English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Büyük kardeş

Büyük kardeş Çeviri Fransızca

214 parallel translation
Büyük kardeş küçük olanın bıçağıyla öldü.
L'ainé tué par le poignard de son jeune frère.
Büyük kardeş sol el. Nefret'in Eli mücadele ediyor.
La main gauche déteste se battre.
Bu büyük kardeş.
C'est frérot.
Büyük kardeş, ben ve kardeşim seninle iki laf edeceğiz.
Viens, frérot. Junior et moi, on a deux mots à te dire.
büyük kardeş!
Les grands frères!
büyük kardeş, içeri gelin Biz durum kontrol altında.
Chef, entre! C'est réglé.
büyük kardeş, neden bu paslı metali parlatıyorsun?
Pourquoi aiguises-tu cette ferraille?
Tamam büyük kardeş.
Ce n'est pas la peine.
- Büyük kardeş!
- Da-Jiang!
Büyük kardeş.
Da-Jiang!
Büyük kardeş, uyan.
Réveille-toi. Ne meurs pas!
- Büyük kardeş, beni düşünme.
Ne t'occupe pas de moi.
Büyük Kardeş, bu ikimizin arasında. Birimize inanması yeter.
Grand frère, tant qu'il croit l'un d'entre nous, c'est suffisant.
Büyük Kardeş!
Grand frère!
Büyük kardeş eve geliyor, elinde bir şemsiyeyle benim için.
"Grand frère rentre à la maison avec un parapluie juste pour moi"
En büyük kardeş o!
Après tout, c'est lui le frère aîné.
- Benim büyük kardeş patron şimdi. - Frank patron mu?
- Oui, mon grand frère.
Büyük kardeş.
Grande Sœur.
Büyük kardeş, bu konuyu halletmeme izin verin.
Grande Sœur, que ce soit bien clair.
Büyük kardeş, sen Efendi Feipu'ya hamileyken bu yapılmış mıydı?
Grande Sœur, faisiez-vous ainsi lorsque vous étiez enceinte de Maître Feipu?
Büyük kardeş, Efendi şu an uzaklarda. Herkesin önünde, burada yargılayacaksın.
Grande Sœur, en l'absence du Maître, et devant tout le monde, soyez le juge.
Büyük kardeş Natakichi... ayakkabıcının karısıyla kaçtı.
Mon grand frére Natakichi s'est enfui avec Ia femme du cordonnier.
Büyük kardeş utanç içinde ülkeden kaçıp, gitti.
Le plus âgé a fui le pays dans la honte.
Büyük kardeş dönmüşün.
Grand frère, t'es de retour!
Küçük Kardeş, burası Büyük Kardeş, biz top sahasındayız.
Tite Sister, ici Big Brother. On est dans le jardin.
Büyük Kardeş, Küçük Kardeş.
Big Brother, ici Tite Sister.
Küçük Kardeş, Büyük Kardeş.
Tite Sister, ici Big Brother.
Büyük Kardeş, Küçük Kardeş, olumlu. 30 saniyeye saldıracağız.
Ici Tite Sister. Affirmatif. On attaque à 31...
Büyük Kardeş!
Big Brother!
Büyük kardeş, uyan...
Grand frère? Réveille-toi?
Ama bunu telefonda konuşamayız. Büyük kardeş dinliyor olabilir.
Mais on ne veut pas en parler au téléphone.
- Büyük Kardeş programı için.
- C'est ce truc de parrainage.
Büyük kardeş geldi
Tout a changé depuis que le gouvernement change
Ridlet Scott çektiği andan itibaren bir efsaneye dönüşmüştü. 1984 romanındaki gibi, haksızlığa uğramış emekçiler ve o büyük isyan kıvılcımı her şeyi yöneten şeytani Büyük Kardeş'e karşı.
Dès le tournage par Ridley Scott, elle est entrée dans la légende, avec toutes ces masses opprimées évoquées dans le livre 1984, et cette explosion de révolte contre le maléfique Big Brother devenu maître de l'univers.
Yani diyorum ki, Steve, Bill Gates ile konuşuyor kendisi Büyük Kardeş'miş gibi dik dik bakan, ki öyleydi.
C'est vrai, Steve parlait à Bill Gates, qui baisse les yeux sur lui comme Big Brother, et c'est le cas.
Yani Büyük Kardeş'le.
Je veux dire Big Brother.
En büyük kardeş, her zaman her şeyi çözmek zorundadır.
L'aînée est celle qui doit tout comprendre, non?
Büyük kardeş!
Salut Majesté!
Sana yardım etmek istiyorum biliyorsun... ama bu kardeş sevgisinden daha büyük, daha güçlü bir şey.
J'aimerais tant t'aider mais ceci est plus grand, plus fort que l'amour fraternel.
Büyük kız kardeş tipi.
Je suis leur copine.
Ve birbirini kardeş gibi seven iki erkek arasındaki sevgi kadar büyük sevgi yoktur. "
"Personne n'a plus grand amour " que celui de l'homme pour l'homme, du frère pour son frère. "
Evet, kardeş Hogue. Burada kumdan fışkıran büyük bir cemaat öngörüyorum.
Frère Hogue... je vois une vaste communauté surgir du sable.
# Biz iki kardeş, taşırız omzumuzda büyük bir yük # Bu yükün altında ezilir dururuz
Deux petits frères Qui ploient sous le poids, d'un fardeau qui parfois blesse.
Yaşlı kokuşmuş kadın veya yüce Miuna, çapkın ve aldatan karımız olarak, annemiz, kötü kayınvalidemiz olarak kabul ettirilen kız kardeş veya büyük anne.
Mouna la baiseuse gros cul défécatoire vieille peau puante ô puissante Mouna ô roublarde effrontée que le sort nous donna
- Kımıldama! - Büyük kardeş!
- Grande sœur!
Büyük bir erkek kardeş, düzgün bir akademik kariyer, tamam.
Un frère aîné, études académiques sans problèmes...
Büyük kardeş!
Grande Sœur!
İki kardeş arasından büyük olan Seth Gecko Rollings Kansas Eyalet Hapisanesi'nde yatıyordu.
L'aîné, Seth Gecko, purgeait une peine à Rollings, la centrale du Kansas.
Kardeş büyük bir pisliğin içinde.
Mon frère est dans une merde noire.
Evrene oranla tümör, Küçük Kardeş veya Kingdom ne büyük ne de küçük.
Si on les compare à l'univers, le sarcome, Petit Frère et le Royaume ne sont ni grands ni petits.
Büyük babalarımız kardeş gibiydi.
Nos grands-pères étaient comme deux frères.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]