English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ T ] / Tabiî ki

Tabiî ki Çeviri İspanyolca

51,841 parallel translation
Bu gerçek mi? Tabiî ki.
¿ Es esto real?
Tabiî ki olacaksın.
Claro que sí.
O yerde değiliz tabiî ki şayet kayıp varsa onaylamamış olabiliriz.
Posiblemente, pero no teníamos soldados en tierra. Así que hubo un conteo de cuerpos pero no pudimos verificarlo.
Evet, tabii ki!
Sacrificaré lo que queda de mi credibilidad por una baratijas a corto plazo. Claro.
- Tabii ki kılar! Protomolekül buraya kazara yollanmadı.
La protomolécula no fue enviada aquí por accidente.
Bana kefil olmak için tabii ki.
Para... interceder por mí, ¿ sabe?
Tabii ki ilgileniyorum.
Claro que me interesa.
Tabii ki biliyorum.
Claro que sí.
Tabii ki söylemez.
Claro que no.
Tabii ki.
Por supuesto.
- Tabii ki görüşecek, işi gereği!
- en las semanas anteriores... - Sí. Claro que los tuvo.
Tabii ki.
Claro.
Tabii ki istemiyor.
Claro que no quiere.
Evet, gerçeğim tabii ki.
¿ Qué cojones? Sí, tío, soy real.
- Tabii ki.
Sí, sí. Estamos bien.
Tabii ki söylediniz.
Por supuesto que sí.
Tabii ki Lordum.
No, señor.
Adamınız tabii ki elimde.
Tengo a su hombre. Por supuesto que tengo a su hombre.
Evet, tabii ki.
Sí, claro. Por supuesto.
Tabii ki öyle.
Claro que lo está.
Sorunuzu cevaplamamı istiyorsanız tabii ki alakası var.
Si quieren que responda, es relevante.
Tabiî ki onaylarım.
Claro que asentiría.
Tabii ki hatırlıyorum.
Claro que sí.
Tabii ki hatırlıyorum.
Sí, claro.
İddiaya göre tabii ki.
Supuestamente.
Tabii ki istedim.
Claro que sí.
Veririz tabii ki.
Por supuesto que podemos.
Arkadaşım olarak, kardeşim olarak gördüğüm Billy tabii ki de bu kadar değer verdiğim insanlara zarar gelmesine izin vermeyecektir.
Por supuesto, Billy nunca mancillaría la confianza que he depositado en él como un hermano... como amigo, para permitir que algo malo le suceda a alguien allegado a mí.
Tabii ki yaparsınız beyim.
Por supuesto, señor.
Tabii ki değil.
Claro que no.
Tabii ki evet.
Por supuesto, sí.
Tabii ki. Yalnızca buradaki çalışmıyor,
Dios, sí, claro, pero él de aquí no funciona.
Bildiğim kadarıyla kimseye kazık atmadı. Tabii ki kazığı önce onlar atmadıysa. Sen de dahilsin buna.
No ha traicionado a nadie, a mi modo de ver, que no la haya traicionado a ella primero, incluida la presente compañía.
Tabii ki onu seviyorum.
¡ Pues claro que la amo!
Tabii ki size güvenmiyorum.
Claro que no me fío de ustedes.
Çünkü, benim için bir şeyi düzeltmek birini roket atarla vurmak anlamına gelmiyor ki ayrıca başının belada olmasının büyük oranda bu tarz şiddet yanlısı tercihlerde bulunmuş olmanla alakalı olduğunu da belirtmek isterim. Tabii şiddetin herhangi bir konuda işe yarayıp yaramadığı konusunda henüz ortak karara varılmış değil... Öte yandan...
Porque, para mí, arreglar algo no es salir a los tiros, y por cierto, muchos de tus problemas son resultado directo de elegir la vía de la violencia, de modo que está por verse si la violencia soluciona algo alguna vez, pero yo sé sé que no quiero herir a Rajan.
Evet, tabii ki yaptım.
claro que lo hice.
Tabii ki.
Estoy bien.
Tabii unutmayalım ki kanser de doğal, yani doğallık tek başına meziyet olarak görülmemeli.
Pero el cáncer también es natural, así que ser natural no es una virtud en sí mismo.
Küçük H ve T. Tabii ya. Neden haneye tecavüz etmeyelim ki?
Allanamiento. ¿ Por qué no?
Tabii ki var.
Claro que sí.
- Tabii ki de kalkarım.
Joder que sí.
- Tabii ki.
- Por supuesto.
Hepinizle işbirliği yapmayı istiyorum. Tabii ki de tüm içtenliğimle.
Quiero que todos cooperen, que sean veraces, por supuesto.
Tabii ki veganım.
Por supuesto que soy vegana.
- Tabii ki dostum.
Sí, por supuesto, hombre.
- Tabii ki yaparsın.
- Por supuesto que puedes.
Tabii ki bu illa rüşvet olduğu anlamına gelmiyor.
Ahora, puede que no sea un soborno, pero maldita sea si no parece uno y huele como uno.
Tabii ki, Buranın nefret ediyor.
Por supuesto, que ella odia a este lugar.
Tabii ki, Bunu asla farketme Kendi planlarım vardı.
Por supuesto, nunca se dio cuenta... que tenía planes propios.
Tabii ki, çizgi Dünyamızla sizinleriniz arasındaki ayrım yapılabilir.
Eso es, por supuesto, al menos que la línea... entre nuestro mundo y el suyo pueda romperse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]