Mutlu günler Çeviri İspanyolca
182 parallel translation
Hepimize mutlu günler nasip eyle. Ve içlerimizi senin sevginle doldurmamız için yardım eyle Tanrım.
Danos un día hermoso y ayúdanos a amarnos como a ti, señor.
Mutlu günler.
Días felices.
Mutlu günler.
¡ Días felices!
Mutlu günler bizi bekliyor, biliyorum. Şu an bize uzak görünse de...
Vendrán días luminosos, estoy segura, aunque no los podemos ver todavía.
Evet, rahat yıllar, mutlu günler, güzel bir yaşam.
Sí. Años fáciles... días felices. - La dulzura de vivir.
Bana kuvvet veriyor o eski mutlu günler.
Es como en aquellos días felices de nuestra infancia.
Değerli asilzâdeler, size de mutlu günler.
Y Dios os guarde, ilustres pares.
- Mutlu günler, canım. - Hoşça kal, bebeğim.
Que sigas bien, querida.
Kadını Paris'e götürecekmiş ve orada Süleyman ve Bathsheba gibi yaşayacaklarmış Mutlu günler ve geceler boyunca birbirlerinin kollarında.
Dice que la llevará a París y vivirán como Salomón y Betsabé, viviendo días felices y pasando las noches en sus brazos.
Mutlu günler.
Feliz día.
Yeşil tarlalar şimdi kırmızımsı, Mutlu günler artık yok...
Los amplios campos se durmieron y los días claros desaparecieron...
Sokak serserileri yeniden taksiye binebiliyorsa, eski mutlu günler geri geldi demektir.
Debe andar la cosa muy bien si los pobres viajáis ahora en taxi. - Vamos con el gobernador.
Mutlu günlerde bana bakılıyor, ama kötü günler başlayınca dolaba konuluyorum.
Me cuelgas y me miras los días felices y luego me guardas en un armario cuando pasa la fiesta.
Mutlu günler bizi bekler.
Días felices.
Sonra birden mutlu günler sona erdi.
Y entonces, de repente, los tiempos felices se terminaron.
Şey, mutlu günler.
Bueno, por los días felices.
- Mutlu günler!
- ¡ Por los buenos tiempos!
Mutlu günler dileriz Mutlu günler dileriz
Porque es un muchacho excelente Porque es un muchacho excelente
Mutlu günler dileriz Mutlu günler dileriz sana
Porque es un muchacho excelente Y siempre lo será
Mutlu günler dileriz sana Mutlu günler dileriz sana
Y siempre lo será Y siempre lo será
Mutlu günler geldi yine
Los días felices Están aquí otra vez
Öyleyse tüm dünyaya anlatalım artık Mutlu günler.
Por eso digámoselo al mundo ahora Felices dias...
- Mutlu Günler.
- Happy Days.
Mutlu günler tekrar gelecek.
Días felices. Volvieron un día.
Sevgililer Günü'nden önce mutlu günler.
Feliz día antes del Día de San Valentín.
Sessiz Gece'yi yazan şu adamın Mutlu Günler'deki Potsie rolü için ilk tercih olduğunu da biliyor muydunuz?
era el actor que iba a hacer de Potsie en Días felices?
- Mutlu günler, Oscar.
Por los días felices.
Mutlu günler.
Por los días felices.
Bu Mutlu Günler filmi değil, o da Fonz değil.
No me importa. Esto no es Días Felices y él no es Fonz.
- Mutlu günler, baba.
- Feliz día, padre.
Mutlu günler.
Feliz día a todos.
Bu Mutlu Günler`deydi.
Eso es Happy Days.
Kim demiş eski, mutlu günler geride kaldı diye.
¿ Quién dice que los viejos días se han ido?
Eski mutlu günler geride kaldı, Lord Kiro.
Los viejos tiempos quedaron atrás, Lord Kiro.
Mutlu günler...
Días felices...
Siz çocukken ve "Mutlu Günler" oynarken kimdiniz?
Cuando eran niños y jugaban Happy Days...
Herkese mutlu günler dilerim.
¡ Felicidades y buena suerte!
Mutlu günler, Hawkins. Mutlu günler.
Días felices, Hawkins.
Sen ve Swede ile uçtugum günler en mutlu oldugum günlerdi.
Nunca fui tan feliz como cuando Swede, tú y yo volábamos juntos.
Buluştuğumuz günler mutlu olsak yetmez mi?
¿ No podemos ser felices sòlo por un día?
Sonra Jules'ü bulmanın sevinci, garda karşıma çıkışınız sizin yanınızda geçirdiğim mutlu günler gördüklerim, öğrendiklerim tahmin ettiklerim belirmekte olan şu bulut, Albert'ı kastediyorum.
La alegría de volver a ver a Jules. Su aparición en la estación... Los días felices que acabo de pasar a su lado.
Tony hayattayken günler mutlu geçiyordu.
Eran tiempos felices cuando Tony vivía.
Kendiniz için ve çocuklarınız için ağlayın. Çünkü öyle günler gelecek ki, "Kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere ne mutlu." diyecekler.
Llorad por vosotros y vuestros hijos pues vendrán tiempos en que los hombres dirán benditas sean las estériles los vientres que nunca albergarán un hijo.
Günler sakin ve genellikle mutlu geçiyordu.
Los días pasaban sin prisa y, sobretodo, muy felices.
İyi, mutlu olduğunu bildiğim günler
Días que fueron muy dulces
Hastanede yatıp, sıhhatini kazandığın o günler boyunca,... biz de boş durmadık... seni mutlu edebilmek için çalıştık.
Durante tu estancia en el hospital reconvirtiéndote, estuvimos ocupados ocupados intentando hacerte feliz
Mutlu günler.
Por usted.
Bu hacılara mutlu bir yolculuk ve huzurlu günler nasip et ki, senin kutsal meleğinin rehberliğiyle gidecekleri yere sağ salim ulaşsınlar.
Concede a estos peregrinos un viaje feliz y días de paz, para que guiados por su arcángel lleguen sanos y salvos a su destino.
İyi günler ve mutlu alışverişler.
Buenos días y feliz compra.
Size mutlu ve büyüleyici günler dilerim efendim.
Tenga un agradable y encantador día, señor.
Son günler de oldukça mutlu, hamile olmasın sakın.
Bien. quizá esté embarazada.
günler 45
günlerce 33
günlerden ne 17
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
günlerce 33
günlerden ne 17
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu noel 30
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu noel 30