English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Ben olsam

Ben olsam Çeviri Fransızca

3,902 parallel translation
Takas için görüşeceğiz. - Ben olsam ona da güvenmezdim.
Nous discuterons d'un échange.
Ben olsam isterdim. Şu mala bir baksana.
Moi-même, je voudrais me récupérer!
Ben olsam eğlenceli demezdim.
Je ne dirais pas marrante.
- Keşke sadece ben olsam.
Et bien, j'espère qu'il n'y a que moi.
O pisliklerden yardım alıyorlar ve ben olsam kazanıyorlar demezdim.
Ils ont été aidé par les mangeurs de pêches, et je ne dirais pas exactement qu'ils ont gagné.
Ben olsam o kadar gösteriş yapmazdım.
Tu n'es pas du FBI.
Efendim, ben olsam diğer istihbarat birimlerinde NSA'de, güvenlik konseyinde soruşturma başlatırdım.
Monsieur, j'ai commencé à chercher dans les autres services de renseignement.. La N.S.A., Conseil de Sécurité National.
Ben olsam kıpırdamazdım dombili. Tabii yanında ilk yardım malzemen yoksa!
Je ne ferais pas ça, mon gros, sauf si tu as un kit de réparation pour crevaison.
Ben olsam ilk oradan başlardım.
Parce que c'est ce que je ferai.
Ben olsam polisi işe karıştırmazdım...
Oh, je n'impliquerais pas la police...
Ben olsam buna bel bağlamazdım.
Je n'y compterai pas.
Ben olsam eve götürürdüm.
Je la ramenèrais chez moi.
Ben olsam realistik, pragmatik derdim.
Je dirais plutôt réaliste ou pragmatique.
- Ben olsam bu ufak bilgiyi sana söylemezdim.
- Mais gardez-le pour vous.
Ben olsam ben de satardım.
Je ferai peut-être pareil.
Ben olsam yapamazdım.
Je sais que je ne pourrais pas.
Ben olsam onu kullanmazdım.
Je n'utiliserai pas cela.
O yüzden, ben olsam 25,000 Dolar'ı alırdım.
Alors à votre place, j'accepterais les 25000 $.
İlla başta benim olmam gerekmiyor... Gerçi ben olsam daha iyi olur.
Je ne suis pas obligée d'être la responsable, même si c'est mieux quand je le suis.
Evet, ama ben olsam o kampanyanın başarılı olacağına bel bağlamazdım.
Oui, eh bien, je ne compterai pas sur le succès de cette campagne.
Ben olsam onu hayatta yalnız başına bırakmazdım.
Je ne voudrais pas les laisser seuls.
Halkın görüşü konusuna gelince, ben olsam pek endişelenmezdim.
Pour ce qui est de l'opinion publique, je ne m'en inquiète pas.
Ben olsam lanet olası bir depoda sürünmezdim, Linden.
Je vais pas me balader dans un entrepôt.
Ben olsam farklı bir kelime kullanırdım.
Je voudrais utiliser un autre mot.
Ben olsam bu kadar rahat olmazdım, Barnes.
A ta place je ne m'installerais pas trop confortablement ici, Barnes.
Ben olsam 01 : 00'e oynardım.
Je t'aurais donné 1 h.
- Ben olsam Londra'ya gitmezdim.
- Je ne pourrais pas aller à Londres, moi.
Ben olsam imrenmezdim. Biftek, ketçap ve gereksiz samimiyet mi?
Ça ne me plairait pas, tous ces steaks avec ketchup, et ces "salut mon pote, comment vas-tu".
Ben olsam endişe etmem.
Je ne m'inquiéterais pas.
Ben olsam buna çok güvenmezdim.
Je ne compterais pas là-dessus.
Ben olsam yapmazdım, Jim.
Jim, je ne ferais pas ça à ta place.
- Ben olsam kabinem de onu istemezdim.
Je ne le voudrais pas dans mon cabinet.
Eski ben olsam böyle söylerdim.
C'est ce que l'ancien moi aurait dit.
Arkady, yerinde olsam ben de böyle yapardım.
Je n'en ferais pas moins à votre place.
Sen bağış masasını, ve Tanrı-onaylı alkolsüz içecekleri yönetsen, ben de kreps masasına göz kulak olsam?
Non, que dirais tu de prendre en charge la table des donations et servir les breuvages sans alcool approuvées par Dieu.
Senin yerinde olsam ben de aynısını yapardım.
Et à votre place, je ferais la même chose.
- Ben olsam ümitlenmezdim.
Je n'espère plus trop.
Asıl mesele, ben burada olsam da olmasam da her zaman başka biri olur.
L'important, c'est que je sois là où non, il y aura toujours quelqu'un d'autre.
Sizin yerinizde olsam ben de güvenmezdim.
Je me sentirais pareil si j'étais à votre place.
Ben de senin yerinde olsam intikam almak isterdim.
Moi aussi je voudrais me venger.
Karel'in yerinde olsam, bu şartlarda ben de aynı tercihi yapardım.
Vu les circonstances, j'aurais fait pareil à la place de Karel.
- O zaman yerinde olsam o çürük morina kafalarının boğazından aşağı kaydığını düşünmezdim.
- Bon ben si j'étais toi, je ne penserais pas aux têtes de morues pourries glissant dans ta gorge.
Şu uyuşturucu olayının altını iyi çiz ve yerinde olsam ateş meselesinin kaza olduğunu söylerdim. Çünkü oradan deli olduğunu da çıkarırlar sonra bir de ben varım tabii.
Vraiment stressant le truc de la drogue, et je dirais donc que cet incendie était un accident, parce que c'est fou et après il y a moi.
Yerinde olsam ben de aramazdım.
Je ne me serais pas non plus appelé.
"Ben demiştim" diyen kadınlardan olsam şimdi tam sırasıydı.
Si j'étais le genre de femme à dire "je te l'avais bien dit", ce serait l'occasion
Uzun zamandır olduğun gibi yine rahatsızsın ve ben gerçekten iyi biri olsam sabretmeye devam ederdim ama gördüğün gibi etmiyorum.
Ok? Je suis une salope. Ouais.
Ben sevdiğim kişinin hayatını kurtarmak istiyor olsam polisleri değil, bizi arardım.
alors, si je voulais revoir un de mes proches vivants Je n'appellerai pas la police, Je nous appellerai nous. A chaque fois.
Ben senin yerinde olsam yapmazdım.
Oui, je ne ferais pas ça si j'étais toi.
Ben ne zaman görevde olsam kısa kestiririm.
Chaque fois que je suis sur le terrain, je les garde courts.
Ben onun yerinde olsam şu anda havaalanına gidiyor olurdum.
Si j'étais Molly, si je nous avais roulé et reçu ma paie, J'irais tout droit à l'aéroport.
Fakat olay şu ki bir İranlı'yla çıkmaya razı olsam ben de evlenmiş olurdum.
Moi aussi, je pourrais être mariée si j'acceptais de sortir avec un Perse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]