English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hasta o

Hasta o Çeviri İspanyolca

20,850 parallel translation
Eğer hasta olsan şu ana kadar halüsinasyon falan görüyor olurdun.
Si estuvieras enferma, ya estarías alucinando o algo así.
Eğer o hastaysa ben de hasta olmak istiyorum.
Si tú estuvieras enfermo, querría también estarlo yo.
Asıl birinci hasta o.
Él es el verdadero paciente cero.
Birinci hasta o.
Él es el verdadero Paciente Cero.
Hasta olmamın sebebi o!
Él es la razón por la cual estoy enfermo.
Annalise hala hasta o yüzden eğer bir şey söylediyse....
Annalise todavía está bastante enferma, así que si dijo algo...
Olay yerine bulunan güvenlik kamerası kayıtlarının katilin veya katillerin kimliğinin bulunmasında yardımcı olmasını umuyoruz. Gerçi o kayıtlar henüz alınmış değil.
Esperamos que las grabaciones de seguridad en la escena ayuden a identificar al asesino o asesinos, aunque esas imágenes aún no fueron recuperadas hasta el momento.
Sokağın kokusunu seviyorsun o zaman ben gelene kadar kokunun tadını çıkar.
Si te gustó el olor de este callejón, disfrútalo hasta que vuelva por ti.
Pritchard o adamları yakalayıp kızı kurtarana kadar durmayacak.
Pritchard no va a parar hasta que atrape a esos hombres y que esa niña esté a salvo.
- Hayat, bu veya bu üzerinedir. Evet-hayır, siyah-beyaz, sevgi-nefret zamanın başlangıcından ta bugüne dek.
La vida es lo uno o... sí-no, blanco-negro, amor-odio... desde el comienzo de los tiempos hasta hoy.
Ondan sonra ölene, yakalanana veya zafer kazanana kadar size canlı röportaj vereceğim.
Después de eso, le daré, una entrevista continua hasta que yo sea asesinada, capturada o victoriosa.
O zamana dek...
Hasta entonces...
Queens'e kadar bütün o yolu gidip o restorana girip kendim yapabileceğim bir işi onlardan istemek istemiyorum.
No voy a ir hasta Queens a ese puto restaurante para pedirles que hagan algo que podría hacer yo.
O zaman kadar katkılarınız ve cesaretiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Hasta entonces, gracias por sus contribuciones y su coraje.
O zamana dek yolda beklemesi için ona izin vereceğim.
Hasta entonces, le permitiré que espere en el camino.
İşte o piç herkesten ölünceye kadar çalışmalarını istiyor.
Eso es lo que quiere ese bastardo para todos sólo trabajar hasta morir. George, no.
İnsanlar iyi olmak ve kurallara uymak istiyorlar ve uyuyorlar da sonra birisi panik düğmesine yeteri kadar sert basıyor o zaman insanlar otoriteleri dinlemeyi bırakıyorlar.
La gente quiere estar bien y sigue las reglas, lo hacen hasta que alguien pulsa el botón de pánico lo suficiente y dejan de escuchar a las autoridades.
Yani bizi o kayalıklara buz üzerinde mi çıkarmayı düşünüyorsun?
¿ Quieres que nosotros... escalemos hasta la cima de esos acantilados... en hielo?
O burada olduğu sürece bizi öldürene dek avlamayı bırakmayacak.
Y mientras él esté aquí, nos va a cazar hasta que estemos muertos.
O adamı kurtarana dek pes etmeyeceğiz.
No vamos a renunciar, hasta salvar a ese hombre.
Bir yerlerime kadar içgüdü doluyum.
Tengo instintos hasta en el t-r-a-s-e-r-o.
Esyalariniz istediginiz kadar orada kalabilir ya da en azindan yagmur yagana kadar.
Podéis dejar vuestras cosas ahí todo el tiempo que necesitéis, o por lo menos hasta que llueva.
O bir sanatçıydı, ama Hank'le tanıştı ve Hank fotoğraflarıyla dünyayı değiştirebileceğini söyledi.
Era un artista, hasta que conoció a Hank, y le dijo que podía cambiar el mundo con sus fotos.
Yoksa seni içerden mahveder.
O te arrancará hasta que el interior.
AUSCHWİTZ'İN DOKTORU JOSEPH MENGELE'NİN DE ARJANTİN'DE OLDUĞU KEŞFEDİLDİ, AMA O YAKALANAMADI, SAKLANARAK 1979'DA ÖLÜMÜNE KADAR BREZİLYA'DA YAŞADI.
Al médico de Auschwitz Joseph Mengele... también se lo descubrió viviendo en Argentina... pero evitó que lo capturaran... y vivió escondido hasta que murió en Brasil en 1979.
O zamandan beri, belirtileri gösteren üç hasta daha var iki hemşire ve Dr. Sander'ın sevgilisi.
Desde entonces, otros tres pacientes han presentado síntomas... dos enfermeras y el novio de la Dra. Sanders.
Ama şu ana kadar insanlar arasında bu şekilde bulaşıcı olabileceği bilinmiyordu.
con hemaglutinina 7 y neuraminidasa 2, o H7N2, una gripe aviar que hasta ahora, no se sabía que se transmitía entre humanos.
O zamana kadar, yöneticilere inanın ve sizi güvende tutmaya çalıştığımızı unutmayın.
Hasta entonces, tengan fe en las autoridades y por favor, entiendan que todos estamos trabajando para mantenerlos a salvo.
O zamana kadar, üzerine düşeni yap.
Hasta entonces, gánate el sustento.
O hasta.
Está enfermo.
Senin 48 saatlik karantinan bitmeden o da içeri giremez.
Bueno, no entrará hasta que hayan pasado las 48 horas de cuarentena.
Onlar bütün kentlerde o dişi kurdu avlayacak Sonunda kurt Cehennem'in içinde kalacak Orası ki, haset ilk oradan çıkmıştır
Este sabueso cazará a esta critaura por todas partes, hasta que ponga su espalda contra el Infierno.
Hasta değil ama, değil mi?
Pero no está enfermo ¿ o si?
Xander, o hasta insana dokundun mu?
Xander, la persona enferma... ¿ le tocaste?
Sayid birinci hasta değildi, o sıradan bir çocuktu.
Sayid no era el paciente cero... solo era un chico.
Eğer birilerini görürsen geri gönder, hasta görünseler de görünmeseler de.
Ahora, si ves a alguien, lo mandas de regreso, parezca enfermo o no lo parezca.
- Beni hasta ediyor o.
- Es como un grano en el culo.
O zamana dek, hep o katilin korkusuyla yaşadım.
Viví teniendo miedo del asesino hasta entonces.
Bunu unutmaya hazır hissettiğini bilecek tek kişi sensin, ama o zamana kadar kendini tamamen diğer kişilerden uzaklaştırma, tamam mı?
Tú eres la única que sabrá cuando estés lista para seguir adelante, pero hasta entonces no te mantengas completamente cerrada, ¿ sabes?
Bu bir bayıltıcı iğne, oradaki seni 6 saat kadar baygın tutmaya yeter, bu tam da Hartley'in Cleveland Barajına saldıracağı zamana geliyor, o zamana kadar bir olay olmayacağından sana yeterince zaman sağlar, böylece sana öğreneceklerini öğrenmek ve geri dönmek için zaman kazandırır.
Este es un dardo tranquilizante que podría noquear a tu "viejo" tú por unas seis horas, lo cual se alinea perfectamente para cuando vuelvas, porque no pasó mucho hasta que Hartley atacó la Presa Cleveland esa noche, así que eso debería darte tiempo para aprender lo que necesitas y volver.
- O zaman kadar bekleyebiliriz.
- Podemos esperar hasta entonces.
Denton'ın nereye gittiğini veya kiminle buluştuğunu görmemiş. 12 : 30'da cesedi bulunana kadar nerelerde olduğuna dair elimizde bir bilgi yok.
No vio a dónde fue Denton o con quién se vio, y no tenemos información de su paradero hasta que se descubrió su cuerpo a las 12 : 30.
O tarihe kadar, o tarih dâhil, olan tüm görüşmelerin kayıtları olmayan diğer kullanıcılarla yapıldığı anlaşıldı.
Todas las comunicaciones hasta entonces e incluyendo esa fecha parece que se relacionan con otros usuarios no registrados.
Steve'in spor çantasındaki para olamaz çünkü o para, adli tıp ertesi gün onun görev aracını arayana kadar keşfedilmemişti.
No podía ser el dinero de la bolsa de deporte de Steve, porque no fue descubierto hasta que los forenses efectuaron la búsqueda en el vehículo oficial al día siguiente.
Geç saate kadar nezaretteydim o yüzden uykumu almam gerekiyordu.
Había estado de vigilancia hasta altas horas de la noche y necesitaba dormir un poco.
DÇ Arnott 15. Yönetmelik hususunca, bizim tarafımızdan belirlenen bir tarihte resmi bir görüşme için burada olacaksınız, fakat o zamana kadar görevden alıkonulacaksın.
Sargento Arnott, en relación a la notificación de la Regulacion 15, volverá para un interrogatorio formal en el momento especificado por nosotros, pero, hasta entonces, sera suspendido de sus funciones.
O kadar geç kalacağımı sanıyor musun?
¿ Crees que estarás despierta hasta tan tarde?
Kum bitinceye kadar vaktin var. Bir daha beni göremezsin.
Tienes hasta que la arena se me escurra de la mano, o nunca me verás de nuevo.
Ama o gün gelene kadar seni koruyacağım.
Pero hasta que llegue ese día, voy a protegerte.
O zamana kadar iyi geceler!
Hasta entonces... ¡ buenas noches!
Eve geç kaldığımda veya başım belaya girdiğinde peşime düşmene veya beni kurtacaksın diye... -... birilerine zarar vermene gerek yok.
Cada vez que salga hasta tarde, o me meta en problemas, no puedes rastrearme o lastimar a alguien porque intentas salvarme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]