English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Büyük anne

Büyük anne Çeviri Fransızca

857 parallel translation
Aynen öyle, sabah olmadan, büyük anne... ... o muhteşem kırmızı boncukları almış olacak.
"Oui, et avant demain Mamie aura ces jolies perles rouges."
Off, büyük anne beni deli edecek!
" Oh, je suis furieuse contre Mamie!
'Şeytani Üçlü'den büyük anne O'Grady!
Mamie O'Grady du'club des trois'! "
Uyukluyorsun, büyük anne!
Vous êtes groggy, grand-mère.
Karnın artık çok büyük anne.
Ton ventre est drôlement gros.
Ve elli yıIdır evli olan ve birbirlerini hala ilk günkü gibi seven büyük anne ve büyük baba vardı.
Dieu qu'il était repoussant! Mon grand-père et ma grand-mère mariés depuis 50 ans et amoureux comme au premierjour.
Yaşlı kokuşmuş kadın veya yüce Miuna, çapkın ve aldatan karımız olarak, annemiz, kötü kayınvalidemiz olarak kabul ettirilen kız kardeş veya büyük anne.
Mouna la baiseuse gros cul défécatoire vieille peau puante ô puissante Mouna ô roublarde effrontée que le sort nous donna
Büyük anne, bir doların var mı?
Môman, tu me donnes un dollar?
Söylesene, zeki çocuk sana kaç kere daha annene "büyük anne" diye seslenme demeliyim?
Hé, combien de fois je t'ai dit de pas appeler ta mère comme ça?
Hatıralarım artık benimmiş gibi gelmiyor yarısı yenmiş kek gibi çite takılan tavşanın yünü gibi büyük anne.
Ces souvenirs qui semblent m'être étrangers... Un gâteau à moitié mangé... Une peau de lapin pendue à une palissade...
Büyük anne, büyük anne, büyük anne.
Maman... Maman...
Büyük anne, sen öldüğünde bu eve ne olacak?
Grand-mère qu'arrivera-t-il à la ferme quand tu mourras?
-... büyük annene yemeğe gideceğiz. - Anne gidemem.
Maman, je ne peux pas y aller.
Oradaki büyük anne mi?
Notre maman est mourante. La bonne maman Okané?
Peki, büyük anne için ne düşünüyorsun?
- Et mamie?
Unutma büyük anne ve baba geliyorlar.
Et je crois... c'est ca. N'oublie pas que les grands-parents arrivent cet apres-midi.
Genç bir oğlan için büyük anne babasından daha önemli bir şey olamaz.
Mais dans la vie d'un adolescent, rien n'est plus important... que ses grands-parents.
Nancy uydurma. S.ktir büyük anne.
Ne raconte pas d'histoires.
Birkaç gün için şehir dışında olacağım. Büyük anne ve babanı görmeye Santa Fe'ye gideceğiz.
Dans deux jours j'aurai fini et on ira voir tes grands-parents à Santa Fe.
Hayır, hayır anne. Her şey Broadway'de oldu. Aniden, o genç adam büyük bir kale gördü ve o kalenin penceresinden sarkan dünyalar güzeli bir prenses vardı.
Le berger voit à la fenêtre d'un château la plus belle de toutes les princesses.
Anne, bu kızın nerede olduğunu bilmiyorum, bu yüzden büyük beklenti içine girme.
Seulement... j'ignore où elle est.
Bize evin bütün bir katını vermekle Anne büyük bir incelik gösterdi.
Elle est adorable de nous donner tout un étage pour y vivre.
İyi geceler büyük anne.
Bonsoir, grand-mère.
Domenico anne her geçen gün daha büyük ve iyi görünüyorsun.
Maman Domenico, vous êtes plus grosse et plus belle chaque jour!
Sen de büyük ve güzelsin anne.
Tu es belle, maman. Bien sûr, tu es vieille.
Anne, sadece büyük bir dans salonu, hepsi bu.
Ce n'est qu'une grande salle de bal.
"Anne" yazılı büyük, kırmızı bir kalp.
Un grand cœur rouge avec "Maman".
- Benim karımdan yaşça çok da büyük değilsin.
Anne est à peine plus jeune.
Anne, bizim gibi kaba Teksaslıların arasına karışmakla büyük hata yapmışsın.
Tu as tort de te mêler à ces grossiers Texans, maman.
Büyük anne!
Merci!
Anne şampanya içmezdi. Büyük ihtimalle hava almaya çıkmıştır.
Anne n'a pas l'habitude de boire, elle a dû aller prendre l'air.
- Anne, o büyük hapları içmek istemiyorum.
- Maman, je hais ces affreux cachets.
Yani Anne'le ilişkimiz büyük ihtimalle bitti.
alors notre histoire avec Anne devait être finie, probablement.
Şu, büyük bir arzuyla annesini selamlayan benim oğlum muymuş? - İyi günler anne.
Serait-ce mon fils qui manifeste tant d'affection pour sa mère?
# Adını, anne tarafından olan büyük büyükannesinden almıştır :
On lui donna le nom de son arrière-grand-mère maternelle,
"Sevgili anne, büyük bir haberim var : " Marie'yle ben evlendik ".
" Chère maman, Marie et moi sommes mariés.
- Benim burnum büyük mü anne?
- J'ai un gros pif, maman?
Ne gördün büyük anne?
De quoi as-tu revé Grand-Mère?
Büyük anne, herkes evde miydi?
Grand-Mère, etions-nous tous dans la maison?
Bu sene Torunumun iradesiyle büyük salonda yapılıyor
Cette anné e, la ré ception a pour cadre cette grande salle, mon petit-fils en ayant dé cidé ainsi.
Anne babaları çalışan çocuklara büyük kardeşleri ya da komşuları bakıyor.
Les parents travaillent et les enfants restent à la maison, gardés soit par la sœur aînée, soit par une voisine payée pour ça.
Ama artık hizmetçi değil ki o anne. Eskiden yanında çalıştığı aileden ona... büyük bir miras kalmış.
Elle ne fait plus la bonne depuis qu'elle a hérité de ses patrons.
Anne ben artık büyük bir sanatçıyım.
Je suis devenu un artiste.
Anne, büyük bir fırtına yaklaşıyor.
Maman, il y a un gros orage qui vient vers nous.
Bir ilişkide anne ile buluşmak büyük bir adımdır.
Rencontrer la belle-mère, c'est sérieux.
Büyük anne mi?
- Quoi, mamie?
Büyük sıçrayış. Anne ve babası, Velma ve Marvin, düğünde hazır bulunmamışlar.
" Les parents de M. Stanwyk, Marvin et Velma, de Provo,
Ne kasdettiğimi anladın mı anne? Bir şarapnel, yumruk kadar büyük!
Tu te rends compte, maman, un éclat d'obus gros comme mon poing
Büyük anne, arabayı ödünç alabilir miyim?
Je peux prendre la voiture?
Başım büyük belada, anne.
J'ai de gros ennuis, M'man.
Anne, mahallede büyük bir haber var.
Maman, il y a un scoop dans le quartier.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]