Bir tanem Çeviri Fransızca
1,056 parallel translation
- İyi misin, bir tanem?
Tu n'as rien, ma chérie?
Evet, bir tanem. Evet, gitmek zorunda olduğum yer onun kalesi.
- C'est à son château que je me rends.
Korkuyor musun, bir tanem?
Vous avez peur, ma chère?
Ne yazık ki hayır, bir tanem Dr. Scarabus beni heykele döndürdükten sonra da bu şekilde bağladıktan sonra hayır.
- Je crains que non. Ce Dr Scarabus qui me change en statue puis qui me ligote de la sorte...
Teşekkür ederim, bir tanem.
Merci, ma chérie.
Eğer, Nassau'ya gitmemiş olsam benimle evlenecektin ama bu nedenle sana kızmıyorum. - Oh, bir tanem. Umursamak mı?
- Oh, trésor.
Bir tanem, gerçekten tekerlekli sandalyeye ihtiyacım yok.
Merci, je n'ai pas besoin de fauteuil.
Bu da bir tanem için.
Et ça, c'est pour ma chérie.
Ah, bir tanem.
Ma pauvre chérie.
Ah bir tanem, gel bakalım.
Ma chérie.
Gel bir tanem.
Ma chérie...
# Aşkım için, bir tanem için, çok şık giyineyim... #
M'habiller pour avoir l'air beau et plaire à mon tendre oiseau.
- Buyur bir tanem.
- Oui, trésor?
Günaydın bir tanem.
Bonjour, ma chérie.
İşte benim bir tanem de geldi.
Voilà mon petit chéri.
- Dinle, bir tanem, şunu açığa kavuşturalım. Kesinlikle seninle kalmak gibi bir niyetim yok.
Écoutez ma petite, je n'ai pas l'intention de rester avec vous.
Biliyorum, bir tanem. Gidelim, Marcus.
C'est juste, mon ange.
Alçak polisler bana vurdular, bir tanem.
Un sale flic a voulu me flinguer.
Haydi, hayatım. Haydi, bir tanem.
Viens, ma chérie.
Bir tanem, iğnem yanağına takıldı.
Je t'ai griffé avec mon ongle!
Alma, bir tanem, bizimle gel.
Chère Alma, venez avec nous.
Alma, bir tanem, sakın kızma bana.
Ne soyez pas fâchée, Alma.
Bir tanem, benim için ölümü göze aldığını düşündükçe...
Quand je pense que tu as voulu mourir pour moi.
Bir tanem, ne kadar iyi karşıladın.
Chérie, tu prends si bien les choses...
Olacağım, bir tanem. Olacağım.
Je serai fort.
Oh, teşekkürler, bir tanem.
Merci, chérie.
Unutma, bir tanem, yeterince sık yaparsan herşey eskir.
Souviens-toi, ma belle, que tout vieillit quand on le fait souvent.
Bugün aşacak çok yolumuz var, bir tanem
On a pas mal de route a faire.
Sevimli küçük kafanı şuradan geçiriver, bir tanem.
Mets ta jolie petite tete la-dedans, mon coco.
Bir tanem. Tatlım?
- Mon coeur.
Bir tanem... Bu berbat eski yatakta yatmak ne tuhaf.
Chérie... au fond, ce n'est pas curieux.
Yaşadığım yer burası mı, benim bir tanem?
C'est ici que tu habites, chéri.
Elimi tut, bir tanem.
Donne-moi la main.
1-2 tane yesene bir tanem.
Essayes-en une ou deux...
Adele, bir tanem kollarım sana açık. Yaşlandım.
Adèle, ma chère fille... mes bras te sont ouverts.
Günaydın, bir tanem.
Bonjour, chérie.
Kusura bakma bir tanem.
Je suis désolé, ma chère.
Hadi, Taya bir tanem!
Allez, ma petite Taïa...
Merhaba, bir tanem!
Bonjour, ma beauté.
Uyanmışsın bir tanem.
Mon petit garçon s'est réveillé.
Bu yüzden sanırım, babam ona bir tanem derdi
Oui, papa l'appelait toujours ché rie.
Aramızda kalsın ama Ben de bazen anneme bir tanem diyorum
Ne le ré pé tez pas, mais moi aussi je l'appelle ma ché rie.
Bir tanem? Nedir bir tanem?
Ché rie?
Anneme bir tanem diyorum bazen. Babam ona öyle derdi
J'appelle maman ché rie, comme mon papa faisait.
- Git onu getir, bir tanem.
- Va vite, bonne âme.
İyi geceler bir tanem.
Bonsoir.
Hoşça kal, bir tanem.
- Bye.
Hoşça kal, bir tanem.
Au revoir, mon chéri.
İşte benim bir tanem!
Voilà mon chéri.
Gelsene bir tanem.
- Viens, chérie, viens.
Ne var? Mieze, bir tanem, biriciğim. Bana şunu söyle :
Ma Mieze, dis-moi si j'ai le droit de boire.
bir tek 20
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane 117
bir tane daha 473
bir tanesi 28
bir tane daha ister misin 28
bir teklifim var 32
bir tane yeter 18
bir tane alabilir miyim 32
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane 117
bir tane daha 473
bir tanesi 28
bir tane daha ister misin 28
bir teklifim var 32
bir tane yeter 18
bir tane alabilir miyim 32