English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Büyük bir iş

Büyük bir iş Çeviri Fransızca

1,029 parallel translation
Bundan böyle, daha da dikkatli davranacağım. Bu büyük bir iş.
Cette fois, je serai encore plus prudent.
Barışı konuşmak büyük bir iş. Tek başıma karar veremem.
Je ne peux décider seul de la paix.
Sigara ve çorapmış. Bu büyük bir iş, Anna!
Nylons et cigarettes!
Büyük bir iş.
C'est un boulot colossal.
Yapabilirse büyük bir iş yapmış olur.
Ça m'étonnerait.
Büyük bir iş becerdin, Buttons. Büyük bir iş.
Vous avez fait du bon boulot, Bouton.
Bunun büyük bir iş olduğunu o kalın kafana sok.
Enfoncez-vous bien dans le crâne que ce sont des requins
Benim sesimin dublajını yapmak gibi büyük bir iş yapmışsa bunu yapmaya devam etmesi gerektiğini düşünmüyor musunuz?
- Elle m'a très bien doublée. Si elle ne faisait plus que ça? Et rien d'autre?
Bu büyük bir iş.
C'est une très grosse affaire...
Adamın büyük bir iş yeri var ve gün ortasında 3 saatliğine işinden ayrılabiliyor.
Il a une grosse affaire et il fait une pause de trois heures!
Bu işler nasıldır bilirsin, ama büyük, büyük bir iş.
Tu sais ce que c'est... mais il s'agit d'un gros projet.
Biz kullanıyoruz. Yeni kostümlerimiz ve anlaşmamız var. Büyük bir iş.
C'est notre grand numéro, nous avons les costumes et tout...
Önümüzde büyük bir iş var.
On a un grand boulot qui attend.
Kojiro büyük bir iş başardı.
Ce Kojiro s'en tire très bien.
Bir müşterimin. Büyük bir iş adamı. İthalat-ihracat.
Un client, gros businessman, export-import... l'avait offert à sa secrétaire.
Böylece, sonuçta çok büyük bir iş başarmış gibi görünecekler.
Ils font un plat de tout pour se faire mousser quand c'est guéri.
Bu büyük bir iş. İhtiyatlı davranmak, üzülmekten iyidir.
C'est une grosse affaire, on ne saurait être trop prudents.
Bu büyük bir iş değil...
nous ne sommes pas à Broadway...
Tüm dünyadaki insanlarla konuşacağın büyük bir iş de olabilir.
Ou dans une grosse société, qui traite avec l'étranger.
Oh, Büyük bir iş üzerindesin. Hadi.
Tu es sur un gros coup.
Büyük bir iş çeviriyorum.
Je suis sur une grosse affaire.
Tanrılar seni büyük bir iş için saklıyor olmalılar.
Les dieux doivent t'épargner pour quelque grande entreprise.
Bu büyük bir iş. Kuzeyli şirketler işin yalnızca bir bölümünü istiyorlar.
Mais c'est un gros marché, et les entreprises du nord voudront une part du gâteau.
Palm Beach'de önemli insanların olduğu büyük bir iş.
Il devient "le grand Finley", puissant, respecté, redouté.
Büyük bir iş üzerindeyiz.
Nous ne voulons pas de menu fretin.
Büyük bir iş ama hâlâ bizim yapacaklarımıza bağlı.
C'est important, mais ça dépend de nous.
Senden büyük bir iş isteyebilirim.
Je vais exiger beaucoup de vous.
Büyük bir iş adamı olduğunu mu?
Qu'il était un grand businessman?
Düşündüğünüzden daha büyük bir iş Bayan!
Ce n'est pas aussi simple que vous le croyez.
Büyük bir iş söz konusu. - Çok büyük.
On est sur un gros coup.
Gerçekten büyük bir iş üstündeyim.
Je suis sur un très gros coup.
- Bir iş daha. Büyük bir iş.
- Un dernier.
Adam büyük nakliyeci. Demiryollarıyla bir sürü iş yapıyor.
Son entreprise de fret est un gros client de la compagnie.
Çok büyük iş, onda yanlış olan bir şey var.
Laquelle?
Sizin için büyük gün, yapacak bir sürü iş var önünüzde.
C'etait un grand jour pour toi, hein?
Seninle iş yapmak büyük bir zevk. Evet.
C'est un plaisir de traiter avec vous.
Seninle iş yapmak insana büyük bir zevk veriyor.
Ravi d'avoir fait affaire avec vous.
Bütün iş büyük, uzun bir olta ile kalın bir misina bulmakta.
L'idée est que le matériel ait une bonne gaule un peu forte.
- Tabii, hanıma teşekkür et. Büyük iş yaptı. Pencereden bir saksı attı ve üç adamın öldürülmesine yardım etti.
Elle a jeté le pot de fleurs par la fenêtre et a fait tuer 3 hommes.
Böyle büyük ve önemli bir iş için fazla genç.
Je vous l'ai dit cent fois!
Herşey birbiriyle özdeş, bu kadar büyük bir evi temiz tutmak zor bir iş.
Mais c'est trop grand et difficile à entretenir.
İş bulamamanın ve yapacak bir şeyi kalmamasının neticesinde kendini büyük bir sıkıntının içerisinde buluyor ve buna daha fazla tahammül edemeyeceğine inanıyor.
Les années n'apportèrent rien... sinon un désespoir et une misère plus intolérables.
İş yapmak için yeterince büyük bir asetilen meşalesi için yapı.
Une sorte de lampe à acétylène améliorée, assez grosse pour faire le travail.
İş için size geldim,.. ... çünkü siz hayatımı kurtaran büyük bir insansınız.
Je vous demande un travail parce que vous êtes un grand homme, qui m'a sauvé la vie.
Idaho'da iyi iş yapıyor. Orada büyük bir çiftliği varmış.
Il a bien réussi, dans l'Idaho.
Büyük vurgun. Ne müthiş bir iş.
le grand coup, l'affaire mirobolante.
Belki haftada bir düğün veya bir cenaze de çalıyorsun. Büyük iş.
Une fois par semaine, un mariage ou un enterrement.
- Bu bir puma için, büyük iş.
C'est beaucoup pour une chatte sauvage.
Bu, çok büyük bir iş, General.
C'est un gros morceau.
Büyük bir sanatçıyı iş başında görmek değerli bir deneyim oldu.
Ce fut enrichissant de voir un artiste à l'œuvre.
Büyük bir olay değil, ama yine de iş iştir.
Ce n'est pas folichon, mais c'est.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]