Basınc Çeviri Fransızca
5,486 parallel translation
Kan basıncı tavana vurmuş, ama glikoz seviyesi tamamen normale dönmüş.
Sa tension est élevée, mais son taux de glucose est redevenu normal.
Kan basıncı düşüyor.
ah, il s'enfonce.
Temporal lobdaki tümör kafa içi basıncını yükseltmesiyle durumu tutuk ve tepkisiz.
en crise et sans réaction dû à une augmentation de la pression crânienne depuis le lobe temporal.
Kan basıncı 140.
Son taux est d'environ 140.
Şişiyor. Bu da basıncı arttırıyor.
Ca enfle et ça augmente la pression.
Kan basıncı kaç?
A combien est sa pression sanguine?
Duyma kaybı, kafa içi basıncında artış, yüzde karıncalanma...
Perte d'audition, hypertension intracrânienne,
Basıncı azaltmak için ufak patlamalar yaparlar. Yoksa devasa bir patlamayla karşılaşman işten bile değil. Pompeii'nin patlaması gibi.
Elles ont constamment besoin d'avoir de mini éruptions pour laisser échapper une partie de la pression, sinon tu vas être frappé par une énorme, comme une énorme, comme une putain de Pompéi ( Italie ) comme ta fiancée dormant avec le maire.
Kocanızın beynindeki basıncı azaltmak için ameliyata ihtiyacı var.
Votre mari a besoin d'une opération. Pour relâcher la pression de son cerveau.
Nabzı düşük ama kan basıncı çok yüksek. Önce öldüğünü düşünmüştüm.
Son pouls est lent mais la pression sanguine atteint des sommets au début, j-je pensais qu'il était mort
Beynine olan basıncı durdurmalıyız. Tamam.
Son cas est grave!
Kan basıncı 70'e 40.
Tension artérielle à 70 / 40.
Kan basıncı normala dönüyor.
La tension retourne à la normale.
- Kan basıncı?
- Tension artérielle?
- Düşük kan basıncı iyi.
- Moins c'est meilleur.
Kan basıncı normalleşıyor.
La tension se normalise.
Tejal, kan basıncı?
Tejal, tension artérielle?
Kan basıncı düşüyor.
La tension chute.
Basıncı desteklendi.
Sa tension remonte.
Kan basıncı düşüyor.
La pression sanguine chute toujours.
Kan basıncı yükseliyor ve nabzı düşüyor.
Son B.P. est en hausse et son rythme cardiaque est bas.
Basıncı azaltmak için ilaca başlamalı mıyız?
Doit-on lui donner ses médicaments, faire baisser cette pression aussi? Non.
Banyodaki su basıncı bir harika.
La pression de l'eau de la salle de bain est formidable.
Kan basıncı sistolik 70.
Pression sanguine à 70 systolique.
Kan basıncı iyi görünüyor.
Sa tension artérielle parait bien.
Bu adamın duşundaki su basıncıyla uğraşmaktansa uyuşturucu çetesiyle uğraşmayı tercih ederim.
Je préférerais m'en prendre au Cartel de Sinaloa, que d'avoir à faire à la pression de l'eau de sa douche.
Vakum basıncının üstünden yakıt geçer. Yakıt odasında yanmadan önce yakıtın havayla karışması gerekir.
Et bien, la pression d'aspiration sous vide retire le combustible et mélange le liquide avec de l'air avant de l'envoyer dans la chambre de combustion.
Kan basıncı 85 / 50.
Pression artérielle de 85 / 50.
Şu an sakinleştirilmiş vaziyette ama kan basıncı ve solunumu sabitlendi.
Eh bien, on l'a endormie, mais sa pression artérielle et sa respiration se sont stabilisés.
Biz basıncı kesene dek motoru patlatmadan 15 tur gitmen gerek.
J'ai besoin que tu tiennes le coup pour les prochains 15 tours sans essouffler le moteur jusqu'à ce que nous puissions le changer.
Bence su basıncını kast ediyor.
Il parle de la pression de l'eau.
Düşük kalp atış sesi, basınç azalması, göğüste teavma.
Bruits du cœur attenués, chute tensionnel, trauma thoracique.
Eşit basınç.
Pression équivalente.
- Su basınç farkı yaratacak.
La pression d'eau crée un joint d'étanchéité.
Sanırım orada basınç iki atmosfer.
La pression est là de 2 bar.
- Basınç.
- Pression.
- Bir tümöre benziyor ve acınıza onun yaptığı basınç sebep oluyor.
- C'est une tumeur, et c'est ce qui fait monter la pression et qui cause votre douleur.
Acil basınç azaltıcı hemikraniyektomi yapıldı.
Une hémicraniectomie décompressive d'urgence a été pratiquée.
Kafa içi basınç artışı belirtisi var mı?
Des signes d'augmentation de la pression intracrânienne?
Basınç geri geliyor.
La tension est remontée.
Basınç düğmesi patlayıcılara bağlanmış gibi gözüküyor.
Ca ressemble à un interrupteur à pression relié à de gros explosifs.
Doktor, basınç düşüyor.
Docteur, la pression chute.
Tamam, üstüne basınç uygula.
Okay, maintiens une pression ici.
Uyluk arterlerini kesti ve sonra kurbanın kanını boşaltmak için göğsüne basınç uyguladı.
Il a coupé les artères fémorales puis effectué des compressions thoraciques dans le but de vider le sang de la victime.
Bu darbe ile göğüs kemiği kalbe basınç uygular.
Ca enfoncerait le sternum jusqu'au coeur.
Çadırdaki ters basınç, sızıntı olmasını engelledi.
La pression négative dans la tente empêche quelque chose de s'échapper
Yaşadığımız patlama sonrası basınç kaybına bakarsak, tüm lastik yanağının patlamış olmasını beklerdim.
Je pensais trouver le flanc complètement explosé, vu la décompression explosive que l'on vient de subir.
Evet, midem patlama sonrası basınç kaybını yaşadı.
C'est mon estomac qui subit une décompression explosive.
Şuradaki basınç epey yüksek görünüyor.
La pression semble élevée
Basınç regülatöründe bir şeyler ters gitti.
Quelque chose ne va pas avec le régulateur de pression.
Şuna bak. Şu an Long Island'a doğru alçak basınç uyguluyorum.
Je pousse un système à basse pression à travers Long Island maintenant.
basınç 29
basın 48
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başına dikkat et 60
başını dik tut 33
başının çaresine bak 19
basın 48
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başına dikkat et 60
başını dik tut 33
başının çaresine bak 19