English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Büyük ihtimal

Büyük ihtimal Çeviri Fransızca

799 parallel translation
Büyük ihtimal oraya giderken meyhanede mola vermişsindir.
Tu t'es sans doute arrêté au bar en t'y rendant.
Büyük ihtimal, hiçbir zaman olmayacak.
Je n'en aurai probablement jamais.
Büyük ihtimal çim biçme aletini geri isteyen Lacavas'lardır.
C'est sans doute les LaCava qui veulent récupérer leur tondeuse.
Büyük ihtimal yediğiniz bir şey dokunmuştur.
Sans doute quelque chose que vous avez mangé.
Yıllardır araştırmalarımda asıl meşgul olduğum konudur. Hatta sizler ikizlerinizi bulup ev bark sahibi olduğunuzda da ben büyük ihtimal aynı şeyi yapıyor olacağım.
C'est un domaine que j'étudie depuis des années, et je l'étudierai encore quand vous serez mariées et mères de jumeaux...
- Söylerim. Diğeri çok büyük ihtimal yine ortalığı birbirine katacak.
Parce que l'autre, un de ces jours, ça va la reprendre.
Büyük ihtimal siz onun nerede olduğunu biliyorsunuzdur.
Je pensais que peut-être, vous pourriez savoir où elle se trouve.
Eğer şimdiye kadar gelmediyse, büyük ihtimal bugün gelmez artık.
Il ne viendra plus.
Büyük ihtimal bir yerlerde, genç bir delikanlıyladır ve zamanı unutmuştur.
Elle a dû sortir avec un garçon.
Büyük ihtimal haklısın ve bütün bu olayları kendisinin başrol oyuncusu olduğu bir melodram olarak görüyor.
Vous devez avoir raison. À ses yeux, tout ça n'est qu'un mélodrame dont il tient la vedette.
Büyük ihtimal saçma sapan şeylerle doludur.
Sans doute plein d'ordures.
Büyük ihtimal sıra bende.
Je prends d'énormes risques.
Büyük ihtimal o on km'nin içindeki binlerce adam vardır. Hepsine de bizim üniformalarımızı giyenleri vurmaları emredilmiştir.
Dans ces six milles il y a au moins des milliers de gars et chacun est entraîné pour tirer sur des uniformes comme ceux-là!
Büyük ihtimal, çalılıkların orada dişi aslanın teki, ona kur yapıyordur.
Une lionne doit rôder par là.
Sabah da büyük ihtimal "5 Biber Türü ve Bakımı" kitabı gelir.
Tu auras bientôt "Cinq Petits Poivrons : Comment ils ont Poussé le Matin."
Büyük ihtimal korkunç bulacaksınız fakat diğer bölümler gibi, eğlenceden daha fazla şey ifade ettiğini göreceksiniz.
Vous allez la trouver carrément terrifiante mais comme les autres histoires de notre série, elle ne sert pas qu'à divertir.
Bu plan 75 adamdan daha az kişiyle büyük ihtimal işe yaramaz.
Cette manœuvre exige 75 hommes.
- Dansediyordur büyük ihtimal.
- Il doit danser.
Sağ çıkan olmamıştır büyük ihtimal.
Ils n'ont probablement pas survécu.
Kesin buluruz ama büyük ihtimal içleri boş olur.
Nous les retrouverons sûrement.. mais probablement vides.
Büyük ihtimal kendinde değildi.
Il devait être malade.
Büyük ihtimal koleksiyon manyağı.
Un des derniers vestiges de la civilisation maltèque.
Valiant'ın kaptanı da büyük ihtimal böyle hissetti, ve karar vermek için fazla bekledi.
Le capitaine du Valiant a dû ressentir la même chose et il n'a pas pris sa décision à temps.
Büyük ihtimal şu anda Mr. Spock'un düşündüğünü.
Probablement ce à quoi M. Spock est en train de penser.
Büyük ihtimal yalnızlar.
Ils se sentent probablement seuls.
Büyük ihtimal diğer kazı alanlarında.
Elle est peut-être sur d'autres fouilles.
Buluşmada gecikme, büyük ihtimal her şey yolunda.
Le docteur a juste un peu de retard. Kirk, terminé.
Büyük ihtimal bir şarlatandır.
Sans doute un plaisantin.
Büyük ihtimal biliyorsundur, senden ne beklediğimi.
Tu sais certainement ce que j'espère de toi.
Büyük ihtimal Magobei ile kaçtın.
Tu t'es sûrement enfuie avec Magobei.
Magobei büyük ihtimal oraya gidecek.
Magobei va sans doute y aller.
Sonra da hastaneye gitmen gerekir, ama büyük ihtimal onlar da grevde olur zaten.
alors il faudra aller à l'hôpital et ils sont sans doute en grève.
Büyük ihtimal sıradan bir hazımsızlıktır.
Probablement un bon vieux cas d'indigestion.
Zaten büyük ihtimal yarışı kaybedeceksin.
En plus, tu vas sans doute perdre.
Sol dirseğinde ufak bir aşınma, büyük ihtimal düşüş sırasında olmuştur.
Le coude gauche écorché. Une chute, sans doute.
Büyük ihtimal.
Sans doute.
Büyük ihtimal haklıydı da.
Il a sûrement raison.
Büyük ihtimal hayır.
Probablement pas.
Büyük ihtimal 5 yada 5.5 kilo, 6 kilo da olabilir.
4 ou même 5 kilos.
Sanmayın göreceğinizi, büyük ihtimal dönmez geri.
Ne vous attendez pas à le revoir "Victoire"
Büyük ihtimal.
Probablement.
- Altı ayardan bahsediyorsunuz bayım. - Büyük ihtimal.
Un six carats sans doute.
Büyük ihtimal bunu içindir.
Il n'y a rien à expliquer. C'est sûrement pour ça.
Milyonda bir ihtimal o gerzeğin hayatındaki en büyük şanstı ve onu da iyi kullandı.
La chance de sa vie pour mon toquard d'ex-associé... Il l'utilisa à fond.
- Büyük ihtimal.
- Peut-être bien.
Bu çok büyük bir ihtimal.
C'est tres possible.
Şimdi, çocuk büyük bir ihtimal çığlığı duymuş olmalı.
Le garcon a forcément entendu ce cri.
Büyük ihtimal piyadeleri ileri sürecekler, pike bombardıman uçaklarını bekliyorlar.
Ils attendront les bombardiers.
İhtimal, aradığını bulacak. Ancak daha büyük bir ihtimalle başka bir şey bulacak.
Elle a toutes les chances de le trouver, mais elle en a encore plis de trouver autre chose.
- Bay Kawai'dedir büyük ihtimal.
Il doit être chez Kawai.
Büyük ihtimal Crater.
Sûrement Crater.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]