Işe bak Çeviri İspanyolca
4,266 parallel translation
Hayır, hayır. Siz bu işe bakıyorsunuz.
No, no, ustedes dos encárguense aquí del caso.
Hayatımızda, şu an yaptığımız işe bakıp bunun bizim için iyi olup olmadığını gözlediğimiz zamanlar vardır.
Mira. Hay veces en nuestras vidas que tenemos que dar una mirada crítica a lo que estamos haciendo y ver si nos está funcionando.
Şu işe bak, April.
Mira eso, April.
Şu işe bakın!
.. imagina eso..
- Şu işe bak. Burada biraz kalmış.
- Oh, mira... se me olvidó una manchita.
O da yetmezmiş gibi Kasper işe bak, iki dakika sonra yine muhabir oluyorsunuz.
Y maldita sea si no es verdad, un minuto después, otra vez periodista.
Şu işe bak sen!
¡ Imagínatelo!
- Şu işe bak, verdim bile.
Y aun así, lo he prometido.
Şu işe bak! Gerçekten karaktere bürünmüşüm, değil mi?
Realmente me pongo en el papel, ¿ verdad?
Şu işe bakın.
Bueno, miren eso.
Şu işe bak sen.
¿ Echarás un vistazo a eso?
Ve şu işe bak ki! Öldüğü gün onu aramış.
Y qué casualidad que lo llamó el día que murió.
Faturalarımı ödeyebilmek için, şu yaptığım işe bak.
Y esto es lo que hago para pagar mi hipoteca.
Tamam. Şu işe bak.
Mira eso.
- O kadar oldu mu? Şu işe bakın.
¿ Desde entonces?
Şu işe bak hiç zaman kaybetmedin.
Bueno, eso no te tomó mucho.
Hayır, işe bak ki, bana başka bir adam olduğunu söyledi, ama onun adı George...
No, irónicamente, ella dijo que había otro tio, pero que su nombre era George...
Aaa işe bak.
Qué raro.
Şu işe bak.
¿ Quién lo diría?
Bak sen şu işe.
Bueno, ¿ has visto eso?
Bak su ise.
Mira eso.
Bak, eğer konu Michael Gregson ise, işe karışmamı ister misin? Birini göndereyim?
Mira, si esto tiene que ver con Michael Gregson, ¿ quieres que me involucre?
Şu işe bak!
¡ Qué decir! ¿ Quién es el cantante? ¿ Y cómo llegó aquí?
Bak şu işe.
Mírate.
Bak şu işe.
Imaginate eso..
İşe bak.
¡ Oh, cariño!
İşe bak ki, renk seçimleri de çok iyiymiş.
Irónicamente, es muy buena con el color. Ahora...
İşe bak sen. Ters yöne doru ters dizlerimle bir adım atayım madem.
No, no, voy a tomar un gran paso hacia atrás de la rodilla en la dirección opuesta.
Bak, işe yarar mı bilmiyorum, ama denemen için ilaçlarımın birkaçını sana seve seve veririm.
Mira, no sé si funcionará, pero estoy feliz de darte algunas de mis medicinas para intentarlo.
Rosetta yoğun bakımda ve geri kalanlar ise ortadan kayboldular.
Rosetta está en cuidados intensivos y el resto de ellos, solo desaparecieron.!
İşe bak ya!
Oh, maldita...
Bak sen şu işe.
Bien, bien.
Primatların sosyal davranışlarını incelemek için bir bağış alıyorum. Onu ve Franco gibi Hudson öğrencilerini, burada hayvanların bakımına yardımcı olsunlar diye işe alıyorum.
Estudiamos el comportamiento en primates... y contrato estudiantes como ella y Franco, para que cuiden a los animales.
Bak şu işe.
¿ Ves eso?
İşe bakılırsa Peder Thompson tüm şeytan iyileştirme testlerini kaydetmiş.
Así resulta que... el padre Thompson registró todas sus intentos de cura-demonios.
İşe bak, yine çalışıyor.
No puede ser. Está funcionando de nuevo.
İşe bak, yine çalışıyor.
Bromeas. Funciona de nuevo.
İşe bakın ki, doğruyu söyleyip unut-beni-şimdi aldığını söyleyebilirdi.
Irónicamente, pudo haber dicho la verdad y decir que había tomado Olvídame-ahora.
Şimdi ise sen bu bakışınla beni taşa çevirmeden önce bana seçim şansı tanımadın canım.
Ahora, antes de que me conviertas en piedra con esa mirada, me dejaste con pocas alternativas, querida.
Bu işe dahil olan dört mahkumdan biri dışarıdan telefon almış. Dün gece 23 : 20'da İspanyol kökenli bir erkekten. Nona Palmeira'ya bakın demiş.
Una de las cuatro reclusas involucradas recibió una llamada del exterior a las 23 : 20 anoche, de un hombre hispano diciéndole que "hazte cargo" de Nona Palmeira.
Bak şu işe seni canlı ve iyi gördüğüme sevindim, evlat.
Bueno es bueno verte sano y salvo, muchacho.
Bak, Tom, eğer bu bir cadı avı ise, eğer Parsons'ın amacı bu kuruma zarar vermekse, o zaman neden beni hedef almıyor?
Mira, Tom, si esto es una caza de brujas, si el objetivo de Parsons es hacer daño a esta agencia, ¿ por qué no hay ido a por mí?
Bak sen şu işe!
Bueno, ¿ no es interesante?
İyi haber, çoğu kişi o bakışı beceremez ama senin üzerinde işe yarıyor.
Bueno, las buenas noticias son que muchos no pudieron lograr esa mirada, pero en ustedes, funciona.
Bak şimdi şu işe.
¿ Sabes qué?
Ferg, işe alınan tüm korumaların geçmişini kontrol etmeni istiyorum. Restoran çalışanlarına da bak.
Ferg, revisa los antecedentes de los guardias contratados y de todos los empleados del restaurante.
- Bak şu işe.
¿ Ves?
Siktir be! İşe bak.
Qué raro.
İşe bak.
Mira eso.
İşe bak sen. Değerli enerji içeceği olmadan bebek Joffrey, Ayı'ya bir saat daha yerleştirecek gücü kendinde bulamayacak gibi.
Sin esa preciada bebida energética Joffrey no tendrá fuerzas para machacar a Oso otra hora entera.
Bak, seni bu işe bulaştırdığım için üzgünüm Jack. Ama beni buradan çıkarabilirsen yemin ederim her şeyi üstleneceğim.
Lamento involucrarte en esto, Jack, pero si me puedes sacar de aquí, juro que terminaré con todo.
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50