Öyle değil Çeviri İspanyolca
35,792 parallel translation
Öyle değil mi?
¿ No es así?
Hiç de öyle değil.
Para nada.
Ama bunun yerine ona çok hassas bir bilgi verdi. Öyle değil mi Levi?
Pero a cambio le dio información muy confidencial. ¿ Verdad, Levi?
Bana göre ise, öyle değil.
Para mí, no es así.
O bir Siyahi Amerikalı, Güney'deki çoğu mangal ustası öyle değil.
Que es afroamericano, lo cual es raro entre expertos en barbacoa en el Sur.
Yani bu durum biraz şüphe verici, öyle değil mi?
¿ No te parece que es, no sé, un poco sospechoso?
Tanışıklığımız çok eskiye dayanıyor, öyle değil mi?
¿ No te parece que nos conocemos desde hace mucho?
Öyle değil mi Pam?
- ¿ O sí, Pam?
Onun üzgün bir suratı kabul etmeyeceğine de eminim, öyle değil mi?
Pero ella no acepta una cara triste... No.
Öyle değil mi Doktor Yedlin?
¿ No es así, Dr. Yedlin?
Ama söz konusu olan sadece senin kaderin değil, öyle değil mi?
No solo es el tuyo, ¿ verdad?
O kadar değerli ve gerekli ki. Sence de öyle değil mi?
Tan preciosa y necesaria, ¿ no estás de acuerdo?
Öyle değil mi Margaret?
¿ Verdad, Margaret?
Zamanlama her şeydir, öyle değil mi? Çeviri : Valda
El tiempo lo es todo, ¿ verdad? Podrían ser miles o quizás más de ellos.
Dinlemez, öyle değil mi?
Solo... no escuchó, ¿ verdad?
Bu birinin katkı sağlayabileceği en önemli yol, öyle değil mi?
En realidad es la forma más importante en que una puede contribuir, ¿ no?
Sizce de öyle değil mi?
¿ No crees?
Öyle değil mi? Tekrar yapabileceğim anlamına gelmez.
No significa que pueda otra vez.
Doğru ama tam öyle değil, o ve ben özeldik.
Es cierto, pero no es como si él y yo éramos exclusiva.
Öyle değil benim...
No es...
Öyle değil, bunu anla.
Bueno, no, así que a través de su cabeza.
Ama öyle değil.
Bueno, no lo es.
Sizce öyle değil mi?
- ¿ No te parece?
Sen kötü bir insan değilsin Glen, öyle değil mi?
Tú no eres mala persona, Glen, ¿ verdad?
Öyle değil mi?
¿ Verdad?
- Eşleşme bulundu. - Bu inanılmaz, öyle değil mi?
Es sorprendente ¿ No es así?
Çoğu insan buna "aldatmak" diyor, öyle değil mi?
La mayoría de las personas lo llaman "engaño" ¿ no?
Otopsiler ölüm nedenini bulmak için yapılıyor sanıyordum. Dwight'i siz öldürdünüz, öyle değil mi başkomiser?
Pensé que las autopsias sólo se utilizaban para determinar la causa de la muerte, y usted mató a Dwight, ¿ No Capitán?
Hayır... Öyle değil...
No... no es eso...
Deli olmadığı müddetçe kim böyle bir geçmişi ortaya çıkarır. Öyle değil mi?
¿ Quién revelaría un pasado así a no ser que estés loco o algo parecido?
Buraya gelip, bir hapishane filmi gibi olacağını düşündün. Ama öyle değil.
Entraste aquí pensando que esto iba a ser como en una película de cárceles, pero no es así.
Hayır, öyle değil.
No hables locuras.
Hayır, hayır. İnsanlar paralarını saklar, öyle değil mi?
No, la gente oculta dinero.
Ekstra ağırlık dengede kalmana yardımcı olur, öyle değil mi?
Con un poco más de lastre, mejor se navega, ¿ no?
Hem herkes Japon eriştesi sever, öyle değil mi?
Y a todos nos gusta el ramen. ¿ Cierto?
Farklı bir galibiyet olabilir, sence de öyle değil mi?
Sí, ¿ debería estar disparejo, no crees?
Gerekenden fazla zamanın vardı bence. Sence de öyle değil mi?
Usted ha tomado más que suficiente tiempo, ¿ no le parece?
Neden? Çünkü anlaşmamız öyle değil.
Si interfiere con el caso, esa placa se va.
Aslında, tam olarak öyle değil.
No, no así.
Hayır, öyle bir şey değil.
¡ No! No es eso.
Resmen öyle ama bazı arkadaşlarınız o kadar bekleyemedi, değil mi?
Oficialmente, sí. Pero algunos de sus amigos no esperaron tanto, ¿ verdad? ¿ No es así?
Takip ettiğiniz bir yönerge vardı, değil mi? Öyle olmalı.
Pero seguían algún criterio, ¿ no?
- Aynen öyle, sifonla gönderilmişsin çöplüğe! En azından ben doğmuş gibi gözüküyorum bir yeraltı laboratuvarında işkence görmüş inek tarafından sıçılmış gibi değil.
A mí al menos me dieron a luz, tú pareces un zurullo de una criatura creada en un laboratorio subterráneo.
Hayır, öyle bir şey değil.
No, no es eso.
Başladı tabii ama şunu anlamalısın ki bu öyle hemen olabilecek bir şey değil, Patrice.
Oh, sí. Pero ahora, entiende que esto no va a ser de inmediato, Patrice.
Öyle bir şey değil bu.
- No es así
Başımın derde gireceğini sanmıştım ama öyle bir şey yok değil mi?
Pensé que estaba en problemas, pero... No estoy, ¿ verdad?
Öyle, değil mi Axl?
Ooh, eso es todo. ¿ No es, Axl?
Hem öyle hem değil.
Lo es, y no lo es.
Öyle değil mi?
Ya saben.
Hayır, öyle bir şey değil. Ne istersen yapmalısın.
¿ Qué le hiciste a Maya?
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle değilmi 21
öyle değil miydi 23
öyle değildi 30
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
öyle degil mi 23
öyle değilmi 21
öyle değil miydi 23
öyle değildi 30
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154