Bu her zaman olur Çeviri Fransızca
208 parallel translation
Bu her zaman olur.
Ça arrive tout le temps.
Bu her zaman olur.
C'est tout le temps pareil.
Bu her zaman olur. Eski borular işte, anlarsınız.
Ça arrive tout le temps avec ces vieux tuyaux.
Bu her zaman olur.
Ça arrive très souvent.
İnsanlar derslerden kalabilirler. Bu her zaman olur.
Ça arrive souvent.
Bu her zaman olur.
Ça arrive souvent!
- Bu her zaman olur. - Kim bilir belki de eskiye döneriz.
Ça arrive tout le temps, ce serait peut-être comme avant.
- Hayır. Bu her zaman olur.
Non, j'ai l'habitude.
Pek değil. Bu her zaman olur.
Non, ça m'arrive tout le temps.
- Bu her zaman olur. Hele de fırtınada.
- Ca nous arrive tout le temps, on est au beau milieu des bois.
- Bu her zaman olur. Hele de fırtınada.
- Ça nous arrive tout le temps, on est au beau milieu des bois.
Bu her zaman olur.
C'est fréquent.
- Bu her zaman olur.
Cela arrive tout le temps.
Bu her zaman olur.
- Non, ça arrive tout le temps.
Yine yaptım. Bu, her zaman olur.
Ça y est, j'ai encore été trop familier.
Bu tür şeyler her zaman olur.
Ce genre de chose arrive tout le temps.
Mahkemenin ilk günü her zaman olur bu.
J'en ai toujours le premier jour.
Ne olur biliyor musun? Her zaman gerekli olan şeyler. Öldürmek zorunda kaldım, hepsi bu.
ça a été du gâteau sauf qu'on a dû en tuer deux
- Bu tür şeyler her zaman olur.
- Ça arrive souvent.
Rahatsız ettiğim için affedersiniz. Size her zaman en iyi sigarayı veririm. Bu yüzden, profesör de bana yardımcı olur, diye düşündüm.
Docteur, pour vos cigarettes, je vous soigne, il faut bien nous soigner aussi!
Bu tür şeyler her zaman olur.
Ça arrive.
Bu tür şeyler her zaman olur da ne demek?
Qu'est-ce que ça veut dire : "Ça arrive"?
Her zaman olur bu. Bu İtalyan arabalarını bilirsiniz.
Ca arrive parfois avec ces voitures italiennes.
Bu bölüm her zaman muhtaç kızlara çok yardımcı olur.
Ce département a toujours été d'une grande aide pour les filles nécessiteuses.
- Ama bu imkansız. - Her zaman içinde şüphe olur.
- Le doute subsistera toujours.
Ne? Peki, Bu numarada her zaman birisi olur.
On répond toujours à ce numéro.
Konu şu ; eğer o odayı sevmediğiniz ortaya çıkarsa... o odayı bunun kadar beğenmediğinize kesin karar verene dek... sizi her zaman buraya taşıyabiliriz, ama bence buna gerek yok.... o durumda oturur konuşuruz, yuvarlak masada tartışır, kafa patlatırız... ve de bu... çocuk oyuncağı olur.
Que... si jamais par hasard vous n'aimez pas votre chambre, on peut toujours vous donner celle-ci mais on ne le fera pas avant que vous ayez décidé que vous n'aimez pas l'autre autant que celle-ci. On organisera alors une table ronde, pour en discuter, et euh... Un jeu d'enfants, quoi.
Bu aşamada pek çoğumuzun Hal Philip Walker'ı sorularını anlamadığını söylemek doğru olur. Ama bir sorusuna cevap vermek gerekirse Noel bana her zaman portakal gibi kokmuştur.
Pour le moment, on peut dire qu'on ne sait pas vraiment comment répondre à Hal Phillip Walker mais pour répondre à une de ses questions, c'est vrai que Noël a toujours eu pour moi un parfum d'orange.
Bu zamparalarda her zaman para olur.
- Ces échangistes ont toujours du fric.
Her zaman zor olur. Birbirleriyle ilk kez karşılaşan insanlar olur bu yüzden, bu gibi durumlar için son derece hazırlıklıyımdır.
C'est toujours difficile la première fois, de lier connaissance alors, j'ai l'habitude de lancer le jeu.
- Bu her zaman böyle olur.
- Ça les inquiètes beaucoup. - Vous êtes épouvantables!
bu sorun her zaman bir şekilde olur
Il est du genre encombrant.
Bu tür şeyler her zaman olur.
Ces choses arrivent.
Bu tür şeyler her zaman olur.
Le père qui bluffe la baby-sitter, c'est pas nouveau. Ça arrive toujours.
Bu cinsiyet değişikliği her zaman olur.
C'est tres courant, le changement de sexe.
Evet, ne yazık ki bu ilk defa olmuyor. Her zaman kazalar olur.
Après tout, ce n'est pas la première victime de la police.
Bu tür yerlerde her zaman en iyi yemekler olur.
Ces villages servent les meilleurs.
Bak Santos'u gömebiliriz. Eğer suçlu o çıkarsa, eh iyi polis, kötü olur. Bu, her zaman olur.
Ecoutez, enterrons Santos... et s'il s'avérait corrompu... un flic pourri, ça arrive.
Hızlı ve acısız ve kansız olursa iyi olur gerçi bu, her zaman olası değildir sanırım.
Je veux une mort rapide, indolore et de préférence sans verser de sang. Certes, j'imagine que ce n'est pas toujours possible.
- Evet, bu bölgede her zaman suçla ilgili bir şeyler olur.
Ce coin est bien connu pour l'activité criminelle qui y règne.
Bu tip konuşmalar, her zaman oluyor.. ve biraz içten ve doğal söylemeniz iyi olur.
Elles doivent paraître spontanées comme on parle dans la vie.
Bu her zaman olur.
J'y arrive jamais.
- Bu yerlerde her zaman çok eski ürünler olur.
On reconnaît ces magasins à la vieillesse de leurs produits.
Biliyor musun, okul dansları ne kadar yavan şeyler olsalar da her zaman öyle bir an olur ki bu dansı değerli kılar.
Tu sais, même si ces bals de lycée sont tartes... il y a toujours un moment qui fait qu'ils en valent la peine.
Bu fikre alışsan iyi olur, çünkü burada olan her şeyi doğrulayan bir kanıtı, çok yakın bir zaman içinde gün ışığına çıkardık.
Autant vous habituer. Nous avons fait une découverte qui confirmera les faits.
Nellis'de her zaman bir şeyler olur ve çoğu zaman bu olanlar gariptir.
Il y a toujours quelque chose d'inhabituel à Nellis.
Ama ben fakirdim ve her zaman olur bu.
Mais j'étais pauvre et ça arrive souvent.
Sen... sen her zaman düşünürsün ama sanırım bu sefer düşünmedin ama bazen böyle şeyler olur.
Tu penses toujours. Mais je crois que pas cette fois. Mais tu sais, ça arrive parfois.
Saçmalama. - Çünkü bu tip şeyler her zaman olur, bilirsin.
Ça arrive, tu sais?
Ama bekar bir kadının çok parası olması, her zaman sorun olur. Bu çok saçma!
Mais pour les femmes, c'est un problème.
Bu tür şeyler her zaman olur.
C'est des choses qui arrivent...