Üzgün müsün Çeviri İspanyolca
216 parallel translation
Canım, canım bu çocukları dünyaya getirdiğimiz için üzgün müsün?
Cariño, cariño... ¿ Lamentas haber tenido hijos?
Hala üzgün müsün, Tim?
¿ Aún estás enojado, Tim?
Buraya geldiğimiz için üzgün müsün?
¿ Te arrepientes de haber venido?
Seni getirdiğimize hala üzgün müsün?
¿ Aún lamenta haber venido?
Gittiği için üzgün müsün?
- ¿ Te disgusta mucho?
Ayrıldığın için üzgün müsün, Deniz Meleği?
¿ Lamentas tener que marcharte, Esposa Marina?
Sonra ağlayıp diyeceğim ki, "Benim için gerçekten üzgün müsün?"
Entonces lloraré y diré : "¿ De verdad sientes lástima por mí?"
- Üzgün müsün, Karin? - Aslında üzgün değilim.
- ¿ Estás triste, Karin?
Hala üzgün müsün?
¿ Pero todavía estás triste?
Seni Ambléve'den çıkardığım için hala üzgün müsün?
¿ Le duele que le sacara de Amblève?
Annem öldüğü için üzgün müsün?
¿ Te disgusta que haya muerto mamá?
Sana ilişmediği için üzgün müsün?
¿ No intentó nada molesto?
Yaptıkların için üzgün müsün?
Está arrepentido por lo que hizo?
Ya polis? Beni ıskaladığına üzgün müsün?
¿ También querrías que la poli me hubiera matado a palos?
Çok mu üzgünsün, yoksa sadece üzgün müsün?
¿ Lo sientes de verdad?
Gittiği için sahiden üzgün müsün?
No se puede.
Şu an, üzgün müsün?
¿ Está triste ahora?
Gitmediğin için üzgün müsün?
¿ Te da lástima que no fuiste?
Ne, hala kayıp bir çift paten yüzünden üzgün müsün?
¿ Aún sigue disgustada por la pérdida de los patines?
Bunu yaptırdığına üzgün müsün?
¿ Te arrepientes?
Bunun için üzgün müsün?
¿ Le sabe mal?
O kadın hayatım boyunca başıma gelen en iyi şey. Ve sen, üzgün müsün?
Esa mujer es lo mejor que me ha pasado en la vida. ¿ Y tú lo sientes?
- Onlar için üzgün müsün?
- ¿ Sientes lastima por ellos?
Benimle olduğun için üzgün müsün?
¿ No te molesta estar conmigo?
Benimle tanıştığın için üzgün müsün?
¿ Entonces, lamentas haberme conocido?
Bu gece geldiğin için üzgün müsün?
¿ Siente haber venido esta noche?
Burayı bırakıp yeni bir hayata başlayacağın için üzgün müsün?
¿ Estas triste por irte de aquí y empezar de nuevo?
Beni yalanlıyormusun, seni b.k çuvalı yaptığım için üzgün müsün?
¿ Me esta contradiciendo, saco de estiercol?
Gittiğim için üzgün müsün?
¿ Te apena que me vaya?
Benim bütün evim yandı ve sen üzgün müsün?
¿ Quemaste mi casa y lo lamentas?
Golf sahandan geçmeme izin vermediğine üzgün müsün?
¿ No se arrepiente de no haberme dejado pasar?
Sana söylediğim zaman kaybolmadığın için üzgün müsün?
¿ Te lamentas el no haberte ido cuando te lo pedi?
Sen üzgün müsün?
¿ Tú lo lamentas?
Annelik yapmaktan vazgeçtiğine üzgün müsün?
¿ Lamentas dejar de ser madre adoptiva?
Sen üzgün müsün?
¿ Tú estás triste?
Hey Lisa, o cazcı için hala üzgün müsün?
Lis, ¿ aún estás triste por lo del tipo que tocaba jazz?
- Oh, üzgün müsün?
- Oh, te disculpas?
- üzgün müsün?
- te disculpas?
Oh, üzgün müsün?
- ¿ Lo sientes?
Sen üzgün müsün?
Vikram - ¿ Sí? - ¿ Ha leído noticias de Manav Mehta?
Uçak düştüğü için üzgün müsün?
¿ Lamentas que el avión se haya caído?
Pellegrini, naber, üzgün müsün?
Pellegrini, ¨ qu pasa? ¨ Est s triste?
- Ve sen üzgün müsün?
- ¿ Y está triste por ello? .
- Baban burada olmadığı için üzgün müsün?
¿ Te lamentas de que tu padre no se haya reunido con nosotros?
- Peki üzgün müsün? - Hayır.
- ¿ Estás enojado?
sana söylediğim zaman kaybolmadığın için üzgün müsün?
, ¿ ahora te arrepientes de no haber escapado?
Üzgün müsün? Göçük hâlâ orada. Ve üzgün olman bunu değiştirmiyor.
La abolladura aún sigue ahí y la pena no la va a reparar.
O orospuyu annemin yatağına soktuğun için üzgün müsün?
¿ Y de traer a esa zorra a la cama de mamá?
üzgün müsün?
¿ Estás trastornado?
Gerçekten üzgün müsün?
¿ Porqué tienes esa cara?
Çalamadığın için üzgün müsün?
¿ Estás preocupada porque no tocas?
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94