Ben olmasaydım Çeviri Fransızca
607 parallel translation
Ben olmasaydım, onun işlediği günahlar daha az ehemmiyetli olurdu.
"Son péché aurait été moins grand si ce n'est pour moi."
Şimdi Tara'da annenle olacaktın, değil mi? Ben olmasaydım.
Tu serais à Tara avec ta mère... si je n'étais pas là.
Eğer ben olmasaydım, burası bir intihar yüzünden kapanmış ve hepiniz işsiz kalmış olurdunuz.
Mais sans moi, cet endroit serait ferme pour cause de suicide!
Matmazel, o adam öyle biri- - Ben kadın olsaydım ve ben olmasaydım, Rick'e aşık olurdum.
Si j'étais une femme, c'est le genre d'homme... dont je tomberais amoureuse.
Eğer ben olmasaydım, O çoktan buralardan gitmiş olurdu.
N'était-ce pour moi, il serait parti depuis longtemps.
Konuşan ben olmasaydım şehirdeki en güzel kız olduğunu söylerdim.
Si ça ne sortait pas de ma bouche, je dirais que t'es la plus jolie des filles.
Ben olmasaydım herkes daha mutlu olurdu.
Si je n'avais pas été là, tout le monde irait mieux.
Ben olmasaydım işi olmazdı, çünkü bensiz Paramount olmazdı.
Sans moi, il n'aurait pas de travail, le studio n'existerait pas.
Bu gemiyi benim paramla bitirdiniz. Ben olmasaydım Dünya'yla birlikte silinirdiniz!
Si je n'avais pas financé ce projet, vous n'auriez pas survécu!
Ben olmasaydım şimdi Council City yolunu yarılamıştın.
Sans moi, vous seriez déjà à mi-chemin de Council City.
Ben olmasaydım, istasyondaki kuyunun dibini boylayacaktın, unuttun mu?
Sans moi, vous seriez dans le puits du relais. Vous vous en souvenez?
Ne zaman evi düşünsem ben olmasaydım dedim kendime
Des que je pensais à mon chez moi, je voulais être un autre
Ben olmasaydım, nasıl olsa başka biri yapacaktı.
Si ça n'avait pas été moi, ça aurait été un autre.
Ben olmasaydım şimdi bu kanyonda toprağa gömülmüştün... Komançiler saldırırken, hatırladın mı?
Sans moi, tu serais toujours dans le canyon où les Comanches t'ont attaqué.
Hem ben olmasaydım David Kıbrıs'ta Haganah'a çalışıyor olmayacaktı.
Sans moi, David ne serait pas à Chypre, à travailler pour la Haganah.
Ben olmasaydım, o iki adam büyük olasılıkla yaşıyor olacaktı
Sans moi, ces 2 hommes vivraient.
Ben olmasaydım Seçimleri kazanamazdın bunu da kazanamayacaksın.
Qu'en a-t-il fait?
Ben olmasaydım ölmüş olacaktın.
Vous seriez mort si je n'avais pas été là.
Eğer ben olmasaydım bugün sokaklarda olurduk.
sans moi, on serait à la rue, ça c'est moi qui te le dit.
Ölürlerdi, ben olmasaydım hepsi ölürdü.
Ils seraient tous morts, sans moi.
Ben olmasaydım, tüm varlıkları yok olup giderdi.
Des miracles! Sans moi, leur patrimoine serait parti en fumée. Au contraire, il est sain et sauf!
Ben olmasaydım, bölüğümden başka birisi olurdu.
Si ce n'avais pas été moi, cela aurait été un autre membre de ma section.
Eğer ben olmasaydım bir sürü insan acı çekmeye devam edecekti.
Sans moi, des gens souffriraient.
Ben olmasaydım ne yapardın?
Et si je n'existais pas?
Ben olmasaydım sadece Mumya Müzesi'nde oynayabilirdin.
Si je n'avais pas été là, tu aurais fini au musée de cire.
Ben olmasaydım daha fazla yatardın, sahtekar.
Sans moi, t'en aurais pris encore plus!
eğer öğrenirse... bir daha gitmeme izin vermez peki, amcama söylemem ben olmasaydım, ölmüş olabilirdin
Qu'y a-t-il? Ne dites rien au patron. Pourquoi?
Bu çocuğu anlamıyorum, garip davranıyor.. ... ben olmasaydım ölmüştü, yaşayamazdı.
On peut lui dire n'importe quoi, il n'ouvre jamais la bouche.
Yani, ben olmasaydım başka birisi olacaktı.
Je veux dire, si ça n'avait pas été moi, ça aurait été quelqu'un d'autre.
Ben olmasaydım, daha en başta, parayı çalmamış olacaktın.
Si tu ne m'avais pas rencontrée, tu n'aurais pas tant dépensé...
Ben teşkilatta olmasaydım, işi ucuza yapardım.
Si je n'étais pas flic, j'aurais fait le boulot pour rien.
- Ben denilen herif. O salak sorgu yargıcı züppenin teki olmasaydı... -... o yarım akıllının bir şey sakladığını anlardı.
Ce snob de coroner n'a même pas vu qu'il cachait quelque chose.
Eğer onlar olmasaydı, ben belki hâlâ bir peştemal içinde, yabani, batıl inançlı, cahil biri olarak etrafta koşturacaktım.
Sans lui, je serais encore un sauvage ignorant et superstitieux en pagne.
Söyle. Hastaneye ilk geldiğimde ben de senin gibiydim. Eğer o olmasaydı herhalde hala aynı olurdum.
Quand je suis arrivée j'étais comme toi, et je le serais encore si personne ne m'avait parlé.
Eğer o olmasaydı, ben- -
C'est lui qui m'a entrainée ici...
Kendi kızım olmasaydı, ona aynı soruyu ben de sorardım.
S'il ne s'agissait pas de ma fille, je lui poserais la question.
- Sanırım bunu ben de yapabilirdim. - Hayır yapamazdın. Ziyaretlerim olmasaydı ben de yapabilirdim.
Une exposition culturelle qui vous envoûtera, vous étonnera....
Dostlarım! Dostlarım, siz olmasaydınız ne yapardım ben?
Mes chers amis, que ferais-je sans vous?
Biliyorsun, ayağım böyle olmasaydı, Joyce'un görevini ben üstlenirdim.
Vous savez, sans ma cheville, je prendrais la place de Joyce.
Yasalar olmasaydı Slade uzun zaman önce öldürülmüş olabilirdi. Ben yasalara uymayacağım.
si y avait pas les lois ici, ya longtemps que je l'aurais tué lui a toujours enfreint ces lois
Ben burada olmasaydım, bunlar yaşanmazdı.
Si je n'étais pas venue ce soir, tout cela ne serait pas arrivé.
Dikkatli olmasaydım ben de onunla uçacaktım.
S'il faut que je grimpe encore, je vaudrai pas mieux que lui.
Eğer Joe olmasaydı ben de hastanede olmayacaktım ve eşimi tanıyamayacaktım.
Si Joe n'avait pas été là, je n'aurais pas été à l'hôpital et je ne l'aurais pas connue.
Aramızda kalsın ama, eğer o olmasaydı - Ama var ve ben onu bir bakımevine yerleştiremem. Sosyal yardım almıyoruz, biliyorsun.
Entre nous, si on l'avait pas sur le dos, mais bon... je n'ai pas le courage de la mettre à l'hospice.
Ancak şu an ölüyor olmasaydım ben de bunu sonuna dek götürürdüm.
Mais, à moins de mourir maintenant, j'irai aussi jusqu'au bout.
Gan Wen Bin, unutma! ben ve Jau Hai Shan'nin yardımı olmasaydı Bugün sende burda olamazdın!
Gan Wen-bin, n'oublie pas non plus que ta position actuelle, c'est aussi à moi et Zhao Hai-shan que tu la dois.
Ben iyi niyetli bir insan olmasaydım, bazılarımızın, diğer bazılarının... adli siciliyle ilgili yalan söylediğini düşünebilirdim.
Si je n'étais pas un homme de bonne volonté, je pourrais penser que certains d'entre nous mentent au sujet des séjours en prisons des autres.
Sen ve ben, bir takım olmasaydık.
Et ça va ensemble.
Ben olmasaydım onları almayacaktın.
Tu n'aurais rien eu, sans moi.
Sağol. Sen olmasaydın ben ne yapardım?
Qu'aurais-je fais sans toi?
Birinden borç para almaya çalışıyor olmasaydım, ben de seni düşünüyor olacaktım.
Si je ne cherchais pas à emprunter de l'argent, je devais penser à toi!
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77