Meraklı Çeviri İspanyolca
4,295 parallel translation
Tasmayı fazlasıyla meraklı bir sarışına takacak kadar öngörülüydüm.
Tuve la precaución de ponerle un collar a una rubia especialmente curiosa.
Meraklı bir kızsın Jane.
Eres una chica curiosa, Jane.
Arkadaşımız tam da tehlikeli olacak kadar meraklı.
Nuestro amigo es lo suficientemente curioso para ser peligroso.
Aslında bende sakatlayıcı anne problemleri olan orta yaşlı bir adama meraklı değilim
No estaba precisamente ansiedosa por estar con un hombre mayor, - con graves problemas de mami.
Biraz meraklı.
- Es una chica curiosa.
Elimizde dava açmaya meraklı bir hasta olduğunu düşünüyorum.
Creo que tenemos un paciente litigioso.
Sen ve senin tetik çekme meraklısı pilotun bu trende bulunan yüzlerce programı hızlı bir ölüme mahkum ettiniz.
¡ Tú y tu piloto de gatillo fácil habéis condenado a este tren a una sentencia de muerte a alta velocidad a cientos de programas!
- Litchfield 1, am fotoğraf meraklısı 0.
Litchfield uno, fotógrafo de vaginas cero.
Hatam çok fazla meraklı olmamdı.
- Mi error fue ser demasiado ruidoso. - Te doy 20 adicionales.
Seni gösteriş meraklısı.
Luciéndote.
Vegas'ın çevresindeki çöl meraklı kişilerin cesetleriyle dolu.
El desierto alrededor de Las Vegas está lleno de los cuerpos de gente entrometida.
Biz meraklı değiliz.
No somos entrometidos.
Şu an ona ne olduğu konusunda meraklı değil misin?
¿ No tienes curiosidad por saber qué le está pasando a ella ahora?
Size meraklı değiller, taslağı istiyorlar, istedikleri...
No están interesados en vosotros, ellos quieren el manuscrito, quieren...
Meraklı şımarık çocuk.
Pequeño mocoso.
Savaşmaya Meraklı.
Dispuestos A Fustigar.
Bu kiralık takımı giymeye de meraklı değilim.
- No me interesa llevar un traje alquilado.
Oldukça meraklı bir mizacı olduğu belli.
Está claro que tiene una vena curiosa.
Bakmaya çok da meraklı değilim, istersen al.
No soy demasiado aficionado a Lookin'at'em, si quieres'em.
Patronum böyle şeylere meraklı olduğunu bilse şirketini almak istemezdi.
Si mi jefe supiera en lo que estabas metido, probablemente no querría comprar tu compañía.
Ben daha da garip işlere meraklıyım.
Soy mucho más pervertido que eso.
Angela Deangelis... Çok meraklı biriyimdir. Ama senin artık sevişmen gerek be kadın.
Angela Deangelis, en realidad soy muy fan.
Ve meraklı.
Curioso.
Biraz meraklı sanırım.
Y aun así, solo por curiosidad, supongo.
Dekorasyona meraklı değilim.
No soy muy de decorar.
Meraklı tam olarak ne anlama geliyor?
"Curiosidad" qué significa, exactamente?
13 yaşında biri bir ara "Bizim yaptığımız budur" demeye meraklıydı.
Como cierto niño de 13 años dijo una vez. "Eso es lo que hacemos".
Köpek en meraklı...
Un perro es lo más entu...
Meraklı, öyle miydi?
Entusiasta, ¿ esa es la palabra?
Dünyadaki en meraklı şey.
La cosa más entusiasta del planeta.
İnce bir kat boya çakıp "konforlu, antika ev" ayağına meraklılarına satacak.
Le dará una mano de pintura, dirá que es una "acogedora casa de antes de la guerra"...
Bizi hakkınızda olduğumuzdan daha meraklı bir hale getiriyorsunuz.
Nos creéis más interesados en vosotras de lo que estamos.
Bazı kızlar ayakkabıya meraklıdır.
A algunas mujeres le gustan los zapatos.
O sosyete meraklısını aradığına inanamıyorum.
No puedo creer que hayas llamado a esa advenediza.
Meraklı şişko buraya çıktı, korkutayım dedim.
La gordita vino a meter la nariz. Pensé en darle un susto.
Yani bir şeyler oluyor. Ama bunu meraklı muhabirle konuşamazsın.
Ah, así que algo que está pasando, pero no se puede hablar de ello con un reportero entrometido.
Bayraklarla Eğlence programımız yalnızca bayrak meraklılarına hitap etmiyor aynı zamanda acemilere de hitap ediyoruz. Bugünkü konuğumuz ; arkadaşım, komşum ve bir bayrak bakiresi...
Ahora, Diversión con Banderas no es sólo para el aficionado a las banderas también es para el aprendiz, entonces, para ayudarme con eso por favor, denle la bienvenida a mi amiga, vecina y virgen en banderas- -
Çok dava meraklısıydı.
Él era muy...
Hatırlarsan kadın, bir kuş meraklısıydı.
Él es un criadores de aves, recuerdas.
- Sesi çok meraklı geliyordu.
- "Suena muy interesado." - Si.
Sadece meraklı olduğunu düşünmüştüm.
Supuse que solo sentía curiosidad.
Kadınların peşinden koşmayı dert etme. Alkole meraklı olma. Kokain ya da Mary Jane alma.
â ™ ª No me interesa realmente perseguir mujeres â ™ ª â ™ ª Nunca fui buen bebedor â ™ ª No tomo cocaína ni Mary Jane â ™ ª â ™ ª No, yo me embriago con abucheos...
İpten ringe meraklı, kıdemlinin kıdemliye karşı karşıya olduğu geceye hoş geldiniz.
Bienvenidos, aficionados del cuadrilátero, a una emocionante noche de acción anciano-anciano.
Meraklı bir delikanlı olarak Keane, onun evine girdi.
Como es un chico curioso, Keane entró en su casa.
Meraklı George?
¿ George El Curioso?
Çok meraklı, karşı gelen küçük bir kızdın.
Eras una niña curiosa y desafiante.
Politika meraklısı ama aynı zamanda duş alan birini bul kendine.
Buscarte un nerd de la política que también se bañe.
Burada çok güzel bir geri besleme var. Çünkü duyularımızdan gelen veri miktarının artması beyinlerimizin gelişimini harekete geçirdi. Ve bu çok yönlü beyinler daha meraklı ve gittikçe daha fazla veri talep eder oldu.
Hay una retroalimentación maravillosa en el trabajo aquí, porque las cantidades cada vez mayores de datos entregados por nuestros sentidos dirigieron la evolución de nuestro cerebro, y esos cerebros cada vez más sofisticados se hicieron curiosos y exigieron más y más datos.
Meraklı yaratık.
Una curiosa criatura.
- Çünkü astroloji olayına meraklı olduğunu biliyorum. O yüzden de araştırdım.
Porque sé que te gusta la astrología, así que lo busqué.
Evet, bunu kendi evinin sağladığı gizli ortamda meraklı gözlerden uzakta yaptım.
Sí.
merak 30
merak ettim 184
merak ediyorum 460
merak etme 3690
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak etmiyor musun 21
merak ettim 184
merak ediyorum 460
merak etme 3690
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak etmiyor musun 21