Bu hep olur Çeviri Fransızca
208 parallel translation
Genç bir sevgilinin hormonları yaşlı bir adamı geçici de olsa canlandırır. Bu hep olur.
Une maîtresse influence souvent ainsi un vieillard.
- Dinleyin, bu hep olur.
- Ecoutez, ça arrive tout le temps.
Bu hep olur.
Ça lui arrive souvent.
Bu hep olur. Çabuk! Bana bir süpürge bul.
C'est toujours à moi que ça arrive!
Sorun değil, bu hep olur bana.
C'est rien. J'ai l'habitude.
- Bu hep olur, bilirsin.
- C'est toujours comme ça.
- Merak etme, bu hep olur.
Rien. C'est très fréquent.
Ve sonra, onu ben kırmam ama bu hep olur.
Et après, je ne l'ai pas cassé mais ça arrive toujours.
Yılın bu zamanı buralar hep böyle olur.
C'est toujours comme ça à cette époque.
Bu iş hep böyle olur.
C'est comme ça!
- Elbette. Bu mevsimde hep böyle olur.
Je veux, c'est toujours comme ça à cette époque.
Bilirsin, bu hep böyle olur.
C'est ainsi.
bu tür şeyler hep olur. biz meclis başkanı yerine yeni bir delege atamak istiyoruz.
Nous voulons nommer un successeur à Chambris.
Tabii buralarda hep olur bu.
Il fallait s'y attendre. Je m'en moque.
# Güzün yapılan hasat keder getirir # Pirinç altın sarısına dönse bile bu hep böyle olur
La moisson d'automne... aux épis gorgés de soleil... rappelle seulement... le passage du temps.
Bu hep olur.
Ca arrive!
Bu zaten hep böyle olur.
C'est toujours comme ça que ça se passe.
Bu lanet olası donanmada hep aynısı olur.
C'est toujours pareil dans cette fichue marine.
Bu ilk kez olmuyor, hep olur.
Ça arrive quelque fois.
İlk seferde hep olur bu!
C'est toujours comme ça la première fois.
Tatlım, bu bana hep olur.
Mon cher, cela m'arrive tout le temps.
Bu komplolar hep inandırıcılık payı taşıyor olur.
Leurs complots ne sont que des chimères, des inventions.
Bu hep böyle olur.
Ca se passe toujours comme ça.
Bu piç Shiu Li bana hep bela olur zaten
Ce salopard de Xu Li me mouille tout le temps.
"Herkesin bir işi var." Bu hep sonuncusu olur.
Tu finis toujours par : "Fini le chômage".
Bu hep böyle olur.
Tout le monde réagit de la même façon.
Bu tür şeyler hep olur. Mutlaka geçerli bir nedeni vardır.
Ce sont des choses qui arrivent.
Bu tip şeyler hep olur ama gelecek sefere dikkatli ol.
Ces choses là arrivent... mais souviens-t'en dorénavant.
Kural değişikliği hep olur. Bu iyi takımları etkilemez.
C'est chose courante et ça n'affecte en rien les bonnes équipes.
Bu tür şeyler hep olur.
Ce sont des choses qui arrivent.
Bu bir şey değil. Caucasus'ta bunlar hep olur.
On en a vu d'autres au Caucase.
Belki tüm bu insanları senin evine davet edersem senin için daha iyi olur ve hep birlikte kaynaşırız?
Vous vous sentiriez peut-être plus à l'aise... si j'invitais tous ces gens chez vous... pour qu'on s'y mêle les uns aux autres.
Evet, bu eski kulübelerin hep tamire ihtiyacı olur.
Ces vieux chalets ont besoin d'entretien.
Korkunç Korsan Roberts yılın bu zamanında hep Florin yakınlarında olur.
Le terrible pirate Roberts est toujours près de Florin à ce temps de l'année.
- Bu tür pislikler hep olur.
- Ça arrive, ces conneries.
Yaz ortasında bu rüzgarlar hep olur.
Il y a parfois des vents assez forts en été.
Evet, bu güzel olur. Çünkü, yalnız olduğumda hep radyo açık uyurum.
Oui, ce serait vraiment formidable, car je mets la radio quand je suis seule.
- Söylediğim şey şu ve bu asla bir kur yapma değil. Erkeklerle kadınlar arkadaş olamazlar çünkü sevişme yanı hep engel olur.
- Selon moi, et ce n'est en aucun cas de la drague, un homme et une femme ne peuvent pas être amis sans que le sexe s'en mêle.
Tüylerim ürperdi. Bu şarkıyı söylediğimde hep olur.
Ça me le fait chaque fois pour cette chanson.
Bu bana hep olur.
C'est toujours à moi que ça arrive.
Ama ben gerçekten inanırsam, kağıt da elime gelirse bu sihir gibi olur derdim hep.
Mais je savais... que sij'y croyais assez fort pour que ça arrive... ce serait carrément de la magie.
Kazalar hep olur. Biz de bu yüzden bir reklam filmi çekip bütün kanallarda göstereceğiz.
C'est pour ça qu'on passe cette pub sur les grandes chaînes.
- Hep zaman böyle olur. Gösteri işi bu işte.
C'est comme ça, dans le showbiz.
Önce yanılıyorum sandım, çünkü gece nöbetlerinde bu tip şeyler hep olur.
J'ai cru que mes yeux me jouaient un tour, ça arrive souvent au milieu de la nuit.
Bu hep böyle olur. Helen Hudson'un... adıma imzaladığı iççamaşırlarının... gelmesini bekliyorum.
Il se trouve que j'attends l'arrivée d'authentiques dessous de Helen Hudson,
Randi, evet. Hep olur bu.
Oui, ça m'arrive souvent.
Yılın bu zamanında hep olur. Teşekkürler.
Toujours en cette saison.
Yılın bu zamanında hep olur.
Toujours en cette saison.
- Dudağıma Chanel ruj deyince, hep olur bu.
- C'est lui qui déclenche ça. J'y suis allergique.
Bu titremeler hep olur, bir ölü sevici de olsan ya da bir koruma görevlisi de, herkeste olur.
Tous tremblent, les nécrophiles comme les agents de la circulation.
Bu gözlükleri hep tak. Olur mu?
Je veux que tu gardes ces lunettes sur le nez.
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48