English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yirmi altı

Yirmi altı Çeviri İspanyolca

339 parallel translation
Yirmi altı kulaç, dip kayalık.
26 brazas, el fondo es de piedra.
On ya da yirmi altın daha koparabilirdim.
Podría haberles sacado otros diez o veinte
Yirmi altı yıldır aynı şey Walter ve ben...
Mira, llevo en esto veintisiete años y te aseguro...
Yirmi altı yıldır bu küçük adamla yaşıyorum ben beni hiç yanıltmadı.
Llevo veintiséis años con este enanito y jamás me falló.
Pek bir şey yok. Yirmi altı yıllık deneyim istatistikler ve midemdeki bu beton parçası hariç.
Sólo veintiséis años de experiencia, esas probabilidades y un gran peso en el estómago.
Yirmi altın para.
Veinte guineas.
Dikkat et! Diğerleri için hâlâ yirmi altıyım.
Te pido que digas a todos que solo tengo veintiseis.
Yirmi altı bin dolar.
26.000 dólares.
Yirmi beş, yirmi altı, kim bilir?
Veinticinco, veintiseis, ¿ no crees?
Yirmi beşi değil, yirmi altısı.
No es 25, sino 26.
Yirmi altı.
- Veintiséis.
- Yirmi altı!
Veintiséis.
- Yirmi altı.
- Veintiséis.
Yirmi altı...
Veintiséis...
... yirmi altı bin üç yüz on yedi.
26.317.
... yirmi altı bin üç yüz on sekiz.
26.318.
Yine de, şehevi arzularının baştan çıkardığı yirmi altı paralı asker bana suikastta bulundu.
Aún así, 26 mercenarios, tentados por su lujuria carnal, se han confabulado para matarme.
Yirmi altı, lütfen.
- El veintiséis, por favor.
Yirmi altı.
- Veintiseis.
Sekiz, dokuz, on, on bir ve iki katı, bir on beşimiz var, toplam yirmi altı.
Ocho, nueve, diez, once... Y el doble de eso... Tenemos quince, veintiseis, y el doble de eso es...
Ama yirmi altı yıldır sana olan aşkımın hiç bitmediğini biliyorum.
Pero sí sé que en estos 26 años, nunca he dejado de amarte.
Sana seni yirmi altı yıldır tanıyan poponu avuçlamadan yanında yürüyemeyen bir adamla evlenme fırsatı sunduğumun farkında mısın?
Te estoy ofreciendo la oportunidad de casarte con un hombre a quien conoces desde hace 26 años y no puede evitar el deseo de tocarte el trasero cada vez que está cerca tuyo.
Yirmi altın para.
20 libras de oro.
... yirmi beş, yirmi altı...
Veinticinco, veintiséis- -
Yirmi altı saniye, sigara da içmiyor!
Veintiséis. ¡ Y no fuma!
Bir gün yirmi altı şilin ve dört sent aldım.
En un día saqué 26 chelines y cuatro peniques.
Dört kere altı, yirmi beş.
Cuatro por seis son- - 25.
Mesela, üç numaralı kulak altı numaralı burun ve yirmi yedi numaralı çene eşittir, General Yen.
Por ejemplo, oreja número 3... y nariz número 6... y barbilla número 27, y tenemos al General Yen.
Altı bin ölü, yirmi bin yaralı ve iki yıl süren savaş.
600.000 hombres asesinados 200.000 heridos... y dos años de guerra.
Yirmi-altı.
Veintiséis.
Şimdi, ölenler diriliyor... Kafalarında yirmi bıçak yarasıyla kalkıp, iskemlemizi alıyorlar altımızdan.
En cambio, ahora vuelven a alzarse con veinte heridas mortales en la cabeza... y nos expulsan de nuestros sitiales.
Yirmi altı.
Veintiséis.
Onun için altın, yirmi hatipten daha etkili olur. Eminim karşılığında ne iş isterseniz yapar.
El oro para él vale como 20 oradores, sin duda, lo convencerá de lo que sea.
Yol parasını ödedikten sonra yirmi dokuz rupee ve altı anna kaldı.
Me quedan 29 rupias y 6 annas de las 30 que me dio mi madre.
Denizler altında yirmi bin fersah.
Veinte mil leguas bajo el mar.
- Altı dolar yirmi sent.
- 6 dólares y 20 centavos.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... seis, siete, ocho, nueve, diez, once doce, trece, catorce, quince, dieciséis... veinte.
... on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
14, 15, 16, 17, 18, 19, 20.
On altı artı altı... Yirmi iki.
16 y 6 suman 22.
Yirmi İspanyol altını.
Veinte doblones.
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
Nada más.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi!
Uno, dos tres, cuatro, cinco seis siete, ocho, nueve diez once, doce trece, catorce quince, dieciséis diecisiete, dieciocho diecinueve, ¡ veinte!
Ve saat 06 : 20'de. Defonte konuşmasının sabahında, gece yarısından sonra altı saat yirmi dakika, bu konuşmayı yazıyor olduğunu iddia ettiğin zamandan yedi saat 20 dakika sonra ve dünyayı şoka sokarcasına,
Y a las 6 : 20 de la mañana... 6 horas y 20 minutos después de medianoche, 7 horas y 20 minutos... después de la hora en la que Ud. dice que estaba escribiendo el discurso... para sorpresa del mundo, los chinos se retiraron de los Juegos Olímpicos.
Yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi... on altı, on beş... on dört, on üç... on iki, on bir...
20, 19... 18, 17 - 16, 15... 14, 13... 12, 11 -
Yani yirmi dakika zamanın varsa, o liste altındakilere bakıyorsun... ve sana o sürede pişirebileceğin bütün yemekleri söylüyor.
Sabéis, si sólo tienes 20 minutos, sólo miras las de 20 minutos... y te dice todas las que puedes hacer en ese tiempo.
Amiral bana donanma ve sahil korumadan orada, yirmi uçak ve altı gemi olduğunu söyledi.
Entre la Marina y los guardacostas, han salido un total de veinte aviones y seis barcos.
Her yirmi dakikası sadece beş altın.
Sólo cinco monedas de oro por persona y por veinte minutos.
Her yirmi dakikası, sadece beş altın.
Sólo cinco monedas de oro por persona y durante 20 minutos.
Altı ay boyunca yılın biyonik yirmi pound ödüllü maraton şampiyonu.
La maratón biónica anual de los seis meses para perder 10 kg de peso.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi -
Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis siete, ocho, nueve, diez, once 17, 18, 19, 20...
Şu lanetli bacağıma bakın ; ... henüz yirmi üç yaşındayken bir vanilya fıçısının altında kaldı.
Mire esta pobre pierna, aplastada por un barril de vainilla cuando era un mozuelo de 23 años.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]