Hissedebiliyorum Çeviri İspanyolca
3,014 parallel translation
Bayıltıcının vücudunda yayılışını hissedebiliyorum.
Puedo oler el dardo tranquilizador funcionando a través de su sistema.
Şimdi seni hissedebiliyorum.
Puedo sentirte ahora.
Hissedebiliyorum.
Puedo sentir...
- Seni hissedebiliyorum.
- Puedo sentirlo.
Eminim. Hissedebiliyorum.
Estoy convencido de ello.
- Bunu hissedebiliyorum.
- Puedo sentirlo.
Bana ne kadar çok bel bağladıklarını hissedebiliyorum.
Puedo sentir lo mucho que ellos dependen de mí.
Bazen bazı şeyleri hissedebiliyorum.
A veces siento cosas.
Ama inan gençleştiğimi hissedebiliyorum.
Pero confía en mi, puedo sentir como me rejuvenezco.
- Evet, hissedebiliyorum.
- Sí, realmente lo siento.
Ben hissedebiliyorum. Sence Carl'a da böyle mi söylemeliyiz?
¿ Es eso lo que crees que deberíamos decirle a Carl?
Geceleri odandan gelen sekssiz havayı hissedebiliyorum.
Sabes, por la noche, puedo realmente sentir rachas de aire frígido viniendo de debajo de tu puerta.
Bu sefer hissedebiliyorum.
Puedo sentirlo.
Şu an bile, sarıldığını hissedebiliyorum.
Como si aún estuviera en sus brazos.
Hissedebiliyorum.
¡ Puedo sentirlo!
Ölü insanları hissedebiliyorum.
Siento gente muerta.
Onu hissedebiliyorum.
Puedo sentirlo.
Evet, baskıyı hissedebiliyorum.
puedo sentir la presión.
Onları hissedebiliyorum.
Los siento.
Biliyorum, hissedebiliyorum.
Lo sé, puedo sentirlo.
Biliyorum, onların korkunç bakışlarını hissedebiliyorum.
Lo sé, y siento sus horribles miradas.
Hâlâ acısını hissedebiliyorum.
Todavía puedo sentir el dolor.
Patlamanın sıcaklığını hissedebiliyorum!
¡ Ya puedo sentir el calor!
Lee Surim o efendiyi ilk gördüğünde kalbinin nasıl attığını hâlâ hissedebiliyorum.
Cuando Lee Seo Rim... vio al Joven Amo... el sentimiento de su corazón latiendo... aún está muy fresco en mi mente.
Fakat her zaman orada olduğunu hissedebiliyorum.
Pero puedo sentir que ella siempre estaba allí.
Cildimin altında bir yerlerdeki metali hissedebiliyorum.
Puedo sentir el metal bajo mi piel algunos lugares.
Buradaki toprağın altında bir yerde hissedebiliyorum.
Está enterrado, en alguna parte, puedo sentirlo, lo sé.
Tekme attığını hissedebiliyorum.
Puedo sentirlo patear.
Onu hissedebiliyorum.
Lo puedo sentir.
Rüzgarı tenimde hissedebiliyorum.
Puedo oír la brisa en mi piel.
Gücünün azaldığını hissedebiliyorum.
Siento tus poderes debilitándose.
Kötü bir kahpeye dönüşüyorum, bunu hissedebiliyorum.
Me estoy volviendo una perra Oscura, puedo sentirlo.
Zamanın değiştiğini hissedebiliyorum!
¡ Siento cómo se transforma el tiempo!
Hala vücuduma nasıl yapıştığını hissedebiliyorum.
Aún siento su cuerpo junto al mío.
Bunu hissedebiliyorum.
Lo presiento.
Her isteğine cevap veriyor resmen. Hala sakat bileğimde hissedebiliyorum.
- Es muy sensible.
Ben sadece bazı durumları hissedebiliyorum.
Lo único que soy capaz de ver es mi propia insensibilidad.
Hissedebiliyorum.
Puedo sentir eso.
Dur, kapının arkasında bir terslik var. Bunu hissedebiliyorum.
Espera, hay algo malo detrás de esa puerta puedo sentirlo.
Dinmeyen öfkeyi hissedebiliyorum.
Puedo sentir la mala sangre.
Tenimi hissedebiliyorum.
Puedo sentir mi piel.
Seni hissedebiliyorum!
Te siento.
Her yerini hissedebiliyorum!
Te siento en todos lados.
Biliyorsun. İçinde taşıdığın korkuyu hissedebiliyorum.
Puedo sentir el miedo que llevas dentro.
Seni hala hissedebiliyorum. Ve hikayemizdeki sözcükleri. Ama bunu artık sadece kelimelerin arasında mesafelerin olmadığı bir yerde yapabiliyorum.
Todavía te siento a ti y las palabras de nuestra historia pero ahora me encuentro en el espacio sin fin entre las palabras.
Onu hissedebiliyorum Charlie.
Puedo sentirlo, Charlie.
Bedenimi hissedebiliyorum.
Puedo sentir mi cuerpo.
Hissedebiliyorum.
Puedo sentirlo.
Bunu hissedebiliyorum.
- Está sucumbiendo ante la presión.
Hissedebiliyorum!
Puedo sentirlo.
Seni hissedebiliyorum.
Te puedo sentir.