Bence o Çeviri Fransızca
4,249 parallel translation
Bence o dövme Salem'i mutlu etmiştir. Ama kızdırabileceği başka birini biliyorum.
Je parie que ce tatouage aurait rendu Salem heureux, mais je pense aussi à quelqu'un que ça aurait pu énerver.
Bence o çamurun diplerinde bir yerde, Justin Wade ateşle oynuyordu.
Je pense qu'entre les bains de boue, Justin Wade a joué avec le feu.
Adını hiç öğrenememiştim, ama bence o Dedektif Chandler'ın annesi olabilir.
Je n'ai jamais connue son nom mais je pense qu'elle aurait pu être la mère du Détective Chandler.
Bence o Dedektif Chandler'ın annesi olabilir.
Je pense qu'elle pourrait être la mère du Détective Chandler.
Bence o seni daha çok mutlu edebilirdi, Bennet.
Je pense qu'elle vous aurait rendu plus heureux.
Hayır. Ama bence o öyle istiyor.
Mais je pense que lui oui.
Bence o atisi kasten yaptin.
D'après moi, tu as fait exprès de réussir ce tir.
Bence o ve diğer "Emekli" arkadaşları aslında New York'u ele geçirmeye çalışan süper-zekalı goriller.
Je parie que lui et ses collègues "retraités" sont en fait des singes super intelligents complottant pour s'emparer de New York.
Farkında mısın bilmiyorum ama bazen onunla eğlenip onu küçük düşürüyorsun. O çok iyi biri bence ona daha çok destek olmalısın. - Bekle.
Je ne sais pas si tu l'as remarqué mais parfois tu te moques d'elle et elle a beaucoup à offrir, et je pense que tu pourrais lui apporter plus de soutien.
Bence o dönene kadar ağzımızı sıkı tutalım.
Je dis que nous gardons notre conseil. Jusqu'à ce qu'il revienne...
Bence o kazığı kalbinden çıkarıp yenilmez olduğunu kanıtlarken dahi zayıf hissettin.
Je devine que, alors même que tu retirais ce pieu de ton coeur et découvrais ton invincibilité, tu te sentais encore faible.
- Bence o da...
- Je pense qu'il voudrait...
Bence oğlunu bulana kadar o çiftliği terketmeyecek.
Mais il restera là jusqu'à ce qu'il trouve son garçon.
Dinle beni, bence o şey bir çeşit dünya dışı zeki canlı.
Écoutez, je pense que ce truc est une intelligence- -
Bence o herif çok insan öldürmüştür.
Je crois que ce type a tué beaucoup de monde.
Bence o iş çoktan halloldu.
Je pense que tu verras qu'elle a déjà été gérée.
Bence o kişi dostumuz Nigel.
J'imagine que c'est notre pote Nigel.
O uğursuz öğleden sonrada, bozulan tek şey parkmetre değilmiş bence. Yo!
IL me semble que ce n'était pas que le compteur qui était cassé ce fatidique après-midi.
- Bence artık o hareketi yapma.
Oui, je ne pense pas que tu devrais encore faire ça. Merde!
- Bence günlük bir şapkası o.
En fait, je pense que c'est juste son chapeau.
Bay O'Banion Cicero'nun yeni eviniz olmasını istiyor bence.
Je pense que... M. O'Banion souhaite votre installation à Cicero.
Bence, o ve kardeşi Grace suçsuz yere mağdur oldular.
Je pense que lui et sa sœur Grace étaient des dommages collatéraux.
Gördün mü? Bence artık o sert şeker kabuğunu aşıyoruz ve o güzelim insanlık dolu merkeze varıyoruz.
Je pense que maintenant nous sommes entrain de percer à travers une coque de sucre dur et d'entrer dans le ooey-gluant centre de ton humanité.
- Zavallı adam, o da bilmiyor bence.
- Je devais les arrêter... Pauvre veil homme, je me demande si il est au moins au courant.
Bence bir şeyler öğrenmenin zamanı geldi. Eğer bütün kuponlarını bir haftada kullanırsan, sana o yunus kuponunu alacağım ve seninle beraber kullanacağım. Bak ne diyeceğim...
Il est temps que tu apprennes une leçon.
- Dürüst olayım bence tanıştığım en zeki insan o.
Honnêtement, c'est le gars le plus futé que j'ai jamais rencontré.
O meseleyi aştık artık bence.
C'est de l'histoire ancienne.
- Bence, sonuç ne olursa olsun, o doğru şeyi yaptı.
Il a fait ce qu'il fallait, sans se soucier des conséquences.
Eğer her şey yolunda giderse o kayıt bence bütün Kardinaller Kurulu'nun sadakatini garanti eder.
Si tout se passe comme prévu, ces chroniques vous assureront la loyauté de tout le Consistoire.
Bence kurbanın bilekleri kelepçeliydi ve kelepçeler adam öldükten sonra çıkarıldığı için o sıyrık kanamadı.
Je pense que les poignets de la victime ont été entravés par des menottes qui ont été retirées après la mort, c'est pourquoi la coupure n'a pas saigné.
Bak, o silahlı adam konusunda bana yardım ettiğin için sana minnettarım ama bence artık gitsen iyi olur.
Écoutez, j'ai vraiment apprécié ce que vous avez fait avec le mec et l'arme, mais je pense qu'il est temps pour vous de partir.
Bizi ayıran o kubbe varken bence daha çok kendi ülkemizi kuruyor gibiyiz.
Vraiment? Avec ce dôme nous coupant du monde, Je dirais que nous sommes plus à la recherche de notre propre pays chaque jours.
Belki, bir gün, daha ciddileşirse, bilirsin, o zaman, uh, olursa, ve biz, uh, koridorda konuşuyoruz, yani, ve... yanlış söylüyorum, yanlış söylüyorum, çünkü, uh, dilim dolandı, um... uh, çünkü bence sen
Si un jour ça devient plus sérieux, tu vois, heu, beh, ça le sera et on, heu, on descendra l'avenue, tu vois, et... Je me suis embrouillé, parce que hum, je suis fatigué.
Hangisi olursa olsun, bence sizin Sam'e o kadını artık eve sokmamasını söylemeniz gerekiyor.
De toute façon, je pense que vous devrez dire à Sam qu'il ne peut pas l'emmener chez vous.
Bence bu o olmalı.
Je crois que c'est ça.
Ama uzun zamandır yapmıyorduk ve bence artık Callie ve Jude'da burada o yüzden geleneği yeniden başlatmak eğlenceli olacak.
On a juste perdu l'habitude, et je pense que maintenant que Callie et Jude sont là, ce serait bien de reprendre la tradition.
Ve bence ne kadar çabuk o kadar iyi.
Et je pense que le plus tôt sera le mieux.
Bence babamı o öldürdü.
Je pense qu'elle a tué papa.
Bence bu o olabilir.
Je pense que ça y est.
Bence bunu o şey yaptı.
C'est que le début.
Saçına pek çok kadından daha çok şey süren birinin lafları o kadar kırıcı olmuyor bence.
Tu sais, je ne me sens pas vraiment insulté par un homme qui utilise plus de produits dans ses cheveux que la plupart des femmes.
Hokey annesini tutuyoruz ama bence katilimiz o değil.
Nous tenons une mère d'hockeyeur, mais je ne pense pas qu'elle soit notre tueur.
Bence, o aptal otobüsün tepesinde bir ayak lifimi veya onun gibi bir şeyi yırttım.
Je pense que je me suis déchiré un ligament ou quelque chose au-dessus de ce stupide bus.
Bence sen değişmemişsin. Yani o kadar fazla.
J'ai le sentiment que tu n'as pas changé tant que cela
Bence, o gece kavga ettiler, Jill Caleb'i aldı ve Juarez'e doğru yola koyuldu... Gidemedi ama.
Je pense qu'ils se sont battus cette nuit, elle a pris Caleb, est partie à Juarez, et n'y est pas arrivée.
O herkes için zor oluyordur bence.
Je crois que c'est difficile pour tout le monde.
Eğer doğru insanlar ona inanırsa.. ve bence inanmalılar da- - o zaman evet..
Si les bonnes personnes le croient, et je pense qu'elles le pourraient, alors oui.
Ama gayet katılar yani o yüzden sıkıntı yok bence.
Mais tu sais, ils sont très fermes, donc tu as ça pour toi.
Bence o bir vatansever.
C'est un patriote.
O ne? - Bence alıcı.
- Je pense que c'est le récepteur.
Bence servis tabağı almalıyız, buradaki en düzgün şey o.
Je crois qu'on devrait prendre le plateau, C'est la seule chose décente ici.
bence öyle 97
bence öyle değil 26
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
olmuş 102
bence öyle değil 26
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
olmuş 102
özledim 27
oldu 1287
öldü 1127
oliver 252
orospu çocuğu 971
ohio 157
olive 40
ohhh 77
omar 42
özür dilerim 10391
oldu 1287
öldü 1127
oliver 252
orospu çocuğu 971
ohio 157
olive 40
ohhh 77
omar 42
özür dilerim 10391