Ne yaptın ki Çeviri İspanyolca
824 parallel translation
Seni benden daha kötü kılan ne yaptın ki?
" ¿ Qué has hecho en la vida para ser peor que yo?
Sen onun için ne yaptın ki?
¿ Qué hiciste por él?
Bunun olması için ne yaptın ki?
¿ Y qué has hecho al respecto?
Ne yaptın ki sen?
¿ Piedad?
Onun için şimdiye kadar ne yaptın ki?
¿ Qué hizo usted por él?
Böyle bir davranışı hak edecek ne yaptın ki?
¿ Por qué permite que le trate así?
Benim için ne yaptın ki?
¿ Qué hiciste?
- Ne yaptın ki?
Entonces, qué pasó ¿ Esta vez?
Ona ne yaptın ki?
¿ Qué le has hecho?
- "Siktir mi?" - Benim için ne yaptın ki?
¿ Después de todo lo que has hecho por mí?
Ne yaptın ki?
¿ Qué hiciste?
Yaptığını söylüyorsun, tamam, tut ki sana inandılar. Peki sonra ne olacak?
Dices que le mataste, está bien, supón que te creen.
O kadar altüst olmuştum ki, ne yaptığımın bile farkında değildim.
Estaba tan conmocionada que apenas sabía lo que me hacía.
Tabii ki, babamın ne yaptığını bilmiyorum ama...
Claro que no sé qué fue lo que hizo mi papá, pero...
Sizi sevmem için ne yaptınız ki?
¿ Qué hizo para que la ame?
Eugene ile o şekilde konuşunca ne yaptığını tabi ki anladım.
Comprendí lo que estabas haciendo cuando empezaste a ser grosero con Eugene.
Kızıyordum ama şimdi görüyorum ki ne yaptığını biliyorsun.
AI principio, no. Veo que sabe lo que se hace.
Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar ki.
Ellos no saben lo que hacen.
Ne yazık ki diğer aptalların yaptığı gibi kendini havaya uçurmamış.
Tuvo tanta suerte ese imbécil que no le estalló.
Ne yaptı ki kaçsın memleketinden?
¿ Abandonar a su mujer y a sus hijos en un lugar del que él mismo... huye? ¿ Qué hizo para tener que huir del país?
Dışarıda ne yaptığınız umurunda değil ama içerideyken her şey yasal olacak ki sonradan bir şikayet gelmesin.
Fuera, no es asunto suyo... pero aquí todo será legal y no quiero ni una queja después.
Onun gözünü öyle bir döndürdü ki, ne yaptığını bilmez hale getirdi.
Le volvió loco hasta que ya no sabía lo que hacía.
Şanslıyım ki sen ne yaptığını biliyorsun.
Tuve suerte de que hubieran pensado en lo que hicieron.
Bana kızgın. Ama ben ne yaptım ki?
Está enfadada conmigo. ¿ Pero yo qué le he hecho?
Ne hesap yaptıysanız, tekrar yapın, ta ki doğru adamı bulana kadar.
Lo que me hagáis tendréis que hacérselo también al soplón.
45inci yaş günüm için yaptılar ve Rangun - dan buraya kadar yolun her santiminde diyordum ki, "McNabb başka ne kaybedersen kaybet kızların sana verdiği masa örtüsünü kaybetme."
Me lo regalaron cuando cumplí 45 años y cuando venía de Rangún, en cada segundo del viaje, me decía a mí misma : "McNab, puedes perder cualquier cosa, pero no el mantel que te hicieron las chicas".
Ne yaptın ki, saç filende mi unuttun?
? Que hiciste con el? ?
Danny, sen ne yaptığını bilirsin. Her zaman derim ki, Danny akıllı bir çocuktur.
Danny, hagas lo que hagas, yo siempre digo : "Danny es listo."
Ne yaptın ki?
¿ Qué?
Sen hayatında ne zaman ağır iş yaptın ki?
¿ Cuándo en tu vida te has dejado la piel trabajando?
Ne yaptığınızı bilmezsem tamir edemem ki...
No puedo arreglarla si no sé...
Ne yaptınız ki?
¿ Qué hicieron?
Ne yaptınız? Gördüm ki sadece ben ve Meyer...
Bueno, vi que Meyer y yo- -
Ne yaptığın umrumda değil, yeter ki beni tekrar sev.
No me importa Io que hagas con tal de que vuelvas a quererme.
- Ben şimdi ne yaptım ki? - Yakınlaşın.
De acuerdo con la ley, son suyos aún.
Ne var ki zamanı dikkate alıyorsam eğer iş hayata giriş yaptığının içindir evladım.
Pero... Si me fijo en la hora... es por que marca su entrada en la vida mi niña.
Ne yazık ki senin yaptığını iddia ediyorlar. İddia mı?
- Desafortunadamente dicen que sí.
Ne zaman iyi bir şey yaptın ki bunu bilemiyorum.
No apreció lo bueno cuando lo tuvo.
- Ona ne yaptınız ki?
¿ Qué le hicieron?
Biz sana ne yaptık ki, hırsını bizden çıkarıyorsun?
¿ Qué hemos hecho para que arruines a mi padre?
Ne yaptığını görmedin mi? Gördüm, tabii ki gördüm.
Y no lo dejes siempre aparecen de nuevo aquí, nunca!
Neden para versin ki sen ne yaptın sonra?
Pero si estaba furioso,... ¿ por qué lo hizo?
Neden beni kendi halime bırakmadın? Sana ne yaptım ki ben?
Debería haberme dejado tranquilo.
Ne yaptığını sordum, dedi ki...
Le he preguntado qué hacía y ha dicho :
- Bir kadın için ne garip bir hassasiyet ve bu kadın ki, Persia elçisinin yaptıklarını izledi.
Qué sensibilidad más rara para una mujer que observó una ejecución con el embajador de Persia.
Ne yaptığını zannediyorsun ki?
Además, ¿ de dónde sale usted?
Bu denizaltının komutanı benim ve ben o deliğe başka bir torpido koymuyorum veya başka bir lanet harekette bulunmuyorum ta ki tam olarak ne yaptığımızı ve niçin yaptığımızı öğrenene dek.
Tengo el mando de este submarino y no pondré otro torpedo en ese tubo ni me arriesgaré ni haré movimiento alguno hasta saber exactamente qué es lo que estamos haciendo y por qué.
Diyelim ki üst rütbeli bir subay gelip flütüne ne yaptığını sordu.
Suponte que un oficial de alto rango te pregunta qué has hecho con la flauta.
Onlara ne yaptığını sanıyorsunuz ki?
¿ Qué diablos quería que hiciese?
Dediğim gibi, yaptığınız iş mükemmel. Ama ne yazık ki, iş arkadaşlarınız üstündeki etkiniz bu şirketin gücünü... Bu şirketin gücünü öyle bir noktaya indirdi ki korkarım başka çarem yok.
No tenemos ninguna queja de su trabajo, pero... el efecto que causa en el personal ha socavado la eficacia... ha socavado la eficacia de esta empresa hasta el punto... que no tengo otra opción, está despedido.
Maymun, sağrısına adının baş harflerini damgalatalım dedi ama.. .. bunu yaptıracak vaktimiz olmadı ne yazık ki.
Monkey quería marcarlo con tus iniciales, pero luego ya sabes, no hemos tenido tiempo.
ne yaptın 710
ne yaptınız 118
ne yaptın sen 190
ne yaptın böyle 16
ne yaptın ona 47
ne yaptın peki 19
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
ne yaptınız 118
ne yaptın sen 190
ne yaptın böyle 16
ne yaptın ona 47
ne yaptın peki 19
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176