Ben biraz Çeviri Fransızca
8,530 parallel translation
- Ben biraz sonra geleyim. - Çok iyi olur.
- Je reviens tout à l'heure.
Ben biraz pislik gibi davrandım.
J'ai été bête.
Ama ben biraz berbatım.
Mais, je n'ai pas vraiment la tête de l'emploi.
Ben biraz yoğunum bu aralar.
Tu sais, je suis un peu débordé là.
- Ben biraz bakayım, sen sipariş ver.
Non, je vais regarder, allez-y commandez.
- Fark ettin mi bilmiyorum ama ben biraz farklıyım.
Je ne sais pas si tu l'as remarqué mais je suis un peu différent.
Ben biraz yoruldum, çocuklar.
Ca commence à me fatiguer, les gars.
Noel Baba, ben biraz uzun kalabilir miyim?
Père Noël, puis-je rester un peu plus longtemps?
Ben biraz... Petra'yı ondan çalmış oldum.
J'ai lui ai... en quelque sorte volé
Sen kal ben biraz kahvaltılık alayım ve belki de temiz bir yerde işerim.
Tu restes... Je vais courir et nous ramener un petit déjeuner et peut être faire pipi quelque part avec un siège de toilette.
Ben biraz hava alayım.
Je vais prendre une pause.
Bak, biraz zorlaştığının ben de farkındayım ama orada gerçek bir hayat eğitimi de alıyorsun bitirince özel okuldakiler gibi sudan çıkmış balığa dönmeyeceksin.
Écoute... Je sais que c'est un peu dur, mais... tu apprends la vraie vie, là-bas. Dans le privé, t'es dans une saloperie de cocon.
Ama dur biraz, neden hacklediğiniz bu güvenli hatta muhabbet etmeye devam etmiyoruz ki ben de yerinizi belirleyeyim. Ve yüz yüze güzel anlar yaşamayalım?
Mais pourquoi on continuerai pas de parler sur cette ligne sécurisée que vous piratez pour que je puisse vous localiser et enfin se rencontrer?
Son zamanlarda biraz rahatsız gözüküyordun. Ben de işten sana vitamin getirdim.
Tu sembles un peu palot en ce moment, donc je t'ai rapporté des vitamines du boulot.
Bence, Zelda ile ben aydönümümüz sebebiyle biraz fazla heyecanlı olabiliriz.
Zelda s'est un peu trop excitée à propos de notre premier mois ensemble.
Biraz tuhaf ama ben kahverengi labrador ve border collie ile büyüdüm ve onları özlüyorum.
Un peu bizarre, mais j'ai grandi avec un labrador et un border collie, et ça me manque de ne plus les avoir, donc... tu vois, mais je vis dans un tout petit appartement maintenant,
Gidip biraz uyuyayım ben.
Je devrais probablement aller dormir.
Ve ben ona biraz daha ağırdan almasını söylemek istedim.
Et je dois juste lui dire de baisser un peu le ton.
Hayır, ben aslında biraz üşütmüşüm de.
Non, j'ai... J'ai un rhume, en fait.
Bana biraz dağılmış gibi geldi yani. Ben...
Oh je ne sais pas...
Bakın, çılgınca olduğunu biliyorum ve başlarda ben de ne yapacağımı bilmiyordum biraz kendimden emin hissettim farklı hissettim diyelim.
Ecoute, je sais que ça semble fou, et au début, je ne savais pas quoi faire de lui, Ayant été élevé... Je dirais "différemment."
- Jeff, ben- - - Biraz konuşabilir miyiz Dr. Torres?
Dr Torres, je peux vous parler?
Ben de diğer herkes gibi bir insanım sadece biraz daha insan, üstün-insan gibi...
Mais encore plus humain. Extrahumain. Ou... surhumain.
Dur biraz. Ne yapacağım ben şimdi?
Qu'est-ce que je dois faire?
Gördüğün gibi ben normal vampirlerden biraz farklıyım.
Tu vois, je suis un peu différent d'un vrai vampire.
Belki de Terry ve Ben gölde biraz gezinmeliyiz.. yalnız başımıza..
Peut-être que Terry et moi pouvons allez sur le lac... seul.
Ben ilkokula giderken, Toby Jenkins haftada bir kere öğle yemeği paramı alırdı bana biraz çılgınca hikaye anlatmıştı ve benim de doğruyu söyleyip söylemediği konusunda karar verme kabiliyetim yoktu.
Quand j'étais à l'école primaire, Toby Jenkins avait l'habitude de prendre l'argent de mon repas une fois par semaine, il me racontait des histoires folles et parce que je n'ai pas la capacité naturelle de déterminer si ce qu'il me disait était la vérité ou pas,
Ben de biraz ödüllendirilmem gerektiğini düşündüm.
Je pensais, que peut être, je devrais avoir une récompense.
Yaşlı Haskell ve ben, kurtlar sofrasında biraz ayrı düştük.
Le vieux Haskell et moi avons eu un différent au craps.
"... biraz da ben kullanayım. " gibi olurlardı.
"Laisse-moi profiter un peu de ce spongieux fouet".
Ben de daha az Ryan Gosling gibi olup biraz daha sıradan bir adam gibi olabilirmişim diyorum.
et un peu plus "comme tous les hommes".
Biraz daha yatağımın altında uzanayım ben.
Je crois que je vais aller m'allonger un peu.
Belki de biraz ara versen iyi olur.
Ben, prends une pause peut-être.
Ben de biraz çöp karıştırdım ve...
Donc j'ai fais un peu les fonds de poubelles, et..
Ben sahte, sıradan kızları severim. Biraz yaşını almış güzel kızları da.
J'aime les filles quelconques qui font un gros effort et les canons qui en font trop.
Ben hâlâ bunun iyi bir şey olabileceğini düşünüyorum beyler. Biraz tatil yapabiliriz.
Je continue à croire que ce sont de bonnes nouvelles.
Iıı, ben-ben oraya gittiğimde biraz kafam iyiydi.
J'étais vraiment dans les vaps à ce moment-là.
Babanla ben Harry Potter Dünyası hakkında biraz araştırma yaptık ve üzgünüz ahbap ama çok pahalı. Gidemeyiz.
Ton père et moi avons fait quelques recherches sur le monde d'Harry Potter, et on est désolé bonhomme, mais c'est trop cher.
Çünkü ben her zaman seni koruyamam o yüzden kendine biraz daha dikkat etmek zorundasın.
Parce que je ne serais pas toujours là pour te couvrir. Tu vas devoir apprendre à t'occuper mieux de toi. Ok.
Dur biraz, ben senden istedim diye mi öyle söyledin?
Attends, est-ce que tu as dit ça parce que je te l'ai demandé?
Dur biraz, ben senden istedim diye mi öyle söylüyorsun?
Attends, tu dis juste ça parce que je te l'ai demandé?
Ben sadece biraz gerginim.
Je-je-je suis juste un peu nerveux.
Of be, arkadaş. Ben ne zaman biraz hareket görebileceğim?
Quand vais-je voir de l'action?
Ben sadece seni biraz tanımak istedim.
Je voulais juste essayer de te connaître un peu mieux.
Annemin de parası yok, o yüzden birinin biraz para kazanması gerekiyor ki ben de bunu yapmaya çalışıyorum işte.
Et maman n'a pas d'argent non plus, donc quelqu'un doit gagner de l'argent, ce que j'essaye de faire.
Pişman olmak çünkü bu aptalca bir hayal değil. Ben de sana biraz destek çıkabilirim yani.
Et bien, tu ne devrais pas Regretter parce que ce n'est pas un rêve stupide et je peux un peu donner trop, tu sais?
Ben konseptime bunca zaman ve enerji harcamışken sen kalkıp az biraz tanıdığımız ve hoşlanmadığımız insanlara bir şey kanıtlamak için hepsini pat diye kaldırmışsın.
Tu sais, j'ai mis beaucoup de temps et d'énergie dans mon projet, mais tu as tout arrêté, pour prouver quelque chose à des gens qu'on connaît à peine, et qu'on n'aime même pas!
James de ben de Austin'e gelmeden önce biraz gergindik.
Je pense que James et moi étions un peu stressés avant de venir à Austin.
Programın sahnedeki sunumunu her zaman ben yapardım. Bir gün, Johnny Cash'i takdim etmeye hazırlanıyordum. O sırada onun biraz huzursuz olduğunu fark ettim.
Je fais toujours les introductions au spectacle depuis la scène et j'étais prêt à introduire Johnny Cash quand j'ai noté qu'il était un peu agité hors scène.
Ben daha biraz önce gördüm.
Je viens de le voir.
Ama ben bilgi alana kadar biraz bakıcılık yapmanı istiyorum.
Garde-le un petit moment jusqu'à ce que j'ai quelques infos.
ben birazdan gelirim 22
ben birazdan dönerim 18
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
ben birazdan dönerim 18
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha kal 33
biraz bekle 203
biraz sakin ol 53
biraz daha iyi 17
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha kal 33
biraz bekle 203
biraz sakin ol 53
biraz daha iyi 17