English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ O ] / Onlara bak

Onlara bak Çeviri İspanyolca

1,419 parallel translation
Şimdi onlara bakın, Ege'nin karşısına kaçıyorlar.
Ahora mírelos, huyendo al otro lado del Egeo.
Onlara bakın arkadaşlar.
Míralos.
Onlara bak Caleb.
Miralas, Caleb.
Bu bir işe yaramıyor ama onlara bakıp, "Keşke onun yerinde olsaydım." diyorsunuz.
Una no puede dejar de mirarlas y pensar, "Quisiera ser ella", u "Ojalá pudiese tener eso".
Bana bakıldığı gibi, ben de onlara bakacağım.
Los educaré como me educaron a mí.
Resimleri aldık, Bayan Mccartney şu an onlara bakıyor.
Cargamos las fotos. La Srta. McCartney las está mirando.
- Şey, Morris onlara bakıyordu.
Morris las miraba, pero...
Aslında ben onlara bakıyorum.
Creo que soy yo quien la está viendo.
Onlara bak.
Míralos.
Onlara bak. Her gün çalışıyorlar ve hepsi tatminsiz.
Míralos, trabajan muy duro todos los días y están descontentos.
İşte onlara bakıyorsunuz.
Los están viendo.
Onlara bakın!
¡ Míralos!
Onlara bakıyorsun, hepsine birden bakıyorsun ve anlıyorsun ki bundan fazlası olmalı...
Cuando las ves a todas allá arriba simplemente sabes que debe haber algo más que...
Onlara bakınca dünyanın koruyucularını görüyorsunuz.
Cuando los miras, ves a los defensores del mundo.
Demek istiyorum ki onlara bir bak.
Mira qué senos.
Onlara iyi bak.
Zach, cuídalos.
Anne-babanız biliyordu ve onlara olanlara bakın.
Sus padres conocían esas respuestas y ya ven lo que les ocurrió.
- Onlara ne verdiğine bir bak.
- ¡ Mira lo que les das!
Onlara iyi bakın, beyler.
Miren bien, caballeros.
Senin durumundaki insanlar fotoğraflara bakıp zihinlerinin onlara görmesini söylediği şeyi görür.
La gente en tu condición mira una foto y ve... lo que sus mentes le dicen. Solías ver a Sam. - No.
Onlara iyi bakın.
Cuídalo.
Onlara bir bakın.
Tan sólo mírelos.
Onlara yardım etmeye çalışıyoruz ama görünüşe bakılırsa yardımımızı istemiyorlar.
Tratamos de ayudar a esta gente, y parece que no quieren nuestra ayuda. "¡ Salgan de aquí!"
Bak, onlara ihtiyacım yok.
Mira, no los necesito.
"Bakın Bay Rad. Onlara meydan okumak istiyoruz. Ya iki katı, ya hiç."
"Señor Rad. queremos desafiar al equipo vencedor para un doble o nada."
Bakın, kitaplar bilginin ve kültürün kaynağıdır. Onlara nasıI saygı göstereceğinizi bilmiyorsanız, burada olmamalısınız.
Los libros son una fuente de conocimiento y cultura... y si no sabe respetarlos, no debería estar aquí.
Bu evin duvarlarını, tavanlarını daha önce hiç görmemiştim ama şimdi onlara büyük bir sevgi ve özlemle bakıyorum.
-..., como si nunca antes hubiera visto las paredes de esta casa, sus techos... y ahora los contemplo con un ansia tremenda, con un amor tan lleno de ternura...
İlginç olan kafalarının ne kadar karışık olduğuydu... çünkü farklı bir bakış açısından... dijital filmi çeken sizdiniz... ve ben de selüloit kameramı onlara doğrultmuştum.
Lo interesante era lo confundidos que estaban... porque tú estabas filmando... video digital desde una perspectiva distinta... y yo los filmaba de frente con mi cámara de celuloide.
Onlara ayrı davalar olarak bakıyoruz... deliller bize aksini söyleyene kadar.
Se investigarán los casos por partes... hasta que las evidencias indiquen lo contrario.
Amcam onlara iyi bakıyordur.
El tío las estará cuidando muy bién.
Onlara iyi bakın. Saïd'e onlara yardımcı olmasını söyleyin.
Dile a Sa ¨ id que les ayude.
Tamam, bakın, onlara kendimiz dava açabiliriz.
Bien, mirad. Podemos demandarlos nosotros.
Anne-babanız biliyordu ve onlara olanlara bakın.
Sus padres tenían la respuesta Y mira lo que les pasó
Onlara sıkıca tutunun, çünkü insanlar bakıyorlar.
Aferraos fuerte a ellos, porque la gente os está observando.
Onlara iyi bak, Gideon, olur mu?
Cuida bien de ellos, Gideon, ¿ quieres?
Bak, kız ve l şu anda iyi geçinmek olmayabilir, ama ben cehennem onlara herhangi bir zarar istemiyorsanız gibi emin olun.
Las hermanas y yo no nos llevamos muy bien ultimamente pero te aseguro que no les deseo ningun mal.
Birisi geleceği bilir ne zaman, bak, her zaman onlara açılan çok geleceği bilerek alabilirsiniz.
Aunque alguien sepa el futuro, tu siempre podras adelanterte.. conociendo el futuro tambien.
" Ve bakın, o kadın onlara bebeğini evlatlık verdi.
" Y mirad, he aquí la que adoptó para ellos un bebé.
İnsanları kumarhanenin kuzeyine doğru götürebilecek misin bir bak böylelikle onlara iki kamerayla birlikte bakabiliriz.
Vea si puede mover a la gente hacia el lado norte del casino... para que podamos verlos a ambos nuestras cámaras.
- Bak, onlara bu kadar ilaç vermenin mantıklı olduğunu düşünmüyorum.
- Mira, no creo que debas darles tantos
Bakın, onlara Tommy'i ve Tommy'nin bana yaptıklarını anlattım.
Yo les hablé de Tommy y de todas las cosas que me había hecho.
- Bebek bakıcılarımız var. - Onlara...
- No podemos confiar en una niñera.
Bak, onu vurursan adamları hatayı üstleneceklerdir. Silahların hepsinin onlara ait olduğunu söyleyecekler.
Si usted hace una redada en la casa, su gente se echará la culpa y dirán que todas las armas son de ellos.
Yarınki idamlarına kadar onlara iyi bakın.
Hasta la ejecución de mañana, haremos lo que podamos por vosotros.
Onlara ben bakıyorum. Şeyden beri, ağabeyimin...
De hecho, he cuidado de ellos desde que mi hermano...
- Bakıma ihtiyaçları var. - Endişelenmeyin Madame Maxime. Hayvan bekçimiz Hagrid, onlara gereken ilgiden fazlasını verecektir.
- No se preocupe, Madame Maxime nuestro guardabosque, Hagrid, es muy capaz.
Sana her şeyi vermişler. Ve bak onlara karşılığını nasıl veriyorsun.
Y mira como les estás pagando.
Onlara iyi bakın.
Míralos.
Bak onlara çıldırdığını anlat tımarhaneye kapatıldığını söyle!
Bueno, diles que te volviste loca. Y que te encerraron.
Anladın mı? Ama topu onlara geçirmekte gecikirsem, bak neler olacak.
Pero si les echo la bola demasiado tarde, mira lo que pasa.
Eğer gözlerin kayıyorsa parmaklarının arasından bak onlara.
Caben entre tus dedos, si entrecierras los ojos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]