English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ I ] / Iţ

Çeviri İspanyolca

9,158 parallel translation
Seni it oğlu it!
¡ Maldito!
Vay anasını. d But "RoboCop" last year was a shock d d The tone of the Popeye cut shook your butt d d Kids are screaming, the media says d d "What kind of music is this for you to dance to?" d d The man with the plan and the man demands you d d No time for sleep, jump in your Jeep d d And pump up the funky beat a whole week d d Beeper goes off, yo, smash it then trash it d
Aquí tiene.
Al bakalım. d... and bring the noise in, just swing it d d And party people, sing it d d Treat me right, I'll treat you good d d Treat me right, I'll treat you good d d Treat me right. d
Estoy sentada en tu silla.
It ne, uh, eski ahşap helikopterlere.
Es que los viejos leñadores
- Tahribatın kardeşi değil, amcası var. It, kardeşi var
Es el tío del hermano.
It Pazartesi oldu.
Era lunes.
It blackway.
Se Blackway.
- It onun suçu.
Es su culpa.
It lillian.
Es Lillian.
I o, bilmiyorum. - o nerede?
No sé, it- ¿ donde está?
It, bermuda üçgeni gibi Lanet ağaçlar hariç.
Al parecer, el Triángulo de Bermud-dd-de, a excepción de mierdas árboles.
It her oyunda var.
Todo esto es parte del juego.
It, eğer Joe Palooka orada daha iyi değil çalışmış olurdu. Blackway kavga aldı ve benim en iyi atış şımarık.
Hubiera funcionado mejor si Joe no tenía Palooka entrado en una pelea con Blackway y arruinado mi mejor oportunidad.
Hadi it kendini.
Vamos, empuja.
It's going wide in an hour.
Se anunciará en una hora.
O onur bana it.
La mina de honor.
Pek işe yaramadı.
It didn't really work. No funcionó en realidad.
Aptal it.
Estúpido perro callejero.
Demek istediği, it herifin teki olduğu için yani.
Lo que quiere decir es que era mayormente un idiota.
Bu it herifi tekrar görmeden ölene kadar yaşayabilirdim.
Pude haber vivido toda mi vida sin haber visto de nuevo a ese imbécil.
İtebildiğin kadar sert it.
Empuja con todas tus fuerzas.
- İt herifin boğazına takılacağım.
- Bueno, conmigo se va a atragantar.
Xanny bar, White cross, Special K, Moon rock, Zip-it, pop-it, whippit yok mu?
¿ Xanax? ¿ Cruces blancas? ¿ Ketamina?
Ağzını açma it.
Mantén la boca cerrada, amigo.
Brandy beni düşünürken külotu sırılsıklam oldu. Ama sen gelip It's a Wonderful Life'dan alıntılar yapmaya başladın.
Brandy está emocionada aquí, pensando en mí, y tú vienes con que no recuerdas frases de It's a Wonderful Life.
"The Point of it All" şarkısını söylüyordu. Ah, ne kadar da güzeldi.
Cantando "El sentido de todo" Fue maravilloso.
O Post-it'i hemen geri bırak.
Pon ese Post-it de nuevo ahora mismo.
Ninjalık yolunda herşeyi yapar
♪ Does anything it takes to get his ninjas through ♪
Herkes bekler, onu partilerde görmeyi
♪ And you know just where to find him when it's party time ♪
Pekâlâ, çocuklar.
Muy bien, chicos. Bring it y escuchen.
23 yaşında olduğunu, bilişim teknolojisinde çalıştığını söyledi.
Dijo que tenía 23. Y trabajaba en IT.
Sokakta it gibi ölmeye terk ettin onu.
Le dejaste ahí para morir en la calle, como un condenado chucho.
Çünkü çizgi filmlerdeki gerizekalı altı yaşındaki çocuklar gibi giyinmişsin.
Sé que sí. Porque estás vestido como un retrasado de seis años de edad, de Leave it to Beaver, sin ánimo de ofender.
- O it herifi takip falan etmeyeceğim.
No estoy siguiendo a esos hijos de puta a ningún sitio. Estás desperdiciando... ¡ Mira, John!
Yeah, but it's field-stripped.
Sí, pero han vaciado la colilla.
- Hayvanlar onun yanına yaklaşınca... - Bırak be beni! Pis it!
sucio traidor!
- Pis it!
- Venta idiota.
- Katrina, finish it!
¡ Katrina, termínalo!
Sokakta yaşıyorken buldum, İt gibi çöpün arkasına saklanıyordu.
La he encontrado viviendo en las calles, escondiéndose detrás de un contenedor de basura, como un perro.
"İt gibi çöpün arkasına saklanıyor."
"Escondiéndose detrás de un contenedor de basura, como un perro".
Orada it sürüsüyle para var.
Hay mucho, mucho dinero disponible.
Far be it from me to stop you.
Yo no te detendré para nada.
İt herif!
¡ Cabrón!
It anne.
Es mamá.
Bana doğru it.
Patéala hacia mí.
Siber ekibimiz, Strauss'un avukatının Clark'dan geldiğini iddia ettiği e mailin sahte olduğunu kanıtladı.
Nuestro equipo de IT logró comprobar que ese e-mail utilizado por el abogado de Strauss era falso.
But I just like it, normally I just like it cold.
Pero al igual que ella, normalmente A mí me gusta el frío.
Trevor, Ace, John ve Darren, mahalle süprüntüleri, ayak takımı, it kopuk, okuldan sonra bir kızın evine gitmeye başlamışlar, beni de çağırdılar.
Trevor, Ace, John y Darren - basura blanca, la mas baja escoria de la tierra, según los atletas Habían estado visitando a esta chica después de la escuela y me invitaron
İt!
¡ Sí, empuja!
IT görevlisi bayanı bulmaya çalışıyorum.
Muy bien. Estoy intentando encontrar a la de informática.
Kötü bir IT görevlisiymiş, değil mi?
Bueno, parece una mala informática, ¿ no?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]