.
Sizin hiç şu duş denen kahrolası şeyden haberiniz yok mu?
¿ Nunca se lavan?
Haberiniz yok mu?
¿ No sabes?