English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Büyük iş

Büyük iş Çeviri Fransızca

1,733 parallel translation
Buraya gelmekle büyük iş başardınız.
Quel courage d'être arrivés ici.
- Evet, büyük iş benim için!
- Oui! C'était très dur pour moi!
Bu bayağı büyük iş.
Ils visent haut.
Büyük iş hakkında.
Il s'agit de voir le tableau d'ensemble.
Ama siz büyük iş peşindesiniz.
Mais vous payez le homard.
Büyük iş peşinde olanlar TV'ye çıkar di mi?
Quand l'un d'eux passe à la télé, il achète du homard pour toute la compagnie.
Başına büyük iş açtın.
Tu viens d'ouvrir une porte dangereuse.
Hayır adamım, bir polisi ve masum bir kadını öldürerek asıl sen başına büyük iş açtın.
Non, vieux, c'est toi qui l'as fait... Quand tu as assassiné un flic et une femme innocente.
Bayan Krüger, büyük bir iş başardınız.
Frau Krüger, vous avez fait un travail fantastique
- Şuan büyük bir iş üzerindeyim.
- Écoutez, j'ai en ma possession...
Bu büyük bir iş, bu hafta sonu gelmeden halledilmeli
Un spécialiste, apparemment. Et il coûte cher.
Büyük iş.
- Euh...
Ve büyük bir iş adamı.
Seb, Moulinex, Nescafé, c'est lui.
Uzun yıllar büyük babanızla iş yaptık.
Nous avons fait affaire avec votre grand père pendant des années.
Yeterince biriktirdin mi? Senin için büyük bir iş var, ilgilenir misin?
J'ai un gros coup, tu prends?
Büyük bir iş. Tek başıma karar veremem.
On a un gros boulot mais je n'arrive pas à me décider.
Bir iş görüşmesini bitirmek için orada Büyük bir iş.
Le reste du temps, il fera des affaires.
Bu, ev ve iş arasında günde 120 milden fazla yol katetmeyenler için büyük bir adım teşkil edecek.
Cela va représenter un grand pas en avant pour les gens - P.D.G. ( 1981-1990 ) General Motors qui vont au travail en voiture, s'ils n'ont pas à faire plus de 200 km par jour.
Şunu söylemeliyim ki rakam çok büyük. Çünkü iş, çok kazançlı!
Je dirais que c'est un chiffre énorme, pour des raisons de rentabilité.
Başkan olmak büyük sorumluluk isteyen bir iş.
La présidence implique de lourdes responsabilités.
Senatör Corman Orta Amerika'daki iş liderleinin büyük bir destekçisi.
Le Sénateur Corman est un grand supporter des dirigeants d'entreprises en Amérique Centrale.
Güneşin doğuşuyla, iş için açık olacağız, ve size büyük bir kazanç sağlamaktan onur duyacağım.
Dès le lever du soleil, nous ferons des affaires et je serai honoré de vous faire ramasser le paquet.
Babam, sadece bir iş gününden sonra eve maaş çekinden çok daha büyük bir şey getiriyordu.
Après seulement une journée de travail, mon père ramenait à la maison plus qu'un gros chèque.
Bak, Bu büyük bir iş değil.
Ecoute, c'est pas tres grave.
Birisinin Bay Kent'e oy verecek olmasının nedeni kendisini ona yakın hissetmesidir, ve büyük kendini beğenmiş bir iş adamı gibi görünürse onun yerel çiftçileri desteklediğine kim inanacak...
S'il y a une raison pour laquelle quelqu'un voterait pour M. Kent, c'est parce qu'on se sent lié à lui, mais qui croira qu'il soutient les fermiers du coin s'il a l'air d'un grand commercial vantard...
Bu seferki iş çok büyük.
C'est une sacrée affaire.
Evet, öyle büyük ki iş başvurunda bu ayrıntıyı nasıl gözden kaçırmışsın anlamadım.
A tel point que vous avez omis de le noter sur votre CV.
Bu kadar büyük bir iş için bu normal.
C'est courant pour ce genre de transaction.
- Daha büyük bir iş var.
J'ai d'autres problèmes.
Olağan şüphelilere gidin, uyuşturucu çekenlerle konuşun büyük bir iş istiyorum.
Voyez les suspects habituels, parlez à vos indics, je veux une grosse prise.
Küçük bir kız için büyük bir iş.
Ça fait beaucoup pour une petite fille.
Benimki daha yeni sinemada iş buldu perde olarak! Karının büyük olduğunu mu düşünüyorsun?
Tu crois que ta femme est grosse?
O denizaşırı bir iş seyahatinde, büyük bir yıllık izinde veya öyle bir şey.
Il est dans un voyage d'affaires à l'étranger. Un énorme accord en multi-propriété ou quelque chose comme ça.
Büyük şirketler ve bir sürü b.ktan iş.
Tu n'as pas changé, Leo.
Şimdi büyük bir iş çevirmeden önce geleneksel olarak, gözlerimizi kapayalım ve dua edelim.
Maintenant, selon le rituel précédant nos gros coups, fermons les yeux et prions.
Işınlama ve hiperuzay teknolojileri mahsullerimi taşımada büyük avantaj sağlayabilir.
Sa téléportation et son hyperpropulsion pourraient être un grand avantage pour transporter mes récoltes.
Bu senin anladığından daha büyük ve kötü bir iş.
C'est plus important et plus grave que tu ne l'imagines.
Büyük bir iş olmalı.
Ca a dû être une sacrée opération.
Elimde büyük bir iş var.
J'ai quelque chose de gros.
Isınan okyanusun buharlaşmasıyla, ortaya çıkan nem yükselerek büyük fırtınalar yaratır.
L'humidité s'évapore de l'océan se réchauffe et s'élève pour créer de grandes tempêtes.
Seninle iş yapmak büyük zevkti.
Content d'avoir traité avec toi.
Küçük işleri iyi becerebiliyorum ama ne zaman büyük bir iş denesem...
Je maîtrise les petites choses, mais dès que j'essaie un gros...
Seni diğer bütün çocukları desteklemek için buradayız. Çünkü bu Kilise için büyük bir iş.
Nous sommes là pour te soutenir et nous sommes là pour soutenir tous les autres enfants, parce que c'est du commerce pour l'Église.
Evet büyük bir iş değil
Yeah, pourquoi?
Sanırım bizim ve Bay Hearst arasındaki iş ortaklığı için büyük zaman dilimleri ayırmama gerek yok.
Je n'ai pas à réserver trop de temps, j'imagine, à cette future collaboration entre nous que souligne M. Hearst.
Büyük bir iş değil ki.
Je vais le réparer.
Büyük bir iş.
C'est énorme.
Eğer parayı bulup davayı kapatabilseydim Büyük bir iş olurdu. Böyle şeyler kariyer yapar.
Si j'avais pu classer l'affaire, j'aurais boosté ma carrière.
Bu iş, NCIS veya Mossad'ın müdür seviyesinden daha büyük.
Cet incident pourrait compromettre les relations entre nos deux pays pour des années.
Seninle iş yapmak büyük bir zevk vaiz efendi.
C'est un plaisir de faire affaires avec vous, Ministry.
Neyi seçersek ona sahip olabiliriz, seçimimiz ne kadar büyük olursa olsun. John Assaraf ( İş Adamı )
Nous pouvons obtenir tout ce que nous voudrons peu importe sa grandeur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]