Pré Çeviri İspanyolca
2,120 parallel translation
Evlilik-öncesi kursu almalısın.
Debes tomar un curso pre-matrimonial.
Evlilik-öncesi kursunun ilk seansına hoşgeldiniz.
Bienvenido a la primera reunión del curso pre-matrimonial.
Çok normal, buna şöyle deniyor "evlilik-öncesi paniği".
Es normal, se llama "pánico pre-matrimonial".
Bunlar devrim öncesi Costa Gravas puroları.
Son dobles coronas pre-revolucionarias de Costa Gravas.
Herkes tüketicinin ilgisini çekmek ister. Özellikle de çocuk giyimi pazarında.
Todos quieren atraer a más consumidores... especialmente en el mercado pre adolescente.
- Fırını ısıtayım hemen.
Tengo que pre-calentar el horno.
Profesyonel ligde iki sene mi?
oh, vamos. ¿ Dos años en la pre-carrera?
Fakat Vizsla kaçtıysa, Ölüm Gözcüsü hareketinin nasıl yaygınlaştığını öğrenemeyeceğiz.
Pero si Pre Vizsla escapó no tendemos forma de saber que tan propagado está Death Watch.
Senin Mercedes'inle veya benim ikinci el Acura Leged'ımla.
o en tu mercedes benz o en mi pre-comprado accura legend.
Doktoram, travmaların ergenlik öncesi kızlardaki etkileri üzerine.
Mi tesis es sobre los efectos del trauma en chicas pre-adolescentes.
Hamile olduğumu düşünmeden önce menapoz öncesi döneme
Es más posible que esté pre-menopáusica
Çarpışma öncesi koruma, şimdi.
Pre-snap protection, ahora!
Bunu yarın maçtan önce de tekrar yapabiliriz.
Tu puedes manejar a casa mañana en el pre juego - Sabes algo entrenador por que no tienes al entrenador Traub
Neden istediğiniz zaman taze yemek varken, önceden poşetlenmiş pamuk şekere 10 dolar veresiniz?
¿ Por qué pagar diez dólares por un algodón de caramelo pre-empaquetado cuando puedes tenerlo fresco en cualquier momento?
Herkes kara öncesi brifing için güverteye!
Todo el mundo arriba para un informe de pre-arribo.
Üçüncü silah, ateş! Belirlenen yerlere top saldırısı!
¡ Arma tres, dispare carga explosiva, para persuadir a la pre-avanzada!
Buraya "hazırlık bölgesi" diyorlar.
La llamo la pre-zona, la pre-zona
İnanılmaz zengin olabilirsin ünlü olabilirsin, ya da benim yolumdan gidip anaokulu müzayedesini organize etmek için gönüllü olursun. İşte ben bu yüzden komedi dünyasından emekli oldum.
Puedes ser absurdamente rico, puedes ser famoso, o puedes optar por mi camino, donde te ofreces voluntaria para organizar la subasta silenciosa pre-escolar que es por lo que estoy oficialmente retirada de la comunidad cómica.
Allah'tan, internetten... olanları dört kişi izlemiş.
Por suerte, era la era pre-Internet, así que... sólo cuatro personas vieron lo que pasó.
Tamam. Son durak anaokulu.
Ok, última parada : pre-escolar.
Ona benzer bir basit iş bulacağım. Bu sayede bazal gangliyam rutin bir işle meşgulken alın korteksim serbest kalacak, ve problemi çözmem daha kolaylaşacak.
No, voy a encontrar un trabajo nimio similar donde mi ganglio basal esté ocupado con actividades rutinarias friendo mi corteza pre-frontal para trabajar tranquilamente por detrás en mi problema.
Bir daha böyle kötü hissettiğin anlarda çantandan şu hamile olmadan önceki fotoğraflarına bakmanı istiyorum. Çünkü tekrar bu hâline döneceksin.
Y, en caso de que tengas un momento de inseguridad, quiero que saques esta foto pre-embarazo de tu bolso y la mires, porque serás así otra vez.
Yarış öncesi kontrollerinden sonra nitro enjöktürünün bağlantısını kopardım
Desconecté su inyector de óxido nitroso después que corriera su inspección pre-carrera.
Ortasında bölünmeyen, çocuksuz bir ailenin yaptığı gibi. Güzeldi.
Ha sido como un regalo, nada adulterado, como era el sexo mañanero pre-niños.
O zaman gelmeden içsem iyi olacak.
Bueno, supongo que tendré que pre-hidratarme para esto.
Hikaye patladığından beri bilet ön satışları yüzde 20 fırladı.
Desde que se supo la historia, la pre-venta aumentó un 20 %.
Hukuka hazırlık gibi.
Es algo así como ser pre-abogado.
İç Savaştan önceki döneme ait bir havası vardı, evet, ama karnavalın bir parçasıydı.
Tiene ciertos aspectos de la pre-guerra, lo admito. - Pero eso es parte del Carnaval.
Tıp hazırlık sınıfına girmeye çalışıyorum, tamam mı?
De tomar un curso pre-medicina, ¿ de acuerdo?
Korkarım o daha sadece başlangıç kötülüğüydü.
Me temo que esa fue sólo mi pre-maldad.
Sen işe geç kalıyorsun
Vas a llegar tarde a las pre-rondas.
Timmy, sadece düğün öncesi gerginliği yaşıyorsun.
Timmy, son los típicos canguelos pre-boda.
Görünen o ki, önceden planlanmış bir buluşmayı onaylıyor.
Suena como que el está confirmando un tipo de encuentro pre establecido
Akşam öncesi oluyor.
Eso es pre-noche.
Öğleden sonra ile akşam arasındaki belirsiz aralığı güzelce tarif ediyor, akşam öncesi.
Define mejor el ambiguo período entre la tarde y la noche : pre-noche.
Yarın akşam öncesi ne yapacaksın?
¿ Qué harás mañana en la pre-noche?
Yani, akşam öncemi, kıyafetlerimi sınıflandırıp durulayarak geçireceğim.
Así que voy a pasar mi pre-noche en pre-clasificación y pre-remojo.
Şu kızın son senesi, ve hiç danışmanıyla görüşmemiş bile. sınavlarına bile girmiyor.
Esta chica está en secundaria y nunca ha visto a un consejero, nunca ha hecho la pre-selectividad...
Sadece adresini ver ki maçtan önce paketini sana ulaştırayım.
Necesito tu dirección, para mandarte el paquete pre-partido.
Bir keresine Yahudi arkadaşlık sitesinde tanıştığım bir transseksüel tarafından soyuldum ama bu bile en kötü 10 listeme giremedi.
Una vez me robó un pre-operado transexual que conocí en J-Date, y eso ni siquiera entró en mi top ten.
Sonra hatırladığım ilk şey, bir sınıfta uyanıp Pre-Columbian tarihi üzerine ders dinlediğimdi.
La próxima cosa que sé, es que me levanté en clase escuchando una conferencia de historia precolombiana.
Komşunuz, ona bıraktığımız adres ve pulu hazır olan... zarftan yararlanmamış.
Su vecino de aquí no aprovecho el sobre pre-pagado que proporcionamos.
Bu gece ön gösterimlerin ilk gecesi.
Hoy es la primera noche de pre-estrenos
Gösterimden sonra oyuncuklarla birlikte içki içmeye gitmiştik.
Después del pre-estreno fui a tomar una copa rápida con los actores.
O zamandan beri 13 farklı eyalet benzer humanist yasaları kabul ettiler. 12 tanesi de henüz tasarı aşamasında. Hayvanlar üzerindeki yapıIan araştırma deneyimleri gösteriyor ki kenevir, kanser önleyici özelliğe sahip.
12 más tienen medidas en marcha o pendientes de aprobación aunque el cannabis fumado ha demostrado tener efectos pre-cancerígenos en tejidos animales incontables estudios no han podido encontrar una relación directa entre fumar cannabis y el cáncer y de hecho han demostrado que los grandes consumidores de marihuana
Marihuana hakkında endişe duyan birçok insanın dediğine göre ; marihuana şizofreniye sebep oluyor. Fakat biz, bunun böyle olmadığını biliyoruz.
cualquier persona que le tenga fobia a la marihuana dice que lleva a la esquizofrenia y lo que se sabe realmente es que ese no es el caso algunos adolescentes que mostraban síntomas de algún desorden mental tal vez pre-esquizofrénicos descubrieron que fumar marihuana
64 model Aston Martin'iniz. Bayağı yoğun bir gaz çıkarıyor.
Tu Aston Martin del'64 es convertidor pre-catalítico.
Beyni ve böbrekleri kanser habercisi olan yaralarla bezeli.
El cerebro y los riñones están plagados de lesiones pre cancerosas.
Bu dönemde var ön hanedan Mısır, nerede bu Yarıtanrılar hükmetti.
Hay un período de en pre-dinástica de Egipto, donde estos semidioses gobernados.
Edna Karter yemin töreni öncesi partisene gidiyor.
Edna Karter irá a la fiesta de pre-inauguración.
Dava açtık ama JRP, Lisa'nın önceden bir hastalığı olduğunu iddia etti.
Hemos demandado, Pero J.R.P afirmó que Lisa tenía una condición pre-existente.